İSTANBUL (İHA) - İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) 31. Dışişleri Bakanları Toplantısı, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı. Açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "Uluslararası hukuk ve toplumun uyarılarını hiçe sayan politikaların başarısız olması kaçınılmazdır" dedi.
İslam ülkelerinin en etkili uluslararası kuruluşlarından biri olan İslam Konferansı Örgütü'nün (İKÖ) Dışişleri bakanları seviyesindeki toplantısı, 14-16 Haziran'da İstanbul'da yapılacak. Lütfi Kırdar Konferans Salonu'nda saat 10.00'da başlayan toplantının açılış konuşmasını Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yaptı.
Sezer konuşmasında, ülkeler arasında yaşanan sorunlara dikkat çekerek, Türkiye'nin, barışa yönelik tüm girişimlere destek olacağını söyledi. İKÖ için tam üyelik ve gözlemcilik başvurularının sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Sezer, "Her uluslararası örgüt gibi İKÖ de kendi tarihsel gelişim süreci içinde bir dönüm noktasına ulaşmıştır. İKÖ'nün 21. yüzyılda uluslararası alanda önemli ve etkili bir siyasal güce nasıl dönüştürülebileceği önemlidir. Bir örgütün gücü ve etkinliği üyelerinden kaynaklanır. Üyeleri güçlü, karşısına çıkan sorunlara çözüm üretebilen, kapsamlı işbirliği düzenekleri geliştirebilen, evrensel değerlere ayak uydurabilen örgütler, uluslararası alanda seslerini daha güçlü duyurabilmek fırsatına kavuşmaktadır. İKÖ üyelerinin çağı yakalayabilmek için siyasal, toplumsal ve ekonomik reformlara ivme kazandırma isteklerini net bir biçimde ortaya koymaları yaşamsal önem taşımaktadır" dedi.
Toplumsal ve ekonomik kalkınmanın en temel ögesinin insan kaynağı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Sezer, bu kaynağın en iyi şekilde kullanılabilmesinde, eğitimin yaşamsal önem taşıdığının altını çizdi. Sezer, "Bireylere gelecek için güven ve umut verebilmek, özellikle önem taşımaktadır. Demokrasinin temel işlevi burada yatmaktadır. Her birey kendi yaşamının ve ülkesinin geleceğinin belirlenmesindeki söz hakkını kullanabildiği ölçüde güven ve umutla hareket eder. Gelecek kuşaklar geriye bakarak kendi toplumlarını değerlendirdiklerinde günümüz önderlerinin reform konusundaki yaklaşımlarını yargılayacaklardır" diye konuştu.
ORTADOĞU BÖLGESİNDE YAŞANAN SORUNLAR Cumhurbaşkanı Sezer, şunları söyledi:
"İKÖ coğrafyasının merkezi konumundaki Ortadoğu bölgesindeki kamuoylarının; siyasal, toplumsal reform yönünden istemlerle karşı karşıya olduklarına tanık olmaktayız. Reformlarının hızını, her ülkenin kendi toplumsal koşulları belirleyecektir. Reformun kaçınılmazlığı üzerinde görüş birliği sağlanması gerektiği açıktır. Demokratik dönüşüm ve reformu özendiren atılımların yarar sağlayabilmesi, bu tür gelişimlerin hedef aldığı ülkelerin iç etkenlerinden beslenen, her ülkenin kendi koşullarına göre geliştirilen gerçekçi bir yaklaşım istenmesine özen gösterilmesini gerektirmektedir. Aslında bu farklı boyutlarda da olsa esasen başlamış ve devam etmekte olan bir süreç olup, bu sürecin ne durdurulması ne de geriye çevrilmesi olanaklı değildir. Bölge liderleri bu konuda cesur ve uzak görüşlü atılımlarla öncülük yapabildikleri ölçüde ülkeleri tarihinde iz bırakacaklardır."
Özeleştirinin, bu sürecin önemli bir parçası olduğunu belirten Sezer, 3. ülkeler ve uluslararası örgütlerin, bir çok ülkenin kalkınma ve demokratikleşme sürecine iyi niyetli katkılarda bulunduklarını ifade etti. En demokratik ve kalkınmış toplumlar arasında bile yaşam koşullarının korunmasını sağlayan düzenekler bulunduğunun altını çizen Sezer, "Bu fırsattan yararlanarak uluslararası örgütlerin son yıllarda İKÖ coğrafyasındaki ülkelerle diyaloğa girmek için ortaya koydukları ilgiyi mutlulukla kaydetmek istiyorum. Biz bu örgütlerle yıllardır işbirliği yapmış bir ülke olarak, belirli güçlüklere karşın bunun barışa yönelik yararlı bir süreç olduğunu düşünmekteyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, "Bölge liderleri demokrasi konusunda cesur olmalı. Ortadoğu bölgesindeki uyuşmazlıkların kalıcı çözümlere kavuşturulması yolunda somut adımlar atılması önem taşımaktadır. Ortadoğu'daki uyuşmazlıkların başında Arap-İsrail sorunu var. Türkiye, Filistin halkıyla dayanışma içindedir. Filistin'de süren işgal, çok sayıda sivilin ölümüne neden olan aşırı güç kullanımı, bu uyuşmazlığı daha da tehlikeli boyutlara taşımıştır. Bu durum bölgede güvenlik ve istikrarın oluşma çabalarını etkilemektedir. İsrail'in güvenlik kaygılarını gözardı etmiyoruz fakat, gerilimi tırmandırmaktan başka bir şey getirmeyen açılımını büyük bir hata olarak görüyoruz. Bölgede yaşanan olumsuzluklar, iki liderin uluslararası toplumun çağrılarına kulak vermelerinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır" diye konuştu.
BARIŞ ANLAŞMASI İki halkın da sağduyu ve uzlaşı içinde hareket etmesi gerektiğini belirten Sezer, uluslararası hukuk ve toplumun uyarılarını hiçe sayan politikaların başarısız olmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Sezer, "İki tarafın da geleceğe güvenli bakabilmesinin tek yolu barış anlaşması yapılmasıdır. Yol haritasıyla yaratılan zeminin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İlerleme sağlanabilmesi için uluslararası toplumun çözüm çabalarına üst düzeyde katılım gerekmektedir. İKÖ bakanlar heyetinin sürdürdüğü girişimler, uluslararası toplumun İsrail-Filistin uyuşmazlığının hakça ve kalıcı çözüme yönelik üstleniminin bir yansımasıdır. Arap barış planının geçerliliğinin yeniden vurgulanmış olması önemlidir. Türkiye, İsrail-Filistin uyuşmazlığının çözümü için üzerine düşeni yapmaya hazırdır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Sezer, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Irak'ta süregelen şiddet ve istikrarsızlık da uluslararası toplum için kaygı kaynağı olmayı sürdürmektedir. Irak halkının sıkıntı ve acılarını üzüntüyle izliyoruz. Irak'taki siyasal geçiş sürecinde yeni bir aşamaya gelinmiştir. Kısa süre önce geçici hükümetin üyeleri açıklanmıştır, kendilerine başarılar diliyorum. Egemenliğin 30 Haziran'da devredilmesinden sonra da Irak halkı çetin bir sınav vermeyi sürdürecektir. Önümüzdeki dönemin başarısı için herkesin geçmiş deneyimlerden ders çıkarması gerekir. BM, bu konuda kilit rol üstlenecek en etkin kuruluştur. Önümüzdeki uzun ve güç süreçte Iraklıların en fazla duyacakları gereksinim, kendi aralarında uzlaşı olacaktır. Irak'ın sorunlarına ancak Iraklılar kalıcı çözüm üretebilir. İstikrarlı ve aynı zamanda kendisiyle ve çevresiyle barışık bir Irak oluşturmanın anahtarı, sadece Irak halkının elindedir. Iraklılara etnik köken ve mezhep ögelerinin üzerine çıkarak güçlerini birleştirmeleri çağrısında bulunmak istiyorum."
KIBRIS KONUSU Sezer, konuşması sırasında Kıbrıs konusuna da değindi. 24 Nisan 2004'te gerçekleştirilen halk oylaması sonucunda Kıbriıs'ta yeni bir durumun ortaya çıktığını hatırlatan Sezer, "Kıbrıs Türk halkı herkes tarafından görülen, gerçek ışığında dünyayla bütünleşmeyi istemektedir. Kıbrıs Türk halkının, sorumlusu olmadığı bir sonuçtan dolayı mağdur durumda bırakılması kabul edilemez. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 28 Mayıs'lı raporunda BM üyesi ülkelere KKTC'ye uygulanan her türlü kısıtlama ve ambargonun sona erdirilmesi çağrısında bulunulmuştur. BM kararlarının Kıbrıs Türkleriyle ilişki kurulmasına engel oluşturduğu yönündeki sav da tümüyle ortadan kalkmıştır. İslam dünyasının bu konuda uluslararası toplumun gerisinde kalmayarak, Kıbrıslı Türk kardeşlerine dostluk ve yardımlaşma elini uzatacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Sezer, dünya üzerinde yaşanan diğer sıkıntılara da dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Pakistan ve Hindistan ilişkilerinde kaynak olan sorunun çözümünden yanayız. Pakistan ile Hindistan arasında son dönemde yapılan karşılıklı açılımlar ve başlatılan diyalog süreci sorunun çözümü konusunda bizi umutlandırmıştır. Bu sorunun çözümü, bölgede barış ve istikrarın güçlendirilmesine önemli katkıda bulunacaktır. Afganistan'da barış ve istikrarın sağlanması yalnız bu ülke değil, tüm dünya için de yararlı olacaktır. Afgan halkının yıllardır özlemini duyduğu gönenç ve birliğe kavuşması başlıca dileğimizdir. Yeni anayasanın benimsenmesi, bu ülkenin istikrar ve demokratik bir siyasal yapıyı kavuşması yönünden atılan önemli bir adımdır. Eylül'de yapılacak seçimden sonra Afganistan'da yeni bir döneme girilecek. Türkiye, geleneksel dostluk ilişkileriyle bağlı olduğu Afganistan'a desteğini sürdürecektir. Güney Kafkasya'da işbirliği ortamının oluşturulmasını engelleyen sorunun çözümü yönündeki somut adımların atılamamış olmasını üzüntüyle karşılıyoruz. Türkiye, sorunun barışçı yönlerden çözümüne yardımcı olacak görüş birliği sağlanması durumunda böyle bir girişime katkıda bulunacaktır. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının durumuna gösterilen ilgiden ötürü İKÖ'nün tüm üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının, ikili ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış olan temel insan haklarından ve azınlık haklarından tümüyle yararlanamıyor olması üzüntü vericidir."
Cumhurbaşkanı konuşmasının sonunda, İKÖ'nün çalışmaları hakkında kısa bir bilgi verdi.
57 ÜYE ÜLKE İKÖ'nün, 57 üye ülkesi bulunuyor. Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bengladeş, Denin, Birleşik Arap Emirlikleri, Brunei, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Filistin, Gabun, Gambiye, Gine, Gine Bussai, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızıstan, Kotdivuar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Oman, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Somali, Sudan, Surinam, Suriye, Suudi Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Uganda, Ürdün, Yemen. Hırvatistan, Slovenya, Flipinler de konferansa davet edilen ülkeler arasında yer alıyor.
Bunun yanında uluslararası örgüt ve gözlemci üyelerin temsilcileri ve basın mensuplarıyla birlikte yaklaşık 2300 kişinin zirveye katılması bekleniyor. İKÖ Zirvesi'nde başta Irak, Ortadoğu sorunu, Afganistan'daki gelişmeler, Kıbrıs olmak üzere, İslam dünyasını ilgilendiren çok sayıda konu ele alınacak. Toplantının 110 maddelik gündemi bulunuyor. Toplantıda, örgütün yürütme organının başı olan genel sekreterlik seçimi de yapılacak. İKÖ'de bugüne kadar hiç genel sekreterlik düzeyinde temsil edilmeyen Türkiye, Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterdi.
Toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş başkanlığında bir heyet temsil edecek.
3 gün sürecek olan İslam Konferansı Örgütü toplantısı, 16 Haziran Çarşamba akşamı düzenlenecek basın toplantısıyla sona erecek. Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, 14 Haziran Pazartesi akşamı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de 15 Haziran Salı akşamı, toplantıya katılan Dışişleri Bakanları onuruna resmi yemek verecek.
Toplantıda Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başta olmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül temsil ediyor.