Kılıçdaroğlu, Belçika örneğinin gözönünde tutulmasını isteyerek, “İşte herşey ortada, iki dil denildi, ülke bölünüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Anayasamız ve yasalarımız resmi dilin Türkçe olduğunu emrediyor. Yasalarımızda anadil yasağı yoktur. Bunun öğrenilmesi konusunda da ilk teklifi CHP vermiştir. Resmi dil Türkçe’nin önüne veya yanına başka dil konulması doğru değil. Bu Anayasa’ya da yasalara da aykırı. Her parti de konuya böyle bakmalı. Bütün partilerimiz ayrılık yaratacak, onu güdüleyecek şeyleri söylemekten, yapmaktan uzaklaşmalıdır. Ortak bir toplum, barış içinde bir arada yaşar, toplum böyle oluşturulur. Ayrılıkla ayrıcalık çok tehlikeli olur. Bakın Belçika gözönünde. Ülkede iki dil olsun denildi. Bölünüyor. Ana dile evet, ama Türkçe’nin yanında başka dil yanlış olur.
Başbakan’ın sessizliği
Ben bu konuda Başbakan’ın günlerdir süren sessizliğine anlam veremiyorum. Neler olup bittiğini de bilmiyoruz. Bazı görüşmeler yapıldığını duyuyoruz. Kapalı kapılar ardında neler, neler konuşuluyor bilmiyoruz. Hükümet açılımdan söz etti. Bu açılımın neresinde onu da bilmiyoruz. Tam bir kara tablo var. Bize bilgi vermiyor, vermez de. Toplumsal uzlaşmaya niyeti yok. Bildiğini okuyor. Ama bildikleri birilerinin ona dikte ettirdiği.”