HABER

İlaç gibi besinler

Yaz bitti, sonbahar kapıyı çaldı. Sıcak yaz günlerinden serin ve yağışlı güz mevsimine geçişte vücudumuzu hazırlamamız, olası enfeksiyonlarla başa çıkabilmemiz adına da son derece önemli.

İlaç gibi besinler

Yaz bitti, sonbahar kapıyı çaldı. Sıcak yaz günlerinden serin ve yağışlı güz mevsimine geçişte vücudumuzu hazırlamamız, olası enfeksiyonlarla başa çıkabilmemiz adına da son derece önemli.

Yaz aylarında pekçoğumuzun beslenme ve uyku düzeni şaştı. Zayıflayan bağışıklık sistemimiz nedeniyle çeşitli enfeksiyonlara karşı da kırılgan oluyoruz ister istemez. Oysa sonbaharı sağlıklı ve enerjik geçirmek kış mevsiminin birçok olumsuzluğunu da çok daha kolay atlatmamıza yardımcı olabiliyor. Bu nedenle bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmemiz şart. Peki ama nasıl? Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Göknel Dumanlı, sonbahara geçişte ilaç değerindeki 10 besini anlattı.


SARIMSAĞI ÇİĞ TÜKETİN

Doğal ve etkili bir antibiyotik olma özelliğine sahip sarımsak, gripten kansere birçok hastalığa karşı faydalı. Hele de mevsim geçişlerinde vücudun azalan savunma mekanizmasını güçlendirmede büyük katkı sağlıyor.


Ancak sarımsağı çiğ olarak tüketmek gerekiyor. Zira pişirilme, mikrodalga veya kurutmayla hazırlanan sarımsak ürünlerinde asıl yararlı madde olan alil sülfür bileşenleri azalıyor.


ZEYTİNYAĞI SAĞLIK DEMEK

Dünyada son yıllarda önem kazanan sağlıklı besinlerin başında zeytinyağı geliyor. Meme, yumurtalık, kalınbağırsak, yemek borusu, mide ve akciğer kanserine karşı koruyucu olduğuna yönelik çok sayıda çalışma var. Kalp ve damar dostu olan zeytinyağı aynı zamanda sonbaharda azalan su tüketimine karşı bağırsakları çalıştırmasıyla da katkı sağlıyor. Salatalarınıza ve pişirdiğiniz yemeklere sonradan ilave edeceğiniz saf zeytinyağı, vücut direncini de artırıyor.


ZENCEFİLİ EKSİK ETMEYİN AMA DİKKAT!

Siz siz olun beslenme alışkanlıklarınız arasında zencefile mutlaka yer verin. Sayısız faydasıyla 'mucize' besin olarak da adlandırılan zencefil, akciğerden kalınbağırsağa, karaciğerden lenfoma, lösemi, en tehlikeli deri kanseri türü olan malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserlerine faydalı. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye de fayda sağlıyor.


Ancak zencefil kullanırken dikkatli olmalı. En sık görülen yan etkileri mide yanması ve egzama. Aşırı miktarda tüketilen zencefil, merkezi sinir sistemini baskılayabiliyor ve kalpte ritim bozukluğuna neden olabiliyor. Pıhtılaşmayı azaltan ilaçlarla birlikte de kullanılmamalı zira kanamaya neden olabilir.


YEŞİL ÇAYI KARARINDA TÜKETİN

Özellikle enfeksiyonların kapımızı çalmaya başlayacağı ve sıcak içeceklerin daha revaçta olacağı sonbaharda yeşil çay önemli bir şifa deposu. Kararında tüketildiğinde önemli faydalar vaadeden yeşil çay, karaciğer, prostat, akciğer, pankreas ve kalınbağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi ile dikkat çekiyor. Bir dilim limon ilave ederek tüketeceğiniz yeşil çay, yüksek anti-oksidan kapasitesiyle içeceklerin baştacı. Ancak siz siz olun tüketiminde aşırıya kaçmayın. 3 fincan yeşilçay tüketimi yeterli.


BROKOLİYE SOFRANIZDA YER AÇIN

Kalp-damar hastalıklarından korumada çok önemli bir besin olan brokoli kansere karşı da en önemli koruyucu bitkiler arasında yer alıyor. Kolestrol düşürücü etkisinin yanı sıra, B grubu vitaminleri içermesi kalp krizi, damar tıkanıklıkları ve felç gibi hastalıklardan koruyucu etki sağlıyor. Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Göknel Dumanlı, brokolinin asıl yararlı maddesinin acı tadını veren sülfürofandur olduğunu belirtiyor. Bu madde brokoli filizinde bol miktarda bulunuyor. Siz siz olun özellikle de bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için sonbaharda brokoliye sofralarınızda yer verin.


NAR'SIZ OLMAZ AMA...

İşte tezgahlarda yerini almaya başlayan bereketin simgesi nar. Bugün adeta 'doğal antibiyotik' olarak nitelendirilen ve binlerce yıldır kullanılan bitkisel ürünlerin başında gelen narın faydası öyle çok ki. Kansere karşı koruyucu etkisiyle de dikkat çeken nar, özellikle baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerine faydalı. Günde 50 mililitre nar suyunun uzun süreli kullanılması ile faydası elde ediliyor. Ancak düşük tansiyonu olanlar tüketirken dikkat etmeli. Zira narın tansiyonu düşürücü etkisi var.


BADEM KANSIZLIĞA DA FAYDALI

Tam bir magnezyum, demir ve kalsiyum deposu olan badem vücudun enerji üretiminde önemli rol oynuyor. İçeriğindeki riboflavin ile doku onarımına da yardımcı oluyor. Bazı kanserlerin gelişmesini ve kansızlığı önleyen bademin bir porsiyonunda (23 adet) 75 miligram kalsiyum bulunuyor. Yine bir porsiyon badem, günlük alınması tavsiye edilen E vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor. En iyi bitkisel protein kaynaklarından biri olan badem kalbin 'en iyi dostu'. Badem yağı, doymamış yağ olması nedeniyle kandaki kolesterol düzeyini düşürmeye yardımcı oluyor.


ZERDEÇALİ YEMEKLERİNİZE KATABİLİRSİNİZ

İçeriğindeki curcumin ile önemli bir kanser savaşçısı olduğu kanıtlanan zerdeçal, alzheimerdan diyabete birçok hastalığa karşı da faydalı. Günde iki tatlı kaşığı zerdeçali ister yemeklerinize serpebilir isterseniz çay olarak tüketebilirsiniz. Ancak aşırıya kaçmamak şart. Uzun süreli ve fazla kullanımı durumunda mide mukozası tahrişine neden olabiliyor. Hamileler ve emziren anneler ise doktor onayı almadan kullanmamalı. Küçük safra taşları, karaciğer iltihabı, mide ve oniki parmak bağırsağı ülseri ile akut gastriti olanlar da kullanmamalı. Kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte de alınmamalı.


BİR DİLİM SOMONDAKİ SAYISIZ FAYDA

Hele de balık sezonunun açılmasıyla tam bir sağlık deposu olarak dikkat çekiyor, somon. İçeriğindeki Omega-3 yağı ile sayısız faydası bulunan somon, kalp krizini önlemekten bağışıklık sistemini güçlendirmeye dek mükemmel bir kaynak. Hergeçen gün yeni bir faydası ortaya çıkarılan Omega-3'ün, kan basıncını düşürmekten inme riskini azaltmaya dek pekçok yararı var. Somon aynı zamanda düşük kolesterol ve doymuş yağ içeren mükemmel bir protein kaynağı.


KURUBAKLAGİLLER VAZGEÇİLMEZ

Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Göknel Dumanlı, sonbahara geçişte sağlık için yeterli ve dengeli beslenmenin şart olduğunu belirtiyor. Antioksidan etkiye sahip A, C ve E vitaminleri başta olmak üzere mineraller ve Omega-3, Omega-9 yağ asitlerinin doğal yollardan alınması gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Dumanlı, B vitaminleri, kalsiyum ve lif açısından zengin ve proteinleri ete eş değer olan kuru baklagillerin de mutlaka tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Olabildiğince güneşten faydalanmak ve spor da şart.

En Çok Aranan Haberler