YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Iı.uluslararası Değerler Ve Eğitimi Sempozyumu

Değerler Eğitimi Merkezi tarafından 16-18 Kasım 2012 tarihlerinde İstanbul’da II.Uluslararası Değerler ve Eğitimi Sempozyumu yapıldı....

Değerler Eğitimi Merkezi tarafından 16-18 Kasım 2012 tarihlerinde İstanbul’da II.Uluslararası Değerler ve Eğitimi Sempozyumu yapıldı. Sempozyum başkanı ve Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Kaymakcan,Ensar Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sarımermer,İstanbul Valisi H. Avni Mutlu ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız sempozyumun açılışında yaptıkları konuşmalarda değerlerin önemine değindiler.

Sempozyumda, dünyada yaşanan krizlerin gerisinde yatan en önemli nedenlerden birinin insani değerlerden uzaklaşma gerçeğinin yaygın bir şekilde devam ettiği görüşü oldu. Prof.Dr Recep Kaymakcan, değerlerin önemi konusunda şunları söyledi: “Değerlerin oluşmasında çevrenin önemli bir rolü vardır. Kültür ve değerler arasında zaman zaman çatışmalar olmakta. Değerler eğitimi insanın başkasının ve çevresinin fakına varmasıdır. Okul sadece öğrenme yeri değil aynı zamanda değerlerin alındığı bir yer olmalı. Bir öğretmenin gözde öğretmeni olmamalı. Öğretmen herkese eşit davranmalı. Değerlerin oluşmasında dinlerin büyük bir yerinin olduğunu bilmek gerekir. İnsanlar için akademik başarı yetmez. Geçmişteki değerlerden yararlanmak gerekir.”

YÖK Üyesi Prof Dr. Mehmet Şişman başkanlığında yapılan sempozyum açılış panelinde konuşan yabancı uzmanlar kendi ülkelerinde değerlerin eğitimi çalışmaları konusundaki görüşlerini paylaştılar.

Notre Dame Üniversitesinden Prof. Dr. Darcia Narvaez, Amerika’da Karakter Eğitimi Uygulamaları başlıklı tebliğinde Amerika’da elli yakın eyaletin ve buna paralel olmak üzere eğitimde de çok farklı yaklaşımların olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Fazilet yani değerler eğitiminde öğretmene büyük rol düşmekte. Öğretmen öğrencilerin nasıl düşünmesi, nasıl hareket etmelerini söyler. Bu yetmez aynı zamanda karekter eğitimini öğretmede de etkili olmalıdır. Eğitimcilerin ve yöneticilerin değerler eğitimi konusunda öncelikle neler yapılması gerektiği, temel değerlerin oluşturulması,değerler üzerine düşünmek,konuşmak,empati kurmak için çeşitli çalışmalar yapmaları gerekir. Bunun için sevgiye dayalı bir yaklaşım oluşturmak,ahlaki davranışlara rehberlik yapılacak faaliyetler yapmak,anlamlı bir müfredat oluşturmak,öğrencilerden oluşan çalışma grupları oluşturmak,okuldaki herkesin karekter eğitiminin yaşanmasına katkıda bulunmak ve öğrencilerle tecrübe ve meziyet sahibi yaşlı insanları buluşturmak mümkündür.’

Avustralya’da Değerler Eğitimine Genel Bir Bakış konusunu ele alan Prof. Dr. Terence Lovat da bir zamanlar ülkesinde değerlerden söz etmenin adeta yadırgandığını dile getirerek şunları söyledi: ‘Bazı öğretmenlerimiz değerlerden söz edilmesini istemiyorlardı. Değerlerden söz etmek bir anlamda yasaktır. Dışlanma korkusu yaşıyorduk. Kilise’de alınan eğitimin yetersiz olduğu görüldü. Çocukların kendi ailelerinde şiddeti, ayrımcılığı normal gören bir kültürle yetişmeleri söz konusu olabilir. Ancak öğrenci okulda bu yaklaşımın yanlışlığını fark etmeli. Görüldü ki değerler için sosyal çevrenin de ihmal edilmemesi gerekiyor. Devletin sahip olduğu gücü bu konuda değerlendirmesi de bir ihtiyaç oldu. Devletler genel olarak değerlere yönelik çalışmaların dinle ilişkilendirilmesini arzu etmezler. Öğrencilerin okuldan kaçışının önlenmesi,öğretmen-öğrenci ve öğretmenlerin birbirleriyle ilişkilerinin iyi olması için okullarda değerler eğitimine büyük önem verilmeli.’

Alman Okullarında Değer Eğitimi konusunda konuşan Prof. Dr. H. George Ziebertz ise Almanya’nın on altı eyaletinde farklı uygulamalarla eğitim yapıldığını söyledi.

Değerlerin bir şemsiye olarak görülmesi gerektiğini anlatan Ziebertz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Değerler eğitimine anayasal dayanak sağlanmalı. Bütün derslerde değerlerden söz etmek mümkündür. Mezhepsel kaygılardan arınarak din eğitiminden yararlanılmalı. Değerler eğitimine okul müfredatında daha fazla yer verilmeli. Değerler eğitimini din eğitimine bir alternatif olarak görmemek gerekir. Velilerin bundan korkmamaları gerekir. Değerler eğitimini sadece bir ahlak ve felsefenin meselesi olarak görmemek gerekir. Din eğitimi değerler eğitiminde önemli bir fonksiyon icra edebilir. Aydınlanma dinden uzaklaşmak olmamalı.’

Sempozyumda güncel konular da ele alındı. Prof. Dr. İsmail Albayrak, sunduğu tebliğde şunları söyledi: ‘2011 yılında yapılan bir ankete göre dünyanın % 53’ü dindar olduğunu söylerken % 13 ateist, % 23 ise dine bağlı olup ancak dini yaşamadığını söylemekte. İnsanlık giderek dindarlıktan uzaklaşmakta. Maddi refah dinsizliği ve ateizmi artırmakta. Suudi Arabistan’da %5 oranında ateist nüfus var ve bu her geçen bu oran artmakta. Türkiye’de insanlar daha çok inançlıyım ancak dindarım değilim demekte. Dinsiz bir maneviyat mümkün değil. İki aidiyet sorunu yaşanmakta. Seküler bir maneviyat yani seküler bir kutsallık gelişiyor. Kalbim temiz ancak dindar değilim yaklaşımı giderek yaygınlaşıyor. Dinden referansını almayan, dini bir otorite kabul etmeyen bir maneviyat gelişiyor. Halbuki Kur’an Hz.Muhammede ‘sen en yüce bir ahlak üzeresin’ derken Hz. Aişe’nin de ‘Onun ahlakı Kur’andır’ gerçekleri bize Kur’andan arındırılmış bir dindarlığın olmayacağını göstermektedir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler