HABER

İhracatçıların gözü "faiz" kararında

İhracatçıların gözü "faiz" kararında

İSTANBUL(ANKA)- -Düşük döviz kuru, yüksek TL ve faizden şikayetçi olan ihracatçılar ve reel sektör temsilcilerinin gözü, 16 Ekim Salı günü toplanacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında. Sektör, Para Kurulu'ndan faizlerde "şok indirim" bekliyor.

-"BU KURULDAN MUTLAKA FAİZ İNDİRİMİ ÇIKAR"-
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, ANKA'ya yaptığı açıklamada, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından beklentilerine ilişkin görüşlerini söyledi. Satıcı, "Salı günü Merkez Bankası'ndan beklediğimiz sadece oransal olarak faiz indirimi değil, bunun ötesinde tavır olarak da faiz lobilerine ve reel piyasalarına vereceği mesaj. Bu mesajları çok net duymak istiyoruz. Faize devam mı, yoksa ihracata, üretime, reel sektörü merhaba mı? Burada Merkez Bankası'nın ve Para Kurulu'nun tavrı çok önemli.. Bütün Türkiye ve bütün üreticiler pür dikkat Salı günü onları izleyeceğiz."

Oğuz Satıcı, Para Kurulu'ndan beklentilerinin kişisel olmadığını ifade ederek, "Biz de, herkesin yaptığı gibi sistemin şartların verdiği konforu kullanıp yan gelir yatabilirdik. Para Kurulu'ndan mutlaka faiz indirimi çıkar ama çıkmasından öte doğru mesaj ve doğru oran çıkmalı" dedi. Para Kurulu'nun 0.25, 0.50, 0.75 puan gibi bir indirim çıkması halinde faiz çevrelerinin "Buyurun biz hala yüksek faiz vermeye devam ediyoruz. Gelebildiğiniz kadar gelin. Bizim için, sıcak paradan önemli bir şey yok" mesajı anlamına geleceğini söyleyen Satıcı, "Biz Merkez Bankası ve Para Kurulu'ndan hem oransal, hem de söylemleriyle desteklenmiş bir ‘şok indirim' bekliyoruz" dedi.

Para Kurulu'ndan faiz indirimi çıkmaması halinde de gerçekleştirecekleri tepkilere ilişkin de çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Satıcı, Merkez Bankası'nın sağduyuyla hareket edeceğini düşündüklerini dile getirdi.

-"ŞOK FAİZ İNDİRİMİ BEKLİYORUZ"-
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, reel sektörün gözünün 16 Ekim'de toplanacak Para Politikası Kurulu'na (PPK) çevrilmiş olduğunu ve reel sektörün toplantıdan ‘ŞOK faiz indirimi kararı' beklediğini söyledi.

Merkez Bankasının vereceği kararın "Türkiye'ye daha ne kadar yüksek faiz ödeteceğiz" niteliğinde olacağını ifade eden Orakçıoğlu, Kurul üyelerinin ülke ekonomisi açısından tarihi bir sorumluluk taşıdıklarını vurguladı. Türkiye'de üreten kesimin sürdürülen politikalarla baskı altına alındığını savunan Orakçıoğlu "Yüksek faiz ekonominin ateşini yükseltiyor, verimliliğe, rekabetçiliğe darbe indiriyor. Bunun sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Yıllardır omuz omuza üretimin içinde yer aldığımız, binlerce istihdam yaratan arkadaşlarımızın fabrikalarına kilit vurduğunu öğreniyoruz."dedi. Orakçıoğlu, yüksek faizin yol açtığı düşük kurun üreticiye ve ihracatçıya büyük bedel ödettiğini belirterek, yüksek faizin yol açtığı bu sonucun, ülkemizde işsizliğe neden olduğunu, ithalat yapılan ülkelerin istihdamına katkı sağladığını ifade etti.
Mali piyasaları düzeltmek üzere yıllar önce uygulanmaya konulan programın amacına ulaştığını, Türkiye'nin artık üretim odaklı yeni bir ekonomi programına ihtiyaç duyduğunu uzunca bir süredir dile getirdiklerini vurgulayan Orakçıoğlu, şunları kaydetti:

"Biz bu sorunları dile getiriyoruz. Yalnızca üreticimizin değil, yüz binlerce çalışanın sorumluluğunu taşıyoruz üzerimizde. Para Politikası Kurulu'nun alacağı karar da işte bu yüz binlerce çalışanı ilgilendiriyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyelerine sorumluluklarını bir kere daha hatırlatıyoruz. Tüketen değil, üreten Türkiye'nin Merkez Bankası' olarak tarihe geçmeye çağırıyoruz, iş işten geçmeden."

-"MERKEZ BANKASININ YAPACAK CESARETİ OLMAYACAĞINI SÖYLÜYORUM"-
İTKİB Başkanı İsmail Gülle de, Para Kurulundan önemli oranda faiz indirimi beklediklerini söyledi. Gülle, "Kalbimizden geçen en az yüzde 10'luk bir indirim yapılması. Bugün Türkiye'deki banka sahiplerine varıncaya kadar herkes enflasyonla verilen faiz arasındaki hedefin dünyada en yüksek olduğunu belirtiyor. Yani bu aklıselim olan herkesin şikayet ettiği bir konu. Mantığım indirim bekliyor ama dilim Merkez Bankasının yapacak cesareti olmayacağını söylüyor. Amerika benzer şekildeki pozisyonda, ya durgunluk ya büyümeydi, büyümeyi seçti. Ama bizim Merkez Bankasının aynı hassasiyetle üretim ve sanayiyi düşüneceğini sanmıyoruz" dedi. Gülle, şunları kaydetti:

"Türkiye'de özellikle ithalatta ihracatın açılması bir cari açık sorunu yaşatıyor. Bu cari açığın finansmanında da diğer gelirlerinizde, turizmde, inşaatta, yabancı müteahhitlik hizmetlerinde, nakliyede, bu tür hizmetlerin dışında mutlaka bir açığı kapatmak için bir fon kullanıyorsunuz, sıcak parayı kullanıyorsunuz. Yani bu parayı çeviren, davet eden, kapanın önündeki peynir bu. 13.5'lerde olan faizi biranda 4.5 puan yukarı çıkartarak bu noktaya geldi. Yani bunun süresi bu faiz oranının normalleşmeye doğru gitmesi, neticesi bu. Türkiye'deki arz talep dengesi açısından baktığınız zaman, şuan da ihtiyaç olandan çok fazla bir dolar fazlası var. Yani hiç değilse bunun oluşmasını ya da havuza gelenle giden musluk arasındaki farkın azalmasını sağlayacak bir düzeltme istiyoruz."

-"FAİZDEN MUZDARİP DURUMDAYIZ"
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Ahmet Keleş ise, aynı konuya ilişkin değerlendirmesinde, "İhracatçılar olarak yüksek faizden muzdarip durumdayız. Yüksek faizin dolayısıyla yüksek kurun hedefi sadece ihracatçılar değil direk üreticilerdir. Üretim olmayacağına göre ihracat da olmayacaktır. O sebeple yüksek faizden çok hızlı bir şekilde bu ülkenin kurtulması gerekir. Sıcak paranın yatırıma dönüştürülmesi için gerekli önlemlerin alınması ve reel sektörü destekleyici faiz indirimin de ivedilikle gerçekleştirilmesi lazım" dedi.

-"BU PARADOKS MUTLAKA ÇÖZÜLMELİ"-
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran ise, Türkiye'de hem dövizlerin düşük, hem faizlerin yüksek olduğunu belirterek, bunun da cari açığın sürekli artmasına neden olduğunu söyledi. Bu paradoks mutlaka çözülmesi gerektiğini vurgulayan Dalgakıran, bu kadar yüksek faiz oranlarında üretim yapmanın çok güçleştiğini vurguladı. Firmaların yatırım yapamaz hale geldiğine de işaret eden Dalgakıran, "Bunun acısını 2-3 yıl sonra çok daha kötü çekeriz. Türkiye gelecekte rekabet gücünü bu nedenle kaybedebilir. Sanayinin rekabet gücü yeni yatırımlarla desteklenir. Türkiye'nin kişi başı milli gelirini 10 bin dolar yapmak istiyoruz ama yatırım yapamayan sanayi ve üretim ortamında bunun nasıl olacağı meçhul. Bu bağlamda, faizler yüksek bir oranda düşürülmeli ve üreticinin yatırım yapmasının önü açılmalı" değerlendirmesi yaptı.

En Çok Aranan Haberler