Tuzla Tersanesi'nde işçilerin ölümüyle sonuçlanan olaylar tüm kesimlerden tepki çekmeye devam ediyor. İHİD Genel Sekreteri Av. Dr. Mert Van, yaptığı açıklamada, "artık iş kazalarına bir son verilsin" dedi.
Van konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"Yaşanan acı olay ülkemizdeki yetersiz iş güvenliği kalite standartlarının altını bir kere daha çizmiştir. Tuzla tersanelerinde ard arda yaşanan "iş kazalarına" artık bir son verilmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca yapılan açıklamalara göre Tuzla'da bulunan 44 işyerinde 3 bin 383, 563 taşeron firmada ise 18 bin 42 işçi çalışmaktadır. Bu rakamlarla ifade edilen bir istihdam ortamında elbette ki işletmelerin etkin iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri almaları, işçilerin ise bu tedbirlere azami uyum göstermeleri zorunludur. Öte yandan bu zorunlulukların da bir takım objektif gözler ile denetlenmesi gereği söz konusudur. Bu denetim yükü aslen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndadır ancak ben sivil toplum örgütlerinin de bu denetime katkı sağlamalarının gerektiği düşüncesindeyim. İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Derneği (İHİD) de, konunun öneminin farkına varmış iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve hukukçulardan müteşekkil üyeleri ile, bu düşünceden hareketle yola çıkmıştır. Bu hedef ve kadro ile faaliyet gösteren ilk sivil toplum örgütü olarak hedefimiz, dünya çapında yılda 2.3 milyon ölüm ve % 4 oranında gayrisafi yurtiçi hâsıla kaybına sebep olan işe bağlı kaza ve hastalıkların önlenmesini sağlamak, ülkemizde mevcut ve yetersiz iş güvenliği kalite standartlarını yükseltmek, yalnızca cezalandırıcı değil önleyici nitelikli yasaların yürürlüğe konmasına öncülük etmektir. Gerçekleştirilecek yeni yasal düzenlemeler ile ülke çapında iş sağlığı ve güvenliği kalite standartlarında, Avrupa Birliği normlarına uyum sağlanacaktır.
Son olarak belirtmek isterim ki, herkes çalışma koşullarındaki iyileşme ve ülkedeki sosyal kalkınmanın; işyerinde sağlık ve güvenliğin sağlanması ile mümkün olduğunun bilincine varmalıdır. Bu tarz kazaların bir daha yaşanmaması için işverenler, işçiler ve özellikle sivil toplum kuruluşları üzerine düşeni yapmalıdır. Bu birliktelik ile iş hukukunda ki gelişim ve toplumdaki bilinçlenme tam anlamıyla sağlanacaktır"