Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

İki yıl sonra yeniden nefes aldı

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi üzüntüden bir süre konuşma yetisini ve hafızasını yitirdi. Beynine pıhtı attığı belirlenen genç kadının girdiği kalp ameliyatında ise diyafragmayı uyaran sinir zarar gördü ve nefes almakta zorluk çekmeye başladı. Zamanla düzelir denildi ancak gittikçe artan şikayetine çareyi diyafragma ameliyatı sonrası buldu.

İki yıl sonra yeniden nefes aldı

15 Temmuz hain darbe girişiminin olduğu gece çok üzüldü ve kısmi felç geçirdi. Bir süre konuşamadı ve hafızasını yitirdi. Doğuştan kalbi delik olduğu söylenen Naciye Aydın acil kalp ameliyatına alındı. Geçirdiği ameliyat sonrası ise diyafragmayı uyaran sinirin (frenik sinir) zedelendiğini öğrendi. Nefes almada zorluk yaşamaya başladı ve özellikle eforla gelen nefes darlığı yaşamaya başlayan genç kadına hastalığının zamanla düzelebileceği söylendi ancak şikayeti gittikçe artmaya başladı. Hastalığına çare için doktor araştırmaya başlayan Naciye Aydın Göğüs Cerrahı Doç. Dr. Özkan Demirhan’a ulaştı ve onun gerçekleştirdiği ameliyatla yeniden yaşama bağladı. İki yıl boyunca yaşadığı zor günleri anlatan 41 yaşındaki ev hanımı ve üç çocuk annesi Antalyalı Naciye Aydın,”15 Temmuz gecesi çok üzüldüm, çok etkilendim. O gece yaşadığım üzüntüyü tarif etmem mümkün değil. eşim seyahat dolayısı ile İstanbul'daydı ve o geceyi Atatürk Havalimanında geçirdi. Oğlum da askerdi o dönem onun için de çok endişelendim. Darbe gecesinden iki gün sonra rahatsızlığım başladı. Konuşamamaya başladım, okuma yazmayı unuttum, karşımdakileri tanımadım. Beynime pıhtı atmış meğer. Doktorlar yaptıkları tetkikler sonucunda kalbimin doğuştan delik olduğunu ve bundan dolayı pıhtı atmış olabileceğini söylediler. Antalya’da ilk ameliyatımı oldum ama başarısız oldu. Daha sonra ikinci ameliyat için İstanbul’a geldim. Fakat ikinci ameliyattan sonrasında eskiye göre nefes almakta zorlandığımı fark ettim. Doktorlar diyafragmayı uyaran sinirin zedelendiğini söylediler. Nefes alma yetimi yüzde 80 oranında kaybetmiştim. Çok ağrılarım vardı ve sol tarafıma hiç yatamıyordum. Denizin dibine dalmış ve nefesimi tutuyormuş gibi yaşadım iki sene. Birçok doktora gittik ancak bu hastalığın tedavisinin olmadığını ve ameliyatının çok riskli olduğunu söylediler. Bu şekilde yaşamak zorundasın dediler. İnternette hastalığımla ilgili araştırma yaparken Dr. Özkan beyin yaptığı başarılı ameliyatları okudum. Son çare olarak kendisi ile iletişime geçtik. Beni ameliyat edebileceğini söyledi. Başka çaremiz olmadığı için kabul ettik. İyi ki kabul etmişiz çünkü daha ameliyattan çıkar çıkmaz narkozun etkisinden çıktığımda nefes aldığımı fark etmek dünyanın en güzel mutluluğuydu benim için. Şimdi artık tekrar spora başladım, çok sevdiğim yüzmeye başladım. Hocama ne kadar teşekkür etsem azdır.” dedi.

Diyafragma yüksekliği ile alakalı bilgi veren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Yetişkinlerde nadir görülen bir durum olan diyafragma yüksekliği, zamanla efor esnasında nefes darlığı ve taşikardi şikayetlerini ortaya çıkarabiliyor. Tanısı çoğu zaman tesadüfen tespit edilen diyafragma yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Çünkü Diyafragma en önemli solunum kaslarımızdan olup karın boşluğunu göğüs boşluğundan ayıran yassı geniş kas yapısına verilen isimdir. Diyafragma yüksekliği (Elevasyonu-Evantrasyonu) diyafragma kasının tümünün veya bir kısmının, kaburgaya bağlı olduğu kısımları ve organ bağlantıları bozulmamak kaydı ile kalıcı olarak yükselmesidir. Bu erişkinlerde nadir görülen bir durumdur. Diyafragma yüksekliği primer ya da kazanılmış frenik sinir hasarı sonrası oluşabilir.” şeklinde konuştu.

BU İNSANLAR OTURUR POZİSYONDA UYUMAK ZORUNDA KALABİLİYOR

Diyafragma yüksekliğinin neden olduğu belirtilere değinen Demirhan,” Diyafragma yüksekliği ya da diyafragma siniri frenik sinir felci olan hastalarda nefes darlığı başlıca belirti olarak karşımıza çıkar. Bazı hastalarda da hipoksemi denilen kanda oksijen azalması görülebilir. Bazı hastalarda ileri derecede solunum bozukluğu görülebilir. Özellikle sol diyafragma yüksekliği olan hastalarda karın ağrısı, şişkinlik, mide ekşimesi, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler gelişebilir. Bu şikayetler karakteristik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir. Bazı hastalarda eğilmekle veya yatar pozisyonda şiddetli ve ilerleyici nefes darlığı oluşması diyafragma yüksekliği için tanı koyduran en önemi nedendir. Hastalar sonunda sürekli dik pozisyonda dururlar ve oturur pozisyonda uyumak zorunda kalırlar.” şeklinde konuştu.

TESADÜFEN TESPİT EDİLİYOR

Diyafragma yüksekliğinde tanı aşamasında dikkat edilmesi gerekenlere ve tedavi yöntemlerine değinen Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Diyafragma yüksekliği olan çoğu erişkin hastada şikayet yoktur. Diyafragma yüksekliği genellikle akciğer grafisinde tesadüfen tespit edilir. Tomografi ile başka bir patolojik durum varsa ekarte edilir. Ultrasonografi ile diyafragma hareketinin olup olmadığı gözlenebilir. Nefes darlığı ya da ortopnenin, diyafragma yüksekliği ya da felcine bağlı olduğunun kanıtlanması önemlidir. Bu nedenle, nefes darlığı ve ortopnenin süresi ve ilerlemesini değerlendirmek, nefes darlığına yol açan diğer potansiyel nedenleri dışlamak için (morbid obezite, akciğer hastalığı, konjestif kalp yetmezliği vb.) titiz bir öykü ve fizik muayene yapılmalıdır. Diğer nedenler dışlanmalıdır. Tedaviler ise eskiden açık yöntemler ile yapılmakta iken günümüzde minimal invaziv olmak üzere Video yardımlı torakoskopik cerrahi (VYTC=VATS) ve transabdominal yöntemlerle diyafragma plikasyon teknikleri geliştirilmiştir. Diyafragmanın normal pozisyonuna getirilmesi sonrası akciğerdeki baskı ortadan kalkar ve efor kapasitesi artar.” ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler