Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin yüksek büyümesini sürdürebilmesi, büyümenin daha kapsayıcı olması, elde edilen gelirin daha adil dağılımı bizim için çok kritik. Biz bu çerçevede önümüzdeki dönemde reformları daha da hızlandıracağız." dedi.
Şimşek, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanlığında gerçekleştirilen "İslam Kalkınma Bankası (İKB) Katılım Platformu ve Dönüşüm Fonu Tanıtım Toplantısı"nda Türkiye ekonomisine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye'nin son yıllarda büyük bir çıkış yaşadığını ve yükseliş içerisinde olduğunu belirten Şimşek, bunu devam ettirmek için ülkenin mutlaka Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Şimşek, Türkiye ekonomisinin son 15 yılda ortalama yüzde 5,6 büyüdüğüne işaret ederek, bütün iç ve şoklara, bölgesel sıkıntılara rağmen ülkenin çok iyi bir performans ortaya koyduğunu söyledi.
Bu güçlü performans sayesinde Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle arayı kapattığını dile getiren Şimşek, "Özellikle her konuda bizim referansımız Avrupa Birliği (AB), onlarla arayı kapatmak istiyoruz. Demek ki Türkiye bir 15 yıl daha böyle giderse AB ile arayı kapatacak. Sonraki dönemde de Avrupa'yı geride bırakacak." şeklinde konuştu.
- "Para politikasında gereken tepkiyi veriyoruz"
Şimşek, söz konusu dönemde enflasyonu önemli ölçüde aşağı çektiklerine dikkati çekerek, buna rağmen enflasyonun sorun olarak devam ettiğini, bunu çözmek için birtakım tedbirler aldıklarını söyledi.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Para politikasında gereken tepkiyi veriyoruz, Gıda Komitesinde gereken adımları atıyoruz. 2016'da Türkiye çok büyük iç ve dış şoklarla karşı karşıya kaldığı zaman, terör tehdidi, hain darbe girişi, Ortadoğu'daki kaos gibi, o zaman maliye politikasını devreye soktu ve çok hızlı şekilde toparlandı. Küresel ekonomide şu veya bu şekilde birtakım çalkantılar her zaman olmuştur, önümüzdeki dönemde de olacaktır. Bölgesel sıkıntılar zaman zaman yaşanabiliyor. Önemli olan aslında bu tür zor durumlarda sizi çok hızlı şeklide toparlayacak bir manevra alanınızın olmasıdır. Türkiye kamu maliyesinde bu manevra alanına sahiptir ve biz bunu devam ettireceğiz. Türkiye'nin borç stokunun milli gelir oranına oranı oldukça düşük. Bu yine bize manevra alanı sağlıyor. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde şoklara karşı tepki verme kabiliyetini, şoklara karşı dayanıklı olmasını sağlıyor."
- "Cari açığı yönetebilir düzeye çekmek için reform yapacağız"
Şimşek, bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği dahil olmak üzere bütün göstergeler itibarıyla oldukça iyi bir noktada olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin cari açık sorununa da değinen Şimşek, "Biz komşularımız kadar belki şanslı değiliz, enerjide, ham maddelerde dışa bağımlıyız. Bu Türkiye'de ciddi bir cari açık olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge'yi, inovasyonu ve girişimcilerimizin kabiliyetini kullanarak cari açığı çok daha yönetilebilir bir düzeye çekmek için reform yapmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, dünyanın büyük borç yüküyle karşı karşıya olduğunu ifade ederek, "korumacılık, dünya nüfusunun yaşlanması, dünyanın aşırı borç yüküyle karşı karşıya olması ve çok düşük faiz oranlarına rağmen yatırımların düşük seyretmesinin büyümeyi sınırlayan faktörler olarak sıralandığını" söyledi.
Türkiye'nin bu konularda avantajlı olduğunu ve bunu iyi kullanacağını dile getiren Şimşek, "Hem nüfusumuz genç hem nispeten Türkiye'nin borçluluk düzeyi düşük, ülkede yatırımlarda da bir artış söz konusu." dedi.
Türkiye'nin reel sektörünün döviz açık pozisyonu olduğunu hatırlatan Şimşek, çok önemli bir tedbir aldıklarını, bunun sayesinde önümüzdeki dönemde şirketlerin kur riskini yönetmesini sağlayacaklarını bildirdi.
Şimşek, bir taraftan oluşabilecek şoklara karşı hazırlıklı olurken, ekonominin bünyesini sağlamlaştırırken, diğer taraftan da Türkiye'nin orta uzun vadede önünü açacak çok önemli reformları yaptıklarını vurguladı.
- "Yüksek büyüme ve büyümenin kapsayıcı olması çok kritik"
Türkiye'nin yüksek büyümesini sürdürebilmesi, büyümenin daha kapsayıcı olması, elde edilen gelirin daha adil dağılımının kendileri için çok kritik olduğunun altını çizen Şimşek, bu çerçevede önümüzdeki dönemdeki reformları daha da hızlandıracaklarını kaydetti.
Reform alanlarına ilişkin bilgi veren Şimşek, bu kapsamda eğitimin çok önemli olduğunu, bunu alanı önceliklendirdiklerini, bütçede en çok harcamayı eğitime yaptıklarını söyledi.
Şimşek, "Önümüzdeki dönemde eğitimin kalitesini, eğitime erişimi daha da artırmak için büyük bir çaba içerisinde olacağız. Öğretmenlerin yeniden eğitilmesinden tutun, okul öncesinin yaygınlaştırılmasının zorunlu hale getirilmesi ve özel sektörün payının artırılması gibi birçok konuda önemli adımlar atacağız." şeklinde konuştu.
Şimşek, yatırım iklimini iyileştireceklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"İyileştirmeye devam ediyoruz. Bu konuda çok kapsamlı bir reform Mecliste görüşülüyor. Bütün dünya yatırım çekmek için uğraşıyor. Aslında dünyada kaynak bol. Türkiye, yatırımların milli gelire oranına bakıldığında Çin ve Hindistan'dan sonra en yüksek ülke konumunda ama niteliğini biraz daha iyileştirmemiz lazım. Daha çok yatırımı makine teçhizata, Ar-Ge ve yazılıma yapmamız lazım. Şu anda biraz altyapı ve inşaat ön planda. Orada bir dönüşüm sağlamamız lazım. Nitekim Kredi Garanti Fonu'nu (KGF) ve teşvik sistemini bu çerçevede yeniden yapılandırdık. Bundan sonra var olan kaynaklar daha çok Ar-Ge, yazılım ve makine teçhizat yatırımlarına gidecek."
Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde Türkiye'nin şu anda 60'ıncı sırada olduğunu anımsatan Şimşek, bunu yeterli bulmadıklarını, iki yıl içinde ilk 20'ye çıkmayı hedeflediklerini belirtti. Şimşek, küresel rekabet endeksinde de iki yıl içinde ilk 30’u amaçladıklarını bildirdi.
Şimşek, Türkiye'nin küresel doğrudan yatırım çekmede başarılı bir ülke olduğuna işaret ederek, "Son 15 yılda neredeyse 190 milyar dolar civarında küresel doğrudan yatırım çektik. Önümüzdeki dönemde bunun daha da artmasını bekliyoruz. Türkiye'de faaliyet gösteren küresel sermayeli şirket sayısı 5 binden 58 bine çıkmış ama neden 100 bin, 200 bin olmasın? İşte bunun için yatırım ortamını iyileştireceğiz." dedi.
Önümüzdeki dönemde birçok reform yapacaklarını dile getiren Şimşek, şu anda bu reformların çoğunun Mecliste olduğunu ifade etti.
Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir şirket kurmak için eskiden bir sürü prosedür vardı, 6-7 gün uğraşmanız gerekiyordu şimdi biz bunu belki bir tek prosedüre, belki de bir günün altına indireceğiz. Böylece işe başlamada dünyada ilk 10'un içine girmek istiyoruz. İnşaat ruhsatlarından tutun, diğer alanlara kadar biz prosedürleri, maliyetleri ciddi bir şekilde azaltacağız çünkü Türkiye'nin yatırıma, 'know-how'a, teknolojinin akışına ihtiyacı var. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı endeksinin bütün bileşenlerine baktık, kapsamlı bir reform hazırladık, bu reformu Meclisten, inşallah bir iki hafta içerisinde geçirmiş olacağız. Hedef olarak ithalata bağımlılığı daha da azaltmak istiyoruz, lojistikte Türkiye olarak şu anda dünyada ilk 30'un içindeyiz ama çok daha iyi bir konuma gelmek için maliyetleri aşağıya çekmek istiyoruz. Yatırımları bizim sorunlarımızı çözmeye yönelik alanlara kaydıracağız. Özellikle cari açığı azaltmaya yönelik yatırımları daha güçlü şekilde destekleyeceğiz."
- "Şirketlerimiz daha inovatif hale geldi"
Türkiye'nin Ar-Ge alanında İslam ülkeleri arasında ilk 3'te olduğunu ancak OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında ülkenin arzu edilen seviyede bulunmadığını belirten Şimşek, "Çok daha çalışmamız lazım. Biz başarılı olursak gelişmekte olan yakın coğrafyamızdaki, İslam ülkelerindeki ekosisteme de bizim katkımız çok daha büyük olacak." diye konuştu.
Şimşek, Türkiye'deki şirketlerin giderek daha inovatif hale geldiğini kaydetti.
(Sürecek)