İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Her gün seri tweetlerle, sıfır bilgisiyle, kararmış kalbiyle, sağlıksız veya tamamen uydurma verileriyle sadece laf cambazlığıyla, maalesef bazıları da profesörlük kisvesinin altına sığınarak göç konusunda ahkam kesen, insanları tahrik etmeye çalışan, birbirimize düşürmeye çalışan ve maalesef travmatik bir dönemden geldiği için aklı da travmatik olan, buna yeltenen insanlar var." dedi.
Soylu, Antalya'nın Kemer ilçesindeki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Müdürleri İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda, göçlerle ilgili tedbirlerin, eksikliklerin ve buna ilişkin değerlendirmelerin yapılacağını söyledi.
Bu insanların bir mecburiyetten, bir tehditten dolayı Türkiye'ye sığındıklarını belirten Bakan Soylu, bu insanların geldiği yerlerde asayişin sağlanması için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Şu anda ne kadar insanın geri döneceği konusunda tahmin yürütmenin mümkün olmadığını vurgulayan Soylu, birilerinin ise ısrarla Türkiye'deki Suriyelilerin sayısı üzerinden bir algı oluşturmaya çalıştığını dile getirdi.
Bugün Türkiye'de 3 milyon 670 bin Suriyelinin bulunduğuna değinen Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
"Birileri, 1 milyonu geri dönse yeterli görmüyor. '2 milyon döner diye tahmin yapsanız, geride 1,5 milyon kalıyor' diyor. Barış Pınarı, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatı alanlarını metrekare olarak hesaplayıp, güya analiz kisvesi altında nereye, ne kadar dönüş olabilir, bunu topluma işlemeye çalışıyor. Her gün seri tweetlerle, sıfır bilgisiyle, kararmış kalbiyle, sağlıksız veya tamamen uydurma verileriyle sadece laf cambazlığıyla, maalesef bazıları da profesörlük kisvesinin altına sığınarak göç konusunda ahkam kesen, insanları tahrik etmeye çalışan, bizi birbirimize düşürmeye çalışan ve maalesef travmatik bir dönemden geldiği için aklı da travmatik olan buna yeltenen insanlar var. Politika yaptığını zanneden insanlar var. Kimseye tahammülleri yok. Bunu bir iç siyaset malzemesi olarak bu şekilde dizayn ediyorlar. Akıl almaz felaket senaryoları ortaya koyuyorlar cahilce. Bir adamın profesör olması cahil olmasını engellemez ki."
Toplumda "Suriyelilerin hepsi gidecek mi gitmeyecek mi?" yönünde bir tartışma çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Soylu, Göç Genel Müdürlüğünün Twitter hesabından bunlara cevap verildiğini bildirdi.
Ancak ısrarla bu konuda doğru olmayan bilgilerin ortaya atıldığına işaret eden Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Verilerle yalanlamaktan usandık, ne yazık ki bu kişiler bu tezviratlarından, iftiralardan, yalanlardan bıkmadılar, usanmadılar. Ne yapacağız? Söylediğiniz gayet yalan. Bu yalanı nereden kamuoyuyla paylaşacağız, kasaplar odasının internet sitesinden mi? Bir spor kulübünün internet sitesinden mi paylaşacağız, nereden paylaşacağız? Ortaklarınızla beraber sürekli göz açmaya çalıştığınız ve onlarla birlikte olmaya çalıştığınız LGBT'nin hesaplarından mı paylaşacağız? Nereden paylaşacağız, Göç Genel Müdürlüğünün hesaplarından paylaşacağız. Anlamadığınız işlere karışmayın. Anlamıyorsanız sorun."
- "Susturun bu adamı"
Parti genel başkanlarına da seslenen Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Buradan o sözde profesörün partisine de sesleniyorum. Biraz vicdanınız varsa bu adamı susturun, bu adamın yalanlarını. Biraz da bu adama karşı dostluğunuz varsa bunu yakın bulduğunuz doktorlara tedavi ettirin, bunu ciddi ve net bir şekilde söylüyorum, bu adamın tedaviye ihtiyacı var, hasta. Hakikaten tedaviye ihtiyacı var. Mağdur insanların üzerine hakaret, tehdit bindiren bu adamın tedaviye ihtiyacı var. Eğer aynı siyasi partiye mensupsanız başta genel başkanına buradan çağrıda bulunuyorum; Ne olursunuz bu adamın başka işleri de var, bunu sizler de biliyorsunuz, tedaviye ihtiyacı var, tedavi ettirin. Bunu mazlum insanlarla uğraşmaktan alıkoyun. Bunu Türkiye'yi birbirine karıştırmak isteyen, attığı tweetlerle sosyal medyadaki sapkın yaklaşımlarından uzaklaştırmaya çalışın. Sabahtan akşama kadar göçle ilgilenen insanlar adına ve göçle ilgilenen bir insan olarak söylüyorum. Bu adamı Türkiye'nin bu politikalarının yakasından ne olursunuz düşürün. Kendi ufak akıllarına göre Avrupa'da yükselen ırkçılığın dümen suyunda gidiyorlar."
Birilerinin provoke çalışmalarına rağmen ülke genelinde sağduyu temelinin oluştuğunu belirterek, ilerleyen süreçte uyum politikalarına odaklanılması gerektiğine değinen Süleyman Soylu, Türkiye olarak da bu konuda önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.
Türkiye'ye çok sayıda Suriyelinin geldiğini ancak bunlardan kaynaklanan tek bir salgın hastalığın olmadığını vurgulayan Soylu, bu insanların ülkeye girerken hem aşılarının hem de sağlık taramalarının yapıldığına dikkati çekti.
Göç Kurulunda "Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı" hazırlandığını dile getiren Bakan Soylu, uyum çalıştayları başlıklarında toplantılar gerçekleştirdiklerini, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiklerini kaydetti.
Eğitimden sağlığa, sosyal hayata kadar farklı konularda bilgilendirme toplantıları yapıldığına işaret eden Soylu, Göç Danışma Merkezlerinin sayısını da 15'e yükselteceklerini ifade etti.
Dünyada göçmenler arasında ilkokullardaki okullaşma oranının yüzde 61, Türkiye'de ise yüzde 96,3 olduğunun altını çizen Süleyman Soylu, bu çalışmaları ülkenin geleceğini düşünerek gerçekleştirdiklerini bildirdi.
- "Çalışma izni isteyenlerin sayısı 8 bine çıktı"
Göç dalgası konusunda İstanbul'da bir yığılma olduğunu, ancak gerekli tedbirleri alarak yaklaşık 190 bin kişilik bir rahatlatma gerçekleştirdiklerini aktaran Soylu, yıl sonunda ise bu rakamı 230 bine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Yasal yollarla Türkiye'ye gelen hiç kimseyi sınır dışı etmediklerini, yaptıkları çalışmalarla sadece Türkiye'ye değil dünyaya miras bıraktıklarını anlatan Bakan Soylu, Türkiye'de kısa dönem ikamet izniyle bulunan kişi sayısının 785 bin olduğunu, çalışma izni olan kişi sayısının da 86 bin civarında bulunduğunu kaydetti.
Türkiye genelinde çalışma izni başvurusunun aylık ortalama 2 bin 500 civarında olduğunu belirten Soylu, "Haziran ayından itibaren konuya eğilmemizle bu sayı önce 5 bin 216, sonraki aylarda da 7 bin 500-8 bin seviyelerine çıktı. Demek ki sahayla iletişimi arttırırsak, göçle ilgili hemen her konuyu sosyal bir probleme yol açmadan sağlıklı boyutlara taşımak mümkündür." diye konuştu.
(Sürecek)