Çakır Hukuk Danışmanlık kurucusu avukatı Umut Çakır, son dönemde iflas erteleme başvurularında ciddi artışlar olduğunu belirtti.Çakır, başvurunun iflasla sonuçlanmaması için alınması gereken önlemleri anlattı. İflas ertelemede en büyük risk, sonucun iflasla bitmesi olduğunu söyleyen Çakır, Türkiye’nin en köklü hazır giyim markalarından Atalar Giyim’in, iflas erteleme talebi ile gittiği mahkemeden ‘iflas’ kararı ile döndüğünü hatırlattı.Çakır, firmaların iflas ertelemesi işlemine karar vermekte geç kaldığını vurguladı. Firma yetkililerinin her nedense ‘halledebilirim, bir yerlerden kaynak oluşturabilirim’ gibi çoğu kez gerçekleşemeyecek umutlarla zaman kaybettiğini söyleyen Çakır, kanuni takip nedeniyle haciz işlemine maruz kalındığında ise iflasın ertelenmesi uygulamasının başlatılmak istendiğini anlattı. Bu arada, haciz baskıları nedeniyle faaliyetinin devamını sağlamak ve mal muhafazasına engel olmak için çok önemli sayılabilecek maddi kayıplar verildiğinin de altını çizen Çakır, süreç içerisinde en fazla ihtiyaç duyulan işletme sermayesinin kaybedildiğini belirtti.Çakır, “Şirketler düzenli olarak öz varlık kontrolü yapmalı. Mukayeseli öz varlık karşılaştırmalarında süregelen bir eksilme izleniyorsa gidişatın iyi olmadığı açıkça ortadadır. Eğer mutlaka iflasın ertelenmesi müessesesinden yararlanılmak isteniyorsa, aktif-pasif dengesi çok fazla bozulmadan yani çok geç kalmadan operasyon başlatılmalı” dedi.TCS Danışmanlık’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Işık ise iflas erteleme müracaatında bulunmak isteyen firmaların öncelikle mali alt yapılarının buna uygun olup olmadığını kontrol ettirmelerini önerdi. Kendilerinin yaptığı kontrollerde çok sayıda firmanın alt yapısı uygun olmadığı için teşebbüslerinin yarıda kaldığını hatırlatan Erdoğan Işık, mali yapısı uygun olan firmaların borca batıklık bilançosu ile iyileştirme projesinin mutlaka profesyoneller tarafından hazırlanması gerektiğinin üzerinde durdu. Işık, "Zira müracaatta bulunup mahkeme tarafından bilirkişilere yaptırılan borca batıklık hesabında, borca batık olmadığı için davası reddedilen firma sayısı oldukça fazla. Ayrıca uygun olmayan borca batıklık oranı nedeniyle iflas kararı verilen firma sayısı da hatırı sayılır bir seviyede. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sunulan iyileştirme projesinin firma gerçeklerini yansıtması ve uygulanabilir olmasıdır. Projede somut iyileşme emareleri bulunmalı ve devam eden süreçte öngörülen ciro ve karlılığa mutlaka ulaşılmalı. Yoksa sonuç yine iflas olabilir" dedi.Çakır, ayrıca şu uyarılarda bulundu: “Çok önem arz eden diğer bir husus ise borca batıklık oranı. Yüzde 30’un üzerindeki bir borca batıklık durumunda iyileşmenin mümkün olamayacağı yönünde kesinleşmiş yargı kararları dikkate alındığından, firma hakkında iflas kararı verilir. Müracaattan piyasanın haberdar olduğu andan itibaren artık firma tüm alımları nakit yapmak zorunda kalır. Elde faaliyeti devam ettirebilecek kadar işletme sermayesi olmayan firmalar projede öngörülen hedeflerden uzaklaştıkları için, iflas kararı ile karşı karşıya kalır. Sürece girerken işletme sermayesi çok çok önemli. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise, ihtiyatı tedbir kararıyla rahatlayarak rehavete kapılmanın operasyona olumsuz etkileri. Sanki tedbir kararıyla bütün dertler bitmiş gibi rahat davranılmamalı”.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz