HABER

İİT üye ülkeleri barışın tesisi için bir araya geldi

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran: - ''İslam dünyasındaki sorunların başkaları tarafından çözülmesini beklemek gerçekçi değildir'' - ''İslam ülkelerinin neden tek bir sesle konuşamadıklarını ve neden güçlerimizi ve kalplerimizi pek çok konuda birleştiremediğimizi düşünmeliyiz. Ne kadar birleşir ve ortak bir hedef için ne kadar çok çalışırsak zorlukları yenip potansiyelimizi harekete geçirebiliriz'' - Atanmış İİT Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Yousef M. Aldobeay: -''Dünyada 160'tan fazla gerçekleşen şiddet ve çatışmanın İslam ülkelerinde olduğunu görüyoruz. İslam dünyasında gerçekleşen bu çatışmalardan ve terörden kurtulmak istiyoruz. Bu nedenle genel sekreterliğin çok büyük bir rolü var. Her ünitesinin her departmanın bu konu üzerinde çalışması gerekiyor'' - ''İTT üye ülkeleri olarak özellikle şiddetli aşırıcılığı nasıl elimine edebileceğimizi konuşmamız gerekiyor. İkincisi ara buluculuk şiddeti ve aşırıcılığı nasıl yok edebilir bunu da konuşmamız lazım''

İSTANBUL (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, İslam dünyasının sorunların çözümü noktasında birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, ''İslam dünyasındaki sorunların başkaları tarafından çözülmesini beklemek gerçekçi değildir.'' dedi.

Türkiye'nin 2016 yılından bu yana yürüttüğü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve Dönem Başkanlığı'nda başlatılan İİT Üyesi Ülkeler Arabuluculuk Konferansları’nın ikincisi İstanbul'da başladı.

Konferansın açılış konuşmasın yapan Kıran, İslam dünyasındaki sorunların başkaları tarafından çözülmesini beklemenin gerçekçi olmadığını belirterek, “İslam topluluğunun büyük bir mirasa sahip olmasına rağmen bugün yoksulluk, sefalet, terörizm ve çatışmaların sarmalında bir batık gibi göründüğünü görmek yüreklerimizi burkmaktadır. Ancak hepimiz biliyoruz ki ışık Doğu’dan yükselir.” dedi.

İİT’nin coğrafi erişim ve nüfus açısından BM’yi takip eden en geniş uluslararası örgüt olduğunu ifade eden Kıran, bu nedenle küresel barış ve istikrar arayışında büyük ve gerçek bir mukayeseli üstünlüğe sahip olduğunu söyledi.

Kıran, bugün dünyada krizden beslenen ve güçsüzleştirilmiş siyasetin durumu göz önüne alındığında uluslararası kurallara dayanan düzenin dünyanın ihtiyaçlarına ve krizlerine cevap veremediğini dile getirdi.

Dünyanın yeterince kan ve gözyaşı gördüğünü belirten Kıran, şöyle konuştu:

"Suriye’deki savaş 8. yılına girdi. yüzbinlerce sivil katledilmiş, milyonlarcası yerlerinden edilmiştir. Yemen’de 10 dakikada bir 5 yaşın altında bir çocuk ölmektedir. Afganistan’daki savaş ve ihtilaf yaşamlara son vermekte ve bölgede daha da fazla istikrarsızlığa yol açmaktadır. Bugün temel sebeplere değinmeksizin, günü kurtarmak amacıyla zaman ve çaba harcamaktayız. Dünyanın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana yerlerinden zorla edilen insanlara dair en yüksek sayıyı görmesi şeffaf bir gerçektir.”

- "İslam, adalet üzerine kurulmuş bir barış ve kardeşlik dini olarak doğmuştur"

İslam dünyasının küresel sorunların herhangi bir olumsuz etkisine karşı bağışık olmadığını ifade eden Kıran, aksine artan şiddet ve istikrarsızlık, terörizm, düzensiz göç ve diğer küresel tehditlere şahit olduklarını kaydetti.

İİT ve Müslüman milletlerin saflarını doğru alıp birbirine yakın durması gerektiğini vurgulayan Kıran, "İslam dünyasındaki sorunların başkaları tarafından çözülmesini beklemek gerçekçi değildir. Dünyanın çatışma haritası daha da karmaşıklaşırken çatışmaların önlenmesi ve barışçıl çözümler her zamankinden daha önemli hale gelmektedir. İslam topluluğunun büyük bir mirasa sahip olmasına rağmen bugün yoksulluk, sefalet, terörizm ve çatışmaların sarmalında bir batık gibi göründüğünü görmek yüreklerimizi burkmaktadır. Ancak hepimiz biliyoruz ki ışık Doğu’dan yükselir." diye konuştu.

Türkiye’nin bölgedeki ve bölge dışındaki ara buluculuk çabalarında lider rol oynağını söyleyen Kıran, Astana, Soçi ve Cenevre süreçleri ile İstanbul Dörtlü Zirvesi’nin örnek vererek, Türkiye’nin Suriye’de barışçıl bir çözüm bulma çabalarını anımsattı.

İslam medeniyetinden ve Müslüman bilim insanlarından örnekler veren Kıran, "İslam, adalet üzerine kurulmuş bir barış ve kardeşlik dini olarak doğmuştur ve tarih boyunca yarattığı medeniyetler her zaman sevgi adalet ve bilgi üzerine inşa edilmiştir. Medeniyetimizin tarih boyunca bilginin, bilimin ve gelişimin merkezi ve öncüsü olmasına rağmen şimdi neden Batı’nın gerisinde kaldığını ve Batı propagandasının oyun alanına dönüştüğünü sorgulamalıyız. İslam ülkelerinin neden tek bir sesle konuşamadıklarını ve neden güçlerimizi ve kalplerimizi pek çok konuda birleştiremediğimizi düşünmeliyiz. Ne kadar birleşir ve ortak bir hedef için ne kadar çok çalışırsak zorlukları yenip potansiyelimizi harekete geçirebiliriz." ifadelerini kullandı.

Barışın sağlanması için İİT'in kapasitesini ve rolünün geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Kıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Geçtiğimiz yıl İİT üyeleri ara buluculuk konferansını başlattık. Geçen yıl düzenlenen konferans yenilikçi düşünme ve İİT Üye Devletleri, İİT Genel Sekreterliği, akademisyenler ve Arap uzman temsilcilerinin de katıldığı önemli bir diyalog oluşmasına yönelik bir platform işlevi görmüştür. İlk konferanstan bu yana yaşanan gelişmelerden bir tanesi de kardeş şehir Dakka'da düzenlenen 45. toplantı ve bu toplantıdan çıkan kararlardır. Bugün de bu raporun ayrıntılarına girilecektir. Tüm bu çalışmalar gelecek için bir temel oluşturacaktır fakat şu anda mevcut fırsatlardan faydalanmak için çalışmamız gerekiyor. İşte bundan dolayı çalkantılı bir dünyada barışın elde edilmesi raporuyla bu konferans başlayacak. Umuyoruz bu raporla açılışı yapacağımız oturumda bir beyin fırtınası ile ortak düşüncelerimiz ve anlayışlarımız daha da geliştirmek için sağlam bir temel oluşturacaktır. ''

- ''İslam dünyasındaki terörden kurtulmak istiyor''

Atanmış İİT Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Yousef M. Aldobeay, toplantının ümmetin hayrına sonuçlanmasını umduklarını söyledi.

İİT'nin en önemli önceliklerinden birinin de barışı sağlamak olduğunu vurgulayan Aldobeay, ''Konferanstan hedeflenen doğrultuda sonuçlar elde edeceğimize dair inancımız sağlam. Barışı daha çok güçlendirmek üzere tüm dünyada çalışmalarımızı güçlendiriyoruz ve bugün de ümmete hayırlı olması adına bir araya geldik. İslam ümmeti için barış her zaman bir önceliktir.'' diye konuştu.

Aldobeay, 2017 yılında gerçekleştirdikleri ilk toplantıdan sonra ara buluculuk konusunda İslam ülkeleri arasında somut birtakım adımlar attıklarını ve başarılı gelişmeler elde ettiklerini aktardı.

Bugün 45. toplantıyı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Aldobeay, ''Bangladeş'te düzenlediğimiz toplantıda bir karara vardık. 53/40 nolu kanunun çıkması ile bitmişti o toplantı. Bu çok büyük bir adım sayılır. Ara buluculuk konusunda daha çok organize olmamız lazım. Özellikle üye ülkelerin neler yapması gerektiğini o toplantıda konuştuk ve böylece tüm üye ülkelerin neler yapması gerektiğini, güçlerinin neler olduğunu ve ara buluculuğu nasıl güçlendirecekleri de konuşuldu. O toplantıda ayrıca bir rapor da sunuldu. Çok büyük sınamalardan geçtiğimizi gösteren bir rapordu o. Ayrıca o raporda barışın nasıl sağlanacağı konusu da ele alındı.'' değerlendirmesinde bulundu.

Aldobeay, İİT'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in yaptığı önerileri de göz önünde bulundurarak çalışmalarını sürdürdüğünü kaydederek, şöyle devam etti:

''Dünyada gerçekleşen 160'tan fazla şiddet ve çatışmanın İslam ülkelerinde olduğunu görüyoruz. İslam dünyasında gerçekleşen bu çatışmalardan ve terörden kurtulmak istiyoruz. Bu nedenle genel sekreterliğin çok büyük bir rolü var. Her ünitesinin her departmanın bu konu üzerinde çalışması gerekiyor. Bu çalışma ile ilgili mekanizmaların neler olduğunu da konuşmamız lazım ki ara buluculuk konulu olan kararın nasıl uygulanacağını konuşabilelim. İTT üye ülkeleri olarak özellikle şiddetli aşırıcılığı nasıl elimine edebileceğimizi konuşmamız gerekiyor. İkincisi ara buluculuk şiddeti ve aşırıcılığı nasıl yok edebilir bunu da konuşmamız lazım.''

En Çok Aranan Haberler