HABER

Iğdır'da "20. Yüzyılın İlk Yarısında Türk-Ermeni İlişkileri" Sempozyumu

Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özcan: - "Iğdır'da, bu coğrafyada yaşanan katliamları, vicdansızlıkları yüreğimize gömdük ve önümüze baktık. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözüyle, gençlerimize kin ve nefreti öğretmedik. Maalesef biz böyle davranırken bazıları hala kin ve nefretle yollarına devem etmekteler"

Iğdır Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu iş birliğiyle gerçekleştirilen "20. Yüzyılın İlk Yarısında Türk-Ermeni İlişkileri" Sempozyumu başladı.

Üniversitenin Karaağaç Yerleşkesi'nde 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu'ndaki programın açılışında, sempozyum düzenleme kurulu adına konuşan Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Arslantürk Akyıldız, bir asır öncesine kadar Kars, Iğdır, Nahçıvan, Erivan ve Zengezur bölgelerinde yoğunlaşan Ermeni terör örgütlerinin saldırıları sonucunda büyük vahşetlerin yaşandığını söyledi.

Konuşmacılardan Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özcan ise şunları dile getirdi:

"Iğdır'da, bu coğrafyada yaşanan katliamları, vicdansızlıkları yüreğimize gömdük ve önümüze baktık. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözüyle, gençlerimize kin ve nefreti öğretmedik. Maalesef biz böyle davranırken bazıları hala kin ve nefretle yollarına devem etmekteler. Terörü, teröristleri yüceltmeye devam ediyorlar."

Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Türkler ile Ermenilerin bu coğrafyada uzun yıllar birlikte yaşadığını fakat 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren birlikteliğin bozulduğunu ifade etti.

"Anadolu'dan Azerbaycan'a kadar bu coğrafyada binlerce insan katledilmiş, milyonlarca insan evlerini, yurtlarını terke zorlanmış, gerçek manasıyla çok büyük facialar yaşanmıştır." diyen Alma, şöyle devam etti:

"Bu acı olayların üzerinden 100 yıldan fazla süre geçti. Büyük millet olmanın gereği olarak, acılarla yaşamanın, bunu milli bir kine döndürmenin kimseye faydasının olmadığını biliyoruz, olayların mağduru biz olsak bile. Biz bu insani düşünceler içinde olayların mağduru olmamıza rağmen tarihe kara bir leke olarak geçen bu acıları unutmak istedik fakat bazı çevre ve devletlerin, müzminleşen Türk ve Müslüman düşmanlığının da tesiri ile destek verdikleri Ermeni diaspora teşkilatları, tarihi tahrif ederek aleyhimize karalama kampanyalarına başladılar. Suçlayıcı, karalayıcı faaliyetlerle, bazı devletlerin parlamentoları tarafından da desteklenerek adeta mahkum edilmeye çalışılmaktayız."

Konuşmaların ardından, "Ermenilerin Yaptığı Türk Soykırımı" fotoğraf sergisi gezildi.

Üç gün sürecek sempozyumun sonunda Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne gezi düzenlenecek.

En Çok Aranan Haberler