ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, partisinin bugün TBMM'de toplanan grup toplantısında ilaç fiyatlarındaki indirimin süreceğini söyledi. Erdoğan, duruma hakim olduklarını da ifade etti.
Erdoğan, açıklamalarında "Ülke olarak geldiğimiz noktadan sadece daha ileriye gitmenin hesabını yapıyoruz. Daha ileri nasıl gideriz, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine nasıl çıkarız hep bunun hesabı hep bunun gayreti içindeyiz" diyen Erdoğan, "Demokrasi ve hukuk şemsiyesi altında bütün vatandaşlarımızın yüreğini ısınana kadar vatandaşlarımızla el ele koşmaya devam edeceğiz. Canla başla çalışıyoruz" diye konuştu.
Ekonomi politikalarında sosyal ayağı sağlam tutmaya çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, toplumun hükümetten en önemli talebinin de bu oludğunu ifade etti. Bu çerçevede özellikle sağlık ve eğitim alaında son derec eönemli adımlar attıklarına işaret eden Erdoğan, sağlıktan, eğitime, ekonomiden tarıma hemen bütün sektörlerde eşgüdüme önem verdiklerini, hedef birliği içined hareket ettiklerini söyleyerek, özelikel son dönemde ekonomi yönetiminde etkin bir tavır aldıklarını bildirdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdllatif Şener başkanlığında ekonomi koordinasyon kurulu toplandığını hatırlatan Erdoğan, bu kurulda bürokrasi ve sivil camiayla birlikte çalışıldığının altını çizdi. Erdoğan, burada haftalık değrelendirmelerin yapılacağını ve bu merkezde geleceğe dönük politikalar üretileceğini söyleyerek, alınan kararların Bakanlar kurulu'nca değerlendirileceğini ifade etti. "Kısa vadeli, günü kurtaran değil, uzun vadeli prjeksiyonlarla siyaset üretmek durumundayız. Ürettiğimzi siyasit topluma fayda olarak dönmeli. Toplum ne kazandığını görmeli" diyen Erdoğan, vatandaşların hastane kapısından, okul kapısından, karakoldan, adliyeden ve tkülm kamu kurum ve kuruluşlarından içeriye girdiğinde bu faydayı hissetmesi gerektiğini bunun için çalıştıklarını söyledi.
Erdoğan, açıklamalarında ilaç fiyatlarında ucuzlama sinyali verdi ve "İlaç ve haberleşmede bu ara büyük indirilmler sağlıyoruz. Sağlık bakanlığımız bu güne kadar keyfi ve subjektif olarak belirlenen bir kronik yaraya parmak basmıştır. İlaç fiyakları subjektif değil objektif kriterlere göre yeniden belirlenmiştir. İlk etapta yüzde 20 ilaçta indirim sağlandı. Yüzde 80'den yüzde 8'e kadar ilaçta indirim sağlandı. 1984 yılından bu yada dövizin artadığı varsayılarak ilaç yönetiminde şeffaf bir kararnameyle yeni bir kriter getirdik. İlaçta Avrupa Birliği üyesi ülkelerin beş tanesi seçip alınarak bunların içerisinde en düşük ilaç fiyatı herhangi bir ilaçta hangisindeyse o bizde azami ilaç fiyatını tescil edecektir. Mesela astım tedavisinde kullanılan sablutalon ilacı bu ilacın fiyatı yüzde 50 azalarak 20 milyon 565 bin TL iken 13 milyon 270 bin liraya, parkinson ilacı parlaks yüzde 80 ucuzlayarak 14 milyon 570 bin liradan den 2 milyon 900 bin liraya şaşırdınız değil mi? Antibyotik olarak kullanılan kefsin yüzde 68. 4 ucuzlayarak 4 milyon 250 bin liraya, kollestrol düşürücü lokor adlı ilaç yüzde 76.3 ucuzlayarak 46 milyon 98 bin liradan 10 milyon 420 bin liraya inecek. Yaptığımzı tahminlere göre bu düzenleme ülkemize 500 milyon dolarlık bir tasarruf imkanı sağlayacaktır. Diğer taraftan döviz kurundaki yüzde 10-15'lik artışın her zaman olduğu gibi bugan de ilaçta belli bir fiyta artışı getirmesi doğaldır. Tabii bazı yazılı görsel medya medya hedef saptırmanın gayreti içinde hayırlı bir haber var ya nasıl hedef kimse kimseyi aldatmaya girmesin. Bu kimilerince önce indirim sonra zam şeklinde edğerlendirilen bir artış değildir. Önceki uygulamalarda da ilaçlar dövize endeksliydi şimdi de dövize endeksli. Ayrca dövize endeksli olarak 40 milyonluk bir ilaçta yüzde 10 artı olhudğunda 4 milyon ilave edilirken şimdi aynı ilaç 10 milyona inmişse sadece 1 milyonlik artış olacak. Türkiye'nin 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana yaşadığı büyük değişim ve yenilenmeyi sağduyu sahibi herkes rahatlıkla görebiliyor. Görmek istemeyenleri de bu ülkenin lehine olmayan karamsarlıklarıyla başbaşa bırakıyoruz. Onlarla çok fazla vakit kaybedecek halimiz de yok. Çünkü işimiz var yola dvma ediyoruz. Bizim Türkiye'yi adil ve kalkınmış yarınlara kavuşturmak gibi bir görevimiz var. Biz bu ülkeyi felaket telllalığı yaparak, ah vah aderek bir yere götüremeyeceğimizin farkındayız. Konuşmak yerine ileriyie doğru adımlar atmak, dert yanmak yerine dertleri cözmek için çalışıyoruz. durum teşhs edenler durum tespit edenler lütfen gelsinler de ne yapılacağını ne aypılaileceğini söylesinler de ben de kendilerini alkışlayayım. Ne yapılacağını biliyoruz. Duruma hakimiz. Ne yapılacağını biliyoruz. Daha ne güzel yapılabilir onun arayışı içindeyiz" ifadelerini kullandı.