HABER

İddianamelerdeki dedikodulara tepki

ANKARA(ANKA) - Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, mahkemelerin delilerin hukuka uygun yöntemlerle toplanmasını özenle ve istisna tanımadan denetlemesi gerektiğini belirterek, "Mahkemeler iddianamelerde iddia konusu suç ve kişiler dışında olaylara ve suç konusu olay ve kişilerle ilgisi olmayan belgelere yer verilmemesini sağlamalıdırlar" dedi.

Özok yazılı açıklamasında avukatların her gün hukukun doğal sonucu adil yargılanma hakkının gerçekleşmesi için yüzlerce duruşma salonunda binlerce dava sırasında mücadele verdiğini bildirdi.

Özdemir Özok, son günlerde kamuoyunda tartışılan ve yargıya zarar verebilecek boyutlara ulaşabilecek uygulamalar karşısında bazı konulara değinmek istediklerini belirtti.

Mahkemelerin, delillerin hukuka uygun yöntemlerle toplanmasını özenle ve istisna tanımadan denetlemesi gerektiğini belirten Özok, "Bu bağlamda mahkemeler ellerindeki yetkilere dayanarak verecekleri kararlar ile kolluk güçlerini ve savcılık makamını cesaretle yönlendirmelidirler. İddianamelerde iddia konusu suç ve kişiler dışında olaylara ve suç konusu olay ve kişilerle ilişkisi olmayan belgelere yer verilmemesini sağlamalıdırlar" dedi.

İddianamelerde yasaya ve hukuka uygun olarak olaylar ve delillerin şüpheli ve sanıklarla tek tek ilişkilendirilmesi gerektiğini anlatan Özok, "Toptancı ithamlar ile gereksiz ve tartışmaya açık konulardaki değerlendirmelerin, davalar ile korunduğu iddia edilen değerlere zarar verebileceği gözden uzak tutulmamalıdır" dedi.
Özdemir Özok, makul sürede yargılanma hakkına ilk celseden itibaren özen gösterilmesi gerektiğini belirtirken, "Tutukluluk bir önlemdir" dedi ve şöyle devam etti:
"Her şüpheli ve her sanığın talepleri ve durumları, tek tek ve iddia olunan her suç dolayısıyla ayrı ayrı, gerekçeli olarak titizlikle değerlendirilmelidir. Bu konuda verilecek kararlar kamuoyunu tatmin etmelidir. Tutuklama kararı verilmiş sanık ve şüphelinin varlığı halinde, soruşturma evresinin, kısa sürede dava açılması ile sonlandırılmasına
özen gösterilmesi sağlanmalıdır. Mahkemeler bu konuda uzayan tutukluluk süresinde önlemler alarak savcılık makamını yönlendirme güç ve yetkisine sahip bulunmaktadırlar. Bu yolla tutuklamaların yargısız infaz haline dönüşmesine engel olunmalıdır. Kovuşturma evresinde, tutuklama kararı varsa ilk duruşma gününün tayininden itibaren aynı titizlik, bizatihi mahkemeler tarafından gösterilmelidir."

-SORUŞTURMA, KOVUŞTURMA TOPLUMDA BASKI VE YILGINLIK ARACI OLMAMALI-
Ceza soruşturma ve kovuşturmasının, toplumda baskı ve yılgınlık vasıtası olarak kullanılmasına yargı makamının mutlaka engel olması gerektiğini bildiren Özdemir Özok, "Mahkemelerimiz bu tür emellere alet olmamalıdırlar. Davaların yılgınlık yaratabilecek biçimde algılanmamasına özen gösterilmesini sağlamalıdırlar. Toplumun tümünde yargıya güvenin temel koşulu bu konuda gösterilecek tarafsızlık ve bağımsızlığa bağlı bulunmaktadır. Yargının saygınlığı ancak bu yoldaki kararlı tutum sonucunda pekiştirilebilecektir" dedi.

Özdemir Özok, gizli tanıklık gibi savunma hakkını ihlal ve bertaraf edebilecek uygulamalara zorunlu hallerde ve istisna olarak başvurulmasını isterken bu gibi durumlarda hükmün, hiçbir şekilde savunma hakkı kısıtlanarak elde edilen delillere dayandırılmamasını istedi. Özok, mahkemelerin kamuoyunun bu yönde düşünmesine, yılgınlığa sevk edilmesine izin vermemesini talep etti.

Özdemir Özok, açıklamasında kesin hükümle mahkumiyet kararı verilinceye kadar sanığın masum sayılacağı ilkesine uyulması, bütün topluma, sanıklar hakkında adil yargılama yapıldığı konusunda tereddüte yer verilmeyecek şekilde güven verilmesi gerektiğini de belirtti, hakimler ve mahkemelerin adil yargılamayı özenle uyguladıklarını öngörmekle birlikte ilkeleri bir kez daha yinelediklerini anlattı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler