2007 yılının Eylül ayında dönemin Ordu Hrk. Bşk. Korgeneral Nusrat Taşdeler tarafından hazırlandığı iddia edilen belge, Türkiye’deki İslami gelişmelerin ve dünyanın bu gelişmelere yaklaşımının yer aldığı bir ’Genel Durum’değerlendirmesiyle başlıyor. Değerlendermede özetle şu ifadeler yer alıyor:
Milliyetçilik büyük darbe aldı
* Seçimler sonunda Milliyetçilik söylemleri ve politikalarının darbe aldığını kabul etmek gerekmektedir. Seçim sonuçları ılımlı İslam’ın bir zaferi olarak kabul görmektedir. Batının İslam karşıtlığının bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, İslamcı olarak niteledikleri bir hükümeti bu derece desteklemeleri özellikle dikkat çekicidir.
Temel değerler hızla aşınıyor
* 22 Temmuz seçimlerinin Türkiye’nin İslama dönüştürülmesi gayretleri bakımından bir milat olduğu ve Temmuz’da kazanılan başarının verdiği cesaretle AKP’yi ve destekçilerini daha fütursuz ve cüretkar davranmaya yöneltebilecek din eksenli bir dönemin ötesinde Cumhuriyetin ve milletimizin temel değerlerinin aşındırılmasına yönelik bir süreci başlatma tehlikesini ortaya çıkardığını söylemek mümkündür.
* 22 Temmuz seçimleri ayrıca ılımlı İslam’ın kazançları ile bitti denilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin tekrar canlanmasını sağlamış, Türkiye’ye biçilen ’yeni Osmanlı’rolünün yeniden gündeme getirilmesine yol açmıştır.
DTP’nin Meclise girmesi talihsizlik
Değerlendirmede DTP’nin meclise girmesi ’talihsizlik’olarak nitelendirilirken, PKK ile mücadele etme konusunda bölge halkının ’rahatsız edilmesi’gerektiği vurgulanıyor.
* DTP’nin TBMM’ye girmesi, Türk demokrasisi için bir talihsizliktir. PKK’-yı kardeş ve hatta ’kendileri’ilan eden, terörist başının yaşam koşullarını Mec-lis’e taşıyacaklarını açıklayan bu kişilerin; geçmişten ders almadıkları, amaçlarının kendilerinden öncekiler gibi demokratik bin platformda görüşlerini dile getirmet değil devletle kavga etmek olduğu daha ilk günden anlaşılmıştır.
* Irak’ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında “rahatsız etmek”, bu suretle de PKK’ya yardım ettikleri ve destek sağladıkları müddetçe bu rahatsızlığın devam edeceği imajını vermek,
‘TSK’ya destek azaldı’
’Bilgi Destek Çalışması’adı altında hazırlanan belgenin sonuç bölümünde de TSK’nın kamuoyunda etki kaybına uğradığının altı çiziliyor.
* TSK’yı destekleyebilecek kesimler son derece azalmıştır. Tam tersine basın, iş dünyası, ticaret odaları, sendikalar, üniversite camiasının bir kısmı TSK’nın karşısındadır. Hatta halkı da TSK’ya karşı çıkarmaya yönelik çabalar artmaktadır. Bütün bunların içinden karakteri sağlam, devletimizin temel niteliklerine bağlı kişi veya kişilerin ve fikirleri parelallik gösteren STÖ’lerin desteklerini sağlamak veya beraber çalışma imkanlarını araştırmak gerekir.
* TSK’nın “imaj tazelemesine” büyük kitlelerin ortak meselelerini kullanarak başlamak gerekmektedir. Bu nedenle de, öncelikle PKK ve DTP üzerine alenen ve kamuoyu oluşturacak şekilde ve yukarıda maruz temalar çerçevesinde gidilmelidir. Aynı kapsamda ele alınması gereken bir diğer konu da din ve türbandır. TSK’nın dine karşı olmadığı çeşitli vesilelerle ve şekillerde gündeme getirilmeli, baş örtüsü ile türban farklılığı vurgulanarak bu konudaki yanlış anlamaların ve TSK aleyhinde oluşmaya başlayan kanaatin önü kesilmelidir.