HABER

İhracatçıdan "karsızlık" uyarısı

DENİZLİ (İHA) - Dış Ticaret Müsteşarlığı Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (DETKİB) Yönetim Kurulu Başkanı ve RATEKS Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi sahibi Raşit Güntaş, kur politikasının yakında duvara toslayacağını tahmin ettiğini belirterek, "Enflasyonu düşürmek zor bir iş değil. Piyasadan parayı çekersiniz, enflasyon sıfıra iner" dedi. Güntaş, artık ihracatın danesiz ekine benzediğini, karlılık marjının sürekli gerilediğini kaydetti.

Raşit Güntaş, RATEKS'i ziyarette ihracatta karlılık, kur, teşvik yasası ve tekstil sektöründeki beklentilerle ilgili soruları cevapladı. Özellikle Uluslararası Para Fonu (IMF) politikalarını eleştiren Güntaş, IMF programlarında faiz, döviz ve istihdam ayaklarından istihdamın sürekli unutulduğunu belirterek, "Piyasalar için bazen kur, bazen faizler tutuluyor ama istihdam bacağı sürekli gözardı ediliyor" diye konuştu.

1983 yılında ihracat hamlesiyle birlikte Denizli'nin de kendini ihracatın içinde bulduğunu ve önemli başarılar yakaladığını belirten Raşit Güntaş, geçen yıl itibariyle havlu ve bornozda 800 milyon dolarlık bir miktarı yakaladıklarını, bu yıl da 1 milyar dolarlık bir hedef beklentisinde olduklarını, ancak karın yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Güntaş, "Havlu ve bornozda bir gerileme yok. Denizli'nin ağırlıklı pazarı AB. Geçen seneki havlu ve bornozda oluşan 800 milyon dolarlık ihracatın 700'e yakını AB, 100 veya biraz üzeri ABD'ye yapılıyor" dedi.

"DANESİZ İHRACAT" Ortaya çıkan büyük rakamlara rağmen ihracatın aslında karsız, sadece müşteriyi elde tutmak için yapıldığını belirten Güntaş, "Özellikle birbuçuk yıldır ihracatta karlılığımız sürekli düşüyor. İhracat evinsiz bir ekine benzedi. Ekinler 1.5 metreye gelmiş ama içinde taneler yok. Şu anda son 2 yıldır geldiğimiz nokta bu. Girdi maliyetlerimiz her geçen gün artıyor. Maliyetler arttıkça rekabet gücümüz zayıflıyor. İnsanlar müşterilerini kaybetmemek için özverili çalışmalarını devam ettiriyor. Karlılığı hep ikinci plana itiyor. Bunun sebebi de 2001 yılından beri uygulanan dalgalı kur politikasıdır. Dövizin enflasyon rakamları kadar artmasını istiyoruz, ihracatçının talebi budur. Sektörde karlılık oranını söylemek pek mümkün değil. Yıl sonu itibariyle herkes belki de iki elini başına koyacak. Bunu istemeye istemeye söylüyorum, önümüzü çok iyi göremiyoruz" diye konuştu.

57. hükümetten bu yana IMF programlarında 3 bacağın bir tanesinin unutulduğuna dikkat çeken Güntaş, "Geçen sefer kuru tuttular, faizi serbest bıraktılar. Bu sefer kuru serbest bıraktılar, faizi tuttular. Ne anladık. Öbür ayak hala boşta. Daha önceleri nasıl duvara tosladıysak bu gidişle yine duvara toslayacağız. Diyorum ki serbest kur politikası bizi duvara toslatacak. Enflasyonu yüzde 8'lere çekmek zor bir şey değil. Piyasadan parayı kaldırırsın enflasyonda sıfırı çekersin" dedi.

"HER YERDE TEKSTİL OLMAZ" 5084 sayılı teşvik yasasının uygulanabilir özelliğinin olmadığını, herşeyden önce teşvikin 2007'de biteceği için sürenin kısa olduğunu hatırlatan Raşit Güntaş, "Bu kapsamda Denizli'de diğer illere giden sanayici yok. Bu 2007 sonuna kadar devam edeceği için yatırım zamanı az. Teşvik 10 yıllık olsun ki insanlar yatırımı düşünsün. 2007 sonunda teşvik kaldırıldığı zaman buralarda fabrikalar demir yığınına döner diye düşünüyorum. Buralardaki iş gücünün oralara kayacağını zannetmiyorum. Belki iplik fabrikaları çalışabilir. Sıfırdan konfeksiyona yapılacak yatırımların başarılı olacağını zannetmiyorum" diye konuştu.

Raşit Güntaş, konuyla ilgili Başbakanlığa; "Sakın buralara tekstil yatırımlarını teşvik edip insanların hevesini kırmayın, paralarını heder ettirmeyin" diye yazı yazacağını, çünkü buralara gelen insanların başarılı olma şanslarının yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Müşterilerin uçağı olan Denizli'ye gelmediklerini, kendilerini İstanbul'a çağırdıklarını, bir zaman sonra da Avrupa'ya çağıracaklarını belirten Güntaş, "Buralarda tekstil teşvik vermenin sonu büyük kayıplardır. Ancak yöresel olarak hayvancılık, tarımsal ürünlerin teşviki konuları düşünülebilir. Şayet bölgesel ve sektörel teşviklere girmezsek bu verilen teşvikler bir şeye yaramaz. Çünkü bunların adı var, içi boş, Altyapısı olmayan bir bölgede tekstil sektörünü çalıştırmak çok zor ve meşakkatli bir iştir. Tekstil o kadar kolay bir sektör değil, boyası, baskısı, yan sanayii olmadan işi yapamazsınız" dedi.

"YABANCILARIN TAKİBİNDEYİZ" Yabancıların Türkiye'nin girdi fiyatlarını çok yakından takip ettiklerine de değinen Güntaş, "Mesela parite 2003 başından itibaren ters dönmeye başladı. Bu parite artmasından dolayı bizim paramız değerlendi. Siz ipliği dolarla alıyorsunuz, fiyatlardan düşün diyorlar. Yani bizi iyi takip ediyorlar. Bize nefes dahi aldırmıyorlar. Artık Türkiye'de imalatı yaparken çok iyi verimliliği elde ederek satış yapmamız gerekiyor. Yoksa 2000'li yıllara kadar olan iyi dönemi bundan2eu anda son 2 yıldır geldi,eu anda son 2 yıldır geldi sonra göreceğimizi zannetmiyorum" diye konuştu.

Denizli'de 2001 yılında kotaların bir kısmının kalkmasıyla çok şey kaybettiğini, bundan sonra kaybedecek bir şeyi olmadığını belirten Güntaş, "Çin'in 2005'ten sonra bize etki yapacağını tahmin etmiyorum. Yüzde 35'lik pazar payımız yüzde 25'lere geldi. ABD'deki kaybımızı AB ülkeleri nispeten karşılıyor. Denizli'de iç giyime giren firmalarımız artıyor. Çorap sanayi ve ihracatı var. Dış giyim de olan firmalarımız da var. Denizli'deki 800 milyar dolar ihracat. İç piyasa rakamlarımız belirli değil. Ev tekstili ve diğer ürünler 300-500 bin dolarlık satışı vardır. Denizli'de tekstil ve hazır giyimde 650 ihracatçı bulunuyor. Yine de sektörümde geçmiş senelerdeki gibi güven ortamı ile işime bakamıyorum" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler