Ankara - İklim değişimlerinden kaynaklanan meteorolojik afetlerin, Afet Kanunu kapsamına alınması için çalışma yürütülüyor.
Afet İşleri Genel Müdürlüğü, konuya ilişkin mevzuatı güncellemek ve eylem planı oluşturmak amacıyla "İklim Değişimi Komisyonu" oluşturdu. Mevcut Afet Kanunu'nda Türkiye'deki afetler, "deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri afetler" şeklinde tanımlanıyor. Yürütülen çalışma ile bu kapsama "iklim değişimlerinden kaynaklanan meteorolojik afetler ve diğer afetlerin" de eklenmesi amaçlanıyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye'nin yakın gelecekte "daha az yağışlı ve daha sıcak" bir iklime sahip olacağı öngörüsünden hareketle ilgili mevzuata öncelikle "kuraklık" tanımı eklenecek ve mevcut afetlerin tanımı iklim değişikliklerinin etkisi çerçevesinde yenilecek.
Bu çerçevede, Genel Müdürlüğün çalışmaları bir temele oturtulacak. Çalışma yöntemleri belirlenecek, mevzuat taraması yapılarak, kapasite geliştirilecek ve uygulamaya geçilecek.
Söz konusu afetler ile ilgili risk haritaları çıkarmayı planlayan Afet İşleri Genel Müdürlüğü, iklim değişikliğinde adaptasyon sürecine ilişkin erken uyarı sistemleri, uygun katı atık alanlarının tespiti, sera gazlarının jeolojik yapı içinde emisyonunun sağlanması, binaların ısı yalıtımı ve binaların mimari özelliklerinin değiştirilmesi, nakil
işlemleri, kıyı zonları, kıyı erozyonu, heyelan ve sel baskınları için uyarı sistemleri, izleme sistemleri ve benzeri konularda oluşturulacak ekip ile politikaları belirleyecek.
İklim Değişimi konusunda, Komisyon ile birlikte çalışan Genel Müdürlük bünyesindeki Avrupa Doğal Afetler Eğitim Merkezi (AFEM) de dünyada iklim
değişim konusundaki organizasyon ve toplantıları takip ederek, Türkiye'de bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor.
AFEM Müdürü Nehir Varol, küresel ısınmanın, "insan hayatını etkileyecek, günlük akışı kesintiye uğratacak ve ölümlere neden olacak" sonuçlar doğuracağını ifade ederek, "Dolayısıyla iklim değişimi, sonuçlarına bakıldığında bir afettir. Daha şimdiden normalin üzerinde ölümler bu nedenle görülmeye başlamıştır. 2003 yılı yazında Avrupa'da 35 bin 118 kişi sıcak hava dalgasından hayatını kaybetmiştir" dedi.
İklim değişimlerinin yol açabileceği tabloya ilişkin Türkiye'de hazırlanan bir senaryo bulunmadığını, ancak Intergovermental Panel On Climate Change'in (IPCC) dünya ölçeğinde bir çalışması olduğunu belirten Varol'a göre, IPCC'nin Türkiye senaryosunda öne çıkan bazı noktalar şöyle:
- Türkiye'de yıllık ortalama sıcaklıklar 2,5-4 derece arası artacak.
- Ege ve Doğu Anadolu'daki artış 4 dereceyi bulacak.
- Türkiye'nin güneyi ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olacak.
- Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'yu kapsayan bölgelerde kış yağışları yüzde 20-50 arası azalacak.
- Kuzey bölgelerde sel riski artacak.
Senaryoda, ayrıca küresel ısınma ile Türkiye'de artması beklenen afetler "kuraklık", "seller (şiddetli yağmur ve yıldırımlar)", "deniz su seviye yükselmeleri", "heyelanlar", "kıyı selleri ve fırtına kabarmaları" şeklinde sıralandı.
Ağaç kurumaları ve böcek salgını
Varol, eldeki veriler ışığında, iklim değişikliğinin özellikle Türkiye'nin çölleşme tehdidi altındaki yarı kurak ve yarı nemli bölgelerinde etkili olabileceğini ifade ederek, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinin risk altında olduğunu söyledi. Bu bölgelerde özellikle ormancılık ve su kaynakları açısından sıkıntı
yaşanabileceğini belirten Varol, "Son yıllarda Türkiye ormanlarında artış kaydeden toplu ağaç kurumaları ve zararlı böcek salgınları vb. afetlerin birincil nedeninin, kuraklık, hava kirliliği ve asit yağmurları olduğuna dair kuvvetli bulgulara rastlanmıştır. Yalnız 1993-94 yılları arasında yaklaşık 2 milyon metreküp ağaç serveti, böcek yıkımı nedeniyle kesilmiştir" dedi.
Önlemler
Varol, "küresel ısınma" tehdidine karşı bilinçli olmak ve riski azaltıcı tedbirleri hayata geçirmek gerektiğini belirterek, TEMA ve iklimle ilgilenen diğer kuruluşların ortaya koyduğu bazı önlemler hakkında bilgi verdi. "Su tasarrufunun" büyük önem taşıdığına vurgu yapan Varol, dikkat edilmesi gereken diğer bazı noktaları şöyle sıraladı:
- Enerji tasarruflu ampulleri kullanılmalı.
- Televizyon, bilgisayar, yazıcı, VCD, CD gösterici, gibi elektronik aletler 'bekleme durumunda' (stand-by) bırakılmamalı.
- Çamaşırlar yüksek sıcaklık yerine ılık veya soğuk suyla yıkanmalı, durulama ise soğuk su ile yapılmalı.
- Geri dönüşümü mümkün olan şişe ve kutulardaki yiyecek ve içecekler tüketilmeli. Kağıtlar geri dönüşüm çöp kutusuna atılmalı.
- Binaların yalıtımı ile yüzde 25'ten yüzde 50'ye varan yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir. Çatı, kapı ve pencerelerin yalıtımı yapılmalı.
- Pencereler ve kapılar, ısının dörtte 1'inin kaybına neden olmaktadır. Çift cam veya ısıcam ısı kullanılmalı.
- Koyu renk boyalar sıcaklığı muhafaza eder. Evlerin dış cephesinde koyu renkler tercih edilmeli.
- Otomobiller, çok gerekli haller dışında kullanılmamalı, toplu ulaşıma ağırlık verilmeli.
- Petrol, kömür ve doğal gaz (fosil yakıtlar) kullanımı sınırlandırılmalı.
- Enerji tasarruflu kullanılmalı.
- Güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmeli.
- Ormanları korumalı ve miktarını artırmalı.
- Plansız ve çarpık kentleşmeye izin verilmemeli.
- Tarımda damla sulama ve mikro sulamaya geçilmeli.
- Şehir şebeklerindeki su sızıntıları önlenmeli.
AA