SPOR

'İgor Tudor kendine oynuyor'

Spor yazarları Galatasaray'ın deplasmanda Antalyaspor'u 3-2 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi.

'İgor Tudor kendine oynuyor'

PEREIRA'NIN TAM TERSİ (İLKER YASİN)

Rize maçında 1-0 öndeyken 1-1’e, Beşiktaş maçında 0-1’e ve dün de 2-0’dan az kalsın 2-2’ye gidecek maçlarla ilgili yorumum: Tudor öne gitmekten arkayı kapamayı unutuyor. Yani geçtiğimiz yıllarda Fenerbahçe hocası Pereira’ya yaptığımız eleştirinin tam tersini Tudor için yapabiliriz. 3-4-2-1 veya 3-4-2-2 sistemleri, ne yaparsan yap İngilizlerin büyük hocaları ‘taktikler maç kazandırmaz’ der.

TUDOR NE İSTİYOR?

Yönetimin tam itimatla göreve getirdiği Tudor ile futbolcular arasındaki güven duygusu sağlam mı? Sneijder nerede? De Jong sakat mı? Galatasaray’ı yıllardır şampiyonluk ve kupalara abone edenler, Hakanlar, Selçuklar gidiyor mu?
Tudor ne istiyor? Galatasaray çarpışan bir takım olamaz. Çarpışanlara karşı oynayan ve yıldızlarıyla fark yaratan bir takımdır bir asırdır Galatasaray. Herkes ona tedbir alır.

TUDOR KENDİNE OYNUYOR

90 artı 6’da Eren’in golü Tudor hakkında oluşan şüpheleri silemez. 2-0’dan 2-2’ye maç veren bir takımın hocası G.Saray’da her zaman sorgulanır. Eren Derdiyok, Tudor’un dün can kurtaran simidi olmuştur. Galatasaray yönetiminin ne düşündüğünü bilemem ama geride kalan haftalar içindeki yorumumuz Tudor’un kendine daha çok oynayan bir teknik adam olduğu yönündedir. Galatasaray’ın şu andaki futbolcuları Tudor’a güven duymuyor. Sneijder, Hakan Balta, Selçuk, Tolga, kenarlarda Yasin, Carole, Tudor’un önümüzdeki sezon için yaptığı planlamaların içinde olmayacaklarını düşünüyor. Böyle bir ortam içinde Tudor kendisi için günlük değil takım için mevsimlik düşünse ve bu yıl şu andaki oyuncularla sezonu en ideal yerde bitirse çok daha mantıklı olur. Ama Tudor G.Saray kadar kendine de oynuyor.

KİRALIK KATİL (ERMAN TOROĞLU)

Önce teknik direktörden başlayalım. Tudor yeni geldi. Futbolcuların ruhu, Tudor'un ruhuna uymuyor. Futbolcuların geneli Sosyal Sigortalardan emekli şimdi buna SGK diyoruz öyle futbolcular. Yani salla başını al maaşını tipler. Bir de Galatasaray'da gizli teknik direktör var. Sneijder. Sneijder'e diş geçiremeyen bir de yönetim var. Bütün bunlar için tutulan (mecazi manada yazıyorum) kiralık katil olarak Tudor getirildi..

KASITLI ATTIRDI

Tudor baktı takım Müslüm Gürses'in Paramparça şarkısı gibi. Nereden tutsan elinde kalıyor. Oradan giriyor olmuyor, buradan giriyor olmuyor. Dün gece dedi ki "Ulan madem siz böyle yapıyorsunuz, sizin sağınız solunuz oynuyor bari ben tavır koyayım, ben atılayım. Belki siz utanır kımıldarsınız" diye atıldı. Bakın dün gece Tudor kasıtlı atıldı. Tudor atılmadı, kendini attırdı..

ÇAKMA RONALDO

GALATASARAY takımında arkada bir adam oynuyor Chedjou diye. Beckenbauer'ın merdiven altı çakması. Hani tekniği mekniği olsa o haltları yap. Ya kardeşim sen işçisin işçi kal. Sen al ver ve topa vur. Orta sahada Selçuk diye bir oyuncu var. 3.5 milyon Euro alıyor. Yaptığı mücadele ve oynadığı oyun en fazla 300-400 bin euro'luk. Bruma Efendi bir gol atıyor. Attığı gol kaliteli. Deniyor. Avrupa'da oynayan üst düzey futbolculardan herhalde Ronaldo'ya özeniyor. Susun diye işaret yapıyor. Sarı kartı yiyor. Sonra da ikinci sarıdan atılıyor. Düşünün çakma Ronaldo, çakma Beckenbauer. Arkada Muslera bakıyor bakıyor. Adamın artık yapacak fazla bir şey yok. Lanet olsun havasında. Bunu gözlerinden okuyorum..

KILLARI DÖNDÜ

EREN Derdiyok'a siz gerekli topları getirirseniz o işi yapıyor. Son saniyede yaptığı gibi. Ama getiremiyorsunuz.
Galatasaray'da sahte oynayan futbolcular var. Galatasaray takımının içinde ikili üçlü bıdı bıdı yapıp sağı kolu oynayan futbolcular var. Yönetim mi bunları temizler, bunlar mı yönetimi temizler bunu göreceğiz. Wesley Sneijder ile De Jong aniden sakatlandılar!.. Sol baldırlarındaki arka adalelerin 4 santim altındaki kılları döndüğü için oynayamaz duruma geldiler.

SABIRLA BEKLENMELİ (ATİLLA GÖKÇE)

Galatasaray, İgor Tudor dönemine çok acele ayak uydurmalı... Hırvat teknik adam bir takım radikal kararları peş peşe alıyor. Henüz uygulamaya koymadığı ama çok yadırganacak başka kararları da var. Bu arada bir özeleştiri yaparak tribüne gönderilmesine yol açan davranışlarını gözden geçirmeli. Burada ister istemez akla gelen soru da şu: Acaba Ali Palabıyık yeni antrenöre bir ayar mı vermek istedi? Neyse karara saygılıyız. Tudor’un radikal değişiklikleri var. Onlardan ilk örneği savunmada 4’lüden üçlüye dönmesi... Hemen söyleyelim ki düne kadar dörtlü oynayan sarı -kırmızılı takım, bu üçlü savunmaya dönerken epey zorlanacak, zaman zaman fire verecek. Burada Conte’nin Chelsea’de aynı dönüşümü yaptığını, itirazlara karşın ısrar ettiğini ve zirveye yerleştiğini de söylememiz gerekir. İgor her türlü riski göze aldığına göre herkes sabırla beklemeli.

SNEIJDER VARKEN DE OYNAR

Dörtlü orta alan ve üçlü hücum hattıyla Galatasaray beklediği golleri çabuk buldu. Önce Bruma, sonra da Eren Derdiyok. Biri yakından, öteki uzaktan... Her iki golde de asist Josue’nin... Portekizli, düne kadar ancak dört maçta forma giyebilmiş. Belki de kiralık pozisyonunda oynadığı için ciddi olarak düşünülmedi. Ama hakça söyleyelim: Araya attığı toplar ve yaratıcı hamleleriyle takım için yararlanılması gereken bir oyuncu o. Sneijder’le de oynar, o yokken de oynar!

BİZİM DÖRDÜNCÜLER

Selçuk’un duran topunu kafayla tamamlayan Eren Derdiyok (2 golle) üç puanın kahramanı oldu. Bu arada... Bruma’nın gördüğü kırmızı kart yüzde yüz doğru. İgor’u tribüne gönderen karar da dördüncü hakemle tartışmasına dayanıyor. Eh, bizim dördüncüler de az değil hani!

İLK YARIDA BİTECEKTİ (OSMAN ŞENHER)

Tudor’un kafasındaki sistemi, mücadeleyi takıma yerleştirmesi için çok zaman lazım. İlk yarı sahanın en iyilerinden Bruma, takımı 2-0 öndeyken kafasını kaldırıp direğin dibinde boşta olan Yasin ya da Josue’ye topu verebilse belki maç ilk yarıda bitecekti. Dönen topta Chedjou’nun sorumsuzluluğu az kalsın Galatasaray’a pahalıya mâl oluyordu. Evet, Riekerink zamanından farklı futbol oynuyor sarı-kırmızılılar. En azından daha hırslılar, daha çok koşuyorlar. Birebir mücadelelerde futbolcular eskisi gibi yerde kalmıyor, hep ayaktalar. Burada da ortaya ne çıkıyor, teknik...

TEK SANTRFOR EREN

Her şeyden önce bu takımın tek santforu Eren’dir. İster Podolski oynasın, ister başka bir oyuncu. Eren 90 dakika sahada kalmalı. Bunu hepimiz gördük. Uzatmalarda o altın kafa vuruşunu başka yapacak futbolcu var mı? Bence yok. O zaman Tudor, Eren’e formayı vermeli. Galatasaray’ın daha fazla gol atmasını istiyorsa da kanatlarda her kim oynuyorsa mutlaka Eren’i topla buluşturması lazım. Bunu yapamayan futbolcuya bunu vermemesi lazım.

ADALET DAĞITAMIYOR

Linnes de küstürülmemeli. Bir hafta kadroda var, bir hafta yok. Genç oyuncular çabuk demoralize oluyorlar. Sonuçta Antalyaspor iyi bir takım. Rıza Çalımbay hücuma dönük futbol oynatıp başarılı da oluyor. Son vuruşlarda biraz dikkatli olsalardı ya da Eto’o cezalı olmasaydı Galatasaray zor galip gelirdi. Son sözüm de Ali Palabıyık’a... Sahada adalet dağıtamıyor. İki takım oyuncularını da çıldırtacak noktaya getirdi.

DOZUNU AYARLAMAZSAN (HAKAN ÜNSAL)

Igor Tudor’un gelişinden sonra Galatasaray’daki en önemli değişiklik, top rakipte iken Eren de dahil 10 oyuncunun kendi yarı alanına kadar gelip savunması. Yani topla kendi kalesi arasında olmak. Tamam, bu güzel ve olması gereken bir anlayış. Hele ki, Galatasaray gibi savunmada bireysel ve kolektif hata yapan bir takım için olmazsa olmaz.
Fakat bu tarzın, faydadan zarara geçişi kolaylaştıran bir tehlikeli tarafı var. Eğer savunmada kalmanın süresini, kendi alanında kabul etmenin dozunu ayarlayamazsan rakibin baskılı oyununa izin verirsin. Bu da savunmanın hata yapma oranını yükseltir. Tabii asıl olması gereken, elindeki ligin en süratli oyuncularıyla hızlı ve çabuk hücumlar yapmak ve maçı koparmak olmalı.

DEĞİL TUDOR..!

Galatasaray’ın yediği 2 gol de aslında bir klasik... Defansta Chedjou’dan bireysel hata ve Carole’nin arkasına atılan top ile o bölgeden gelen gol. Bu tarz hatalara değil Tudor, Arrigo Sacchi bile bir şey yapamaz. İkinci yarı oynanan oyunu göz önünde bulundurunca, son anda gelen galibiyet müthiş bir kazanç. Oyuncular, Tudor ve yönetim için kötü günlerin başlangıcı olabilecek bir dönemeç çok iyi dönüldü.

EREN'E PRİMİMDEN VERİRDİM

Şampiyonluk yarışındaki şansını neredeyse bitirmiş olan Galatasaray için ligi en iyi yerde bitirmek çok kritik. Çünkü, önümüzdeki günler ve yıllar çok sıkıntılı geçecek. Bu yüzden bazen iyi oynamasan da böyle galibiyetler gerekir. Eren’in ilk golü çok iyiydi. Ama ikinci golü iyi olmanın ötesinde çok değerliydi. Takım arkadaşlarının yerinde olsam Eren’e hediye alırdım ya da primimden verirdim. Çünkü sadece 3 puanı getirmedi, çok lazım olan huzura da kavuşturdu.

G.SARAY'A UYGUN DEĞİL (ÖMER ÜRÜNDÜL)

Galatasaray, kazanmasına rağmen şu görüşümü belirtmek istiyorum: Bu kadroyla üçlü defans uygulaması G.Saray'a uygun değil. Yasin de Carole de kenarlarda çok zorlanıyorlar. Ofansif özellikleri de en aza iniyor. Bruma, forvet arkasında belki verkaçla çok güzel bir gol attı ama kenarda olsa daha etkili oynayacağı görüşündeyim.

ŞANS YANINDAYDI

Rıza Çalımbay, ilk 11'de hata yaptı. Salih Dursun kesinlikle böyle zor bir maçın ön liberosu olmaz. İkinci yarı bu hatadan döndü. Bir de Serdar Özkan, ikinci yarıda hiç Sakıb'a yardım etmedi. Bu yüzden de ilk yarıda hiç gidemeyen Yasin, etkili üç kanat atağı yaptı. Bruma'nın kırmızısından sonra her an gol kokan ve gol atanın kazanacağı maçta şans faktörü Aslan'ın yanındaydı. Tabii ki Eto'o'nun oynamayışının Antalya hücumunda önemli bir handikap olduğunu gözardı etmeyelim.

TAM BİR FİYASKO (EVREN TURHAN)

Galatasaray için mutlak kazanılması gereken bir maçtı. Avrupa'yı hedefleyen Antalyaspor karşısında Galatasaray'ın işi odukça zor gözüküyordu. Galatasaray maça kontrollü ve rakibine posizyon vermemek için başladı. Nitekim ilk 20 dakika iki takım da net bir posizyon bulamadı. Tudor'un gelişiyle artık yan pas ve boş paslar azalarak yerini, dikine ve sonuca gidecek paslara bıraktı. Bruma'nın dikine pasında Josue'nin asisti ve Portekizli yıldızın plasesi ile skor 1-0 oldu. Ardından Eren'in füzesi takımı rahatlattı. Oyun tam Galatasaray'ın istediği gibi giderken, Chedjou'nun hatası, Mbilla'nın farkı bire indirmesine yetti. Ali Palabıyık pozisyonda Mbilla'nın, yaptığı faulü es geçti. Tudor'u sahadan atması da tam bir fiyaskoydu..

PALABIYIK MAÇI KATLETTİ

İkinci yarı Antalya riskler alarak başladı ve Carole'nin sakatlanıp oyuna girdiği an golü o taraftan yedi. Orta sahada Selçuk ve Tolga'nın üretkenliği sıfır. Bruma olmasa Galatasaray kaleye gidemeyecek! Yasin'in sahada varlığı ile yokluğu belli değildi. Aslında herkes 2-2'ye razıyken Eren altın değerinde bir golle 3 puanı getirdi. Bruma'nın oyundan atılması tam bir komedi. Ali Palabıyık, kararlarıyla maça damgasını vurdu. Maçı resmen katletti..

İHRACI DOĞRU (DENİZ ÇOBAN)

Maçın 35. dakikası oynanırken 4. hakem Hakan Ceylan’ın uyarısı ile Galatasaray Teknik Direktörü Tudor, tribüne gönderildi. Hakemlere verilen talimat; “Kulübede bulunanlardan biri; hakem kararına tepki olarak, yerde duran bir cisme tekme atarsa ya da elinde tuttuğu bir şeyi yere fırlatırsa oyundan ihraç edilmelidir” şeklindedir. Dolayısıyla Tudor’un ihracı doğru bir karardı.

SIRTINDAN İTTİ

44. dakikada Antalyaspor’un M’Billa ile kazandığı golden önce faul vardı. M’Billa, Chedjou’yu sırtından iterek yere düşürmüş ve topu kazanmıştı. Mücadele omuz omuza olsa, bu şiddet faul için yeterli değil derdim ancak Chedjou sırtından itildiği için pozisyonun faul olduğunu düşünüyorum.

KIRMIZI KARARI DOĞRU

84. dakikada Bruma’nın rakibine tehlike yaratacak şekilde yükseğe kalkan ayağı sarı kartı gerektiriyordu. Çünkü kramponunun vidalarıyla rakibinin omuz kısmına bir darbesi vardı. Bruma’nın ikinci sarı karttan oyundan atılması doğru bir karardı.

Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler