İstanbul Sultangazi’de 2 yıl önce kredi çekerek ev sahibi olan Emre ve Emine Polat çiftinin hayatı kabusa döndü. Sultangazi Uğur Mumcu Mahallesi’nde satın aldıkları evin bulunduğu binanın asansör boşluğundan su gelmeye başlayınca, çift durumu inşaatı yapan müteahhitte haber verdi. Binaya gelen müteahhit ise önce asansör boşluğunda biriken suyu tahliye etmek için dalgıç pompası bağlayarak geçici çözüm buldu.
Ancak bir süre sonra yağışların artması ile pompa yetersiz kalınca taşan su ilk olarak Polat çiftinin bodrum katındaki dairenin zemininden daha sonra ise duvarlarından çıkmaya başladı. Daire sahibi Emre Polat tekrar müteahhit ile görüştü ancak bir sonuç alamadı. Yaşanan su baskınlarının ardından evleri oturulamaz hale gelen yeni evli çift, geçici olarak ailelerinin yanlarına yerleşti.
Mağdur Emre Polat, "Evi 10 Kasım 2020'de müteahhitten satın aldım. 3 ay sonra devamlı olarak asansör boşluğundan su gelmeye başladı. İnşaatı yapan müteahhidi defalarca uyardığımız halde ve bina sakinlerine söylediğimiz halde kesin bir çözüme ulaşamadık. Yaz yağmurlarının da başlaması ile birlikte, evin dört bir yanından su çıkmaya başladı. Müteahhit asansöre müdahale ettiği zaman, kendi ağzından hafriyat alırken zeminden çıkan su ile inşaatın tuğlalarını ördürdüğünü ve buradan tasarruf yaptığını söyleyip daha sonra inkar etti. Şuan da bu daireye her ay oturmadığım halde 2 bin TL ödeme yapıyorum. Eşim kayınvalidemde, ben ise babamlarda ya da dayımda kalıyorum. Çocuğumu bile göremiyorum. Her akşam kızım beni arayıp 'baba neredesin' diyor. Şuan da babalığımdan bile utanır hale geldim. Başka bir eve kiraya çıksam 3 bin TL’den aşağı değil. Asgari ücret ile çalışıyorum. Kirayı mı ödeyeyim, karnımı mı doyurayım, çocuğuma mı bakayım, hayatımı mı idame ettirmeye çalışayım, yoksa ben bu oturamadığım huzuru bulamadığım evin taksitlerini mi ödeyeyim. Bu işin içinden çıkamadım bir türlü çözüm bulamadım. Bir türlü muhatap bulamadığım için konuyu yargıya taşıdım" şeklinde konuştu.
Baba evine dönen Emine Polat ise, "2019 yılı Nisan ayında evlendik ilk evlendiğimiz zamanlarda kirada oturduk. Benim düğün takılırım ile birlikte daha önce çalışmıştım birikim yaptık ve bir ev almaya karar verdik. Uğur Mumcu Mahallesi’nde bir sıfır daire bodrum katı aldık. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında sürekli olarak su basmaya başladı. Haziran ayında ise evin her tarafından su çıkmaya başladı. Müteahhit gelip gördü ve bizim elimizden gelen her şeyi yapmamıza ve her yere başvurmamıza rağmen bunu gördüğü halde hiç bir şekilde yardımcı olmadı. Benim küçük çocuğum var evimdeki yeni aldığım bütün eşyalarım ziyan oldu. Hiç kullanmadığımız elbise ve eşyaları çuvallar ile çöpe attık. 2 yaşındaki çocuğum ile oradan oraya sürükleniyoruz. Ben annemlerde kalıyorum eşim ise kendi annesinde kalıyor. Zaman zaman ya o buraya geliyor ya da ben gidiyorum. Ancak böyle olmuyor ve kimsenin umurunda değil, sesimizi nasıl duyuracağız bilmiyorum. Çocuğum sürekli hasta oldu. Evdeki küf ve rutubet nedeni ile mikrop kapmış. Astım oldu defalarca hastaneye götürdük. Müteahhit bunları gördüğü halde ben bir şey yapmam diyor. Çocuğum oyuncakları ile bile oynayamadı evimize gidemediğimiz için başkalarının oyuncakları ile oynuyor. Artık böyle olmuyor diye evimize dönmeye karar verdik ve bu süreçte çocuğumun psikolojisi bozuldu. Uykudan uyanınca anne bak duvarda şu var yerde şu var diyor. Eşim asgari ücret ile çalışıyor ve evin kredisini ödüyor. Kiraya çıkmak istiyoruz ancak en ucuz kira 3 bin TL civarında eğer bu parayı da kiraya verirsek aç kalırız bunun başka bir açıklaması yok" diye konuştu.
(İHA)