İki Yılda İki Bin Hastaya Radyoterapi Tedavisi

Medstar Antalya Kanser Merkezi, radyasyon onkolojisi bölümünde iki yılda iki bin kanser hastasının radyoterapi teknolojileri ile tedavisini, 6 Aralık Cumartesi günü Medstar Antalya Hastanesi'nde düzenlediği bir kokteyl ile kutladı. Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ve Medstar Kanser Merkezi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Sorumlusu Doç. Dr. Berrin Pehlivan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen kokteyl, Türkiye'nin onkoloji alanında en başarılı isimleri olan akademisyenlerini de bir araya getirdi. Kokteylde bir konuşma yapan Doç. Dr. Berrin Pehlivan, radyoterapinin kanser hastaları üzerinde en etkili yöntemlerden biri haline geldiğini vurgulayarak, hastaların %60- 70'inin hayatının bir döneminde mutlaka radyoterapi tedavisi aldıklarını söyledi. Kanser hastaları daha uzun yaşıyor Kanser tedavilerinde geçmişte hastanın tedavi edilmesine odaklandıklarını belirten Pehlivan, şimdilerde kanser hastalarının uzun yaşaması nedeniyle hastanın hayat kalitesini artırmayı amaçladıklarını belirtti. Dr. Pehlivan şöyle konuştu: ?Radyoterapi, kanser hastalarının tedavisinde kullanılan ana tedavi yöntemlerinden birisi. Kanser hastalarının yüzde 60-70 hayatlarının bir döneminde radyoterapi ile tedavi ediliyor. Önceden bizim için hastanın sadece tedavi edilmesi önemliydi. Ancak kanser hastaları artık çok uzun süre yaşıyorlar. Bu süreç içinde onların tedavisi kadar hayat kaliteleri de bizim için önemli oldu. Günümüzün teknolojisinde hastalarımızın hayat kalitesini çok daha iyi sağlıyoruz. Daha iyi bir şekilde hedefe odaklanıyoruz. Uluslararası düzeyde radyoterapi merkezi Akdeniz Bölgesi'ni dünya teknolojileri ile tanıştırdıklarını ve Antalya'yı uluslararası düzeyde bir radyoterapi merkezi yapma hedefleri ile çalıştıklarını dile getiren Doç. Dr. Pehlivan, İki yılda yaklaşık iki bin hasta tedavi ettik. Bölgenin en iyi cihazlarından birisiyle bu işi başardık. Gördüğümüz hasta memnuniyeti ve tedavi sonuçları rehber edinildiğinde bu işi gerçekten iyi yaptığımızı gördük. Cihaz çok önemli ama cihazı kullanacak personelde çok önemli. Daha yeni cihazlarla hizmetlerimizi daha iyi yerlere getirmeyi amaçlıyoruz diye konuştu. Antalya Türkiye'nin kanser tedavi üssü olacak İki yıl önce Antalya'da üstün özellikli cihaz ve ekipmanlarla radyoterapi teknolojilerini kullanmaya başladıklarını ifade eden Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan da, 3 yıl önce Antalya ve Akdeniz Bölgesi'nde kanser tedavileri üzerine çalışmalar yapmak için bir araya gelerek, kanser tedavi merkezi kurduklarını söyledi. Amaçlarının Antalya'yı bir kanser tedavi şehri olarak anılır hale getirmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özdoğan, Bu yolda ciddi yol aldığımızı düşünüyorum. Antalya'nın kanser tedavi şehri olarak anılmasına katkı sağlayacak bir kuruluş ortaya çıkarmak istiyoruz. Yakında yeni teknolojimizi de hizmete sunacağız. Bugün Antalya'nın Türkiye ve uluslararası düzeyde bir kanser tedavi üssü olduğunu bilmemiz gerekiyor dedi. İki buçuk yılda 250 kemik iliği nakli Antalya'nın Orta Doğu'ya örnek olacağını da vurgulayan Prof. Dr. Özdoğan, 2 buçuk yılda 250'ye yakın kemik iliği nakli yapıldı. Bu gerçekten inanılmaz bir rakam. Mutlulukla Antalya'da kanser hastalarına iyi hizmet verebileceğimizi söyleyebiliyoruz. Antalya'nın Orta Doğu'ya örnek olacağını düşünüyoruz. 2 yıla yakındır kanser okulları yapıyoruz ve halkımızı bilinçlendiriyoruz. Kanserden korunmak için bir sihir yok ortada. Her şey basit aslında... Sigarayı hayatınızdan çıkardığınız an klinikler bir daha akciğer kanseri hastalarını görmeyecek ya da sayısı azalacak diye konuştu. Sporla tüm kanser oranlarında % 50 düşüş olur Egzersiz ve spor alışkanlığının insan hayatında önemli yer tuttuğunu kaydeden Prof. Özdoğan, Egzersizden uzak bir yaşamı tercih etmezsek ve çocuklarımıza spor alışkanlığı kazandırırsak, tüm kanser oranlarını yüzde 50-60 oranında yok edebiliriz. Bu yılda 200 bin kanser hastasının göründüğü ülkemizden 100 bininin yok edilmesi demektir. Ucuz tüketim ürünleri, kimyasallar, zehirli ayakkabılar hayatımıza girdi. Tabi ki bunları yaşantımızdan tamamen uzaklaştıramayız. Ama devlet bunları denetlemeli ve halkından uzaklaştırmalıdır. Gıdalarda ve diğer ürünlerimizde uluslararası standardiasyon kabul edilmelidir açıklaması yaptı.