Bilim insanlarının yürüttüğü yeni bir araştırma elektrikli tırların, ağır yük taşıyan dizel motorlu tırlarla rekabet edemeyeceğine dair yerleşik kanılara karşı çıkıyor.
Bugüne kadar bu tırlara uzun menzil sağlayabilmek için gerekecek pillerin çok büyük bir maliyet yaratacağı düşünülüyordu.
Fakat araştırmacılar tırlara büyük piller koymak yerine yollarda hızlı şarj istasyonları kurmanın elektrikli tırları dizellere karşı avantajlı kılacağını ortaya koydu.
Dünyada son dönemde elektrikli araçların popülerliği artıyor.
Birleşik Krallık'ta Mart ayındaki otomobil satışlarının yüzde 14'ünü elektrikli veya prizden şarj olabilen hibrit araçlar oluşturdu.
Kişi başına en fazla elektrikli araç satışının gerçekleştiği bölgelerden olan Batı Avrupa'da 2020'de 700 bin elektrikli araç satıldı.
Fakat yük taşımacılığında durum farklı.
Bu iklim değişikliği için de önemli bir konu. Küresel karbon emisyonlarının yüzde 7'sinin tırlar tarafından salındığı tahmin ediliyor.
Tesla ve diğer üreticiler bu sektöre küçük adımlarla girmeye çalışsa da bugüne kadar çoğu uzman bu araçların maliyet açısından dizel araçlarla rekabet edemeyeceği görüşündeydi.
Bu görüşe göre daha uzun menzil için eklenecek ekstra pillerin maliyeti, finansal açıdan karlılığı imkansız kılıyor.
Fakat Stockholm Çevre Enstitüsü'nün (SEI) yaptığı yeni bir araştırma, bu konuya yanlış bir açıdan bakıldığını öne sürüyor.
SEI araştırmacıları daha büyük piller yerine yaygın ve hızlı şarj istasyonlarının elektrikli tırları dizellere göre avantajlı kılacağını söylüyor.
Joule dergisinde yayınlanan araştırmanın ekibinde yer alan Björn Nykvist, "Ortalama rakamlara bakınca bunun mantıklı olduğu noktaya gelmiş durumdayız" diyor ve ekliyor:
"Tırdaki pilin boyutu o kadar da önemli değil. Sadece şarj aletinin yeterince hızlı olması lazım.
"Burada esas olay, ağır araçların daha fazla enerji tüketmesi. Bir araç ne kadar çok enerji tüketirse, elektrikli bir araç olması onu aynı orada daha tasarruflu kılıyor. Örneğin ağır bir tır, hafif bir tıra kıyasla daha fazla dizel tüketir fakat bu durum onun elektrikli bir araç olmasını da daha kârlı kılar."
Araştırmacılar geliştirdikleri modelde bir tırın 4,5 saat seyahat ettikten sonra 40 dakika şarj olacağını varsaydılar.
Tırların büyük bir kısmı yolculuklarının çoğunu anayollar, limanlar ve terminallerde yaptıkları için ihtiyaç duyulan hızlı şarj istasyonları, otomobillerin çok daha çeşitli konumlarda ihtiyaç duyduğu şarj istasyonlarından belirgin miktarda daha az olacak.
Burada tek sorun, böylesi bir şarj istasyonu teknolojisinin henüz olmaması. Fakat araştırmacılar, teknolojinin bu noktaya hızla ulaşacağı görüşünde.
Uzmanlar iklim değişikliğinden endişe eden hükümetlerin bu alanda teşvikler vermesini tavsiye ediyor.
Araştırmada yer almayan bir bilim insanı olan Finlandiya'daki Tampere Teknoloji Üniversitesi'nden Dr. Heikki Liimatainen "Hükümetin bu araçları almak isteyen kişilere destek vermesi iyi bir başlangıç noktası olabilir" diyor ve ekliyor:
"Fakat bence bir sübvansiyon verilecekse o da anayollar üzerinde hızlı şarj istasyonu ağları kurmaya verilmeli."
Büyük tır üreticileri de elektrikli tırlara geçişin önemli rotalardaki hızlı şarj istasyonlarına bağlı olacağını söylüyor.
Volvo Trucks Çevre ve İnovasyon Direktörü Lars Martensson "Karayolu taşımacılığını karbonsuzlaştırma potansiyeli çok büyük" diyor ve ekliyor:
"Fakat bunun için hızlı şarj istasyonu altyapısı önemli ve hükümetlerin bu istasyonları depolar ve lojistik merkezleri başta olmak üzere kritik noktalara kurmak için teşvik vermesine ihtiyaç var."
Elektrikli tırların kullanımına karşı çıkanlar olsa da en ağır yükleri taşımak için hidrojenle çalışan tırların kullanılabileceğini söyleyenler de var.
Dr. Liimatainen "Burada en önemli şey hidrojen yakıt hücresinin fiyatı. Bu fiyatlar düşüş eğiliminde fakat pil fiyatları kadar da hızlı düşmüyorlar.