Vücudunuzu hastalığa teslim etmeden önce beslenmenize şifalı besinleri dahil eder ve onları düzenli olarak tüketirseniz, ilaca ihtiyacınız kalmaz ve vücut sağlığınızı korumuş olursunuz. Sizler için bu etkili besinleri araştırdık. Besinlerin hepsi ulaşılabilir ve gerçek bir sağlık kaynağı. Siz de vücudunuzu hastalıklara karşı korumak istiyorsanız beslenmenize herhangi bir alerjiniz ya da sağlık sorununuz yoksa bu besinleri dahil edebilirsiniz.
Doğal ve etkili bir antibiyotik olma özelliğine sahip sarımsak, gripten kansere birçok hastalığa karşı faydalıdır. Hele de mevsim geçişlerinde vücudun azalan savunma mekanizmasını güçlendirmede büyük katkı sağlar. Ancak sarımsağı çiğ olarak tüketmek gerekir. Zira pişirilme, mikrodalga veya kurutmayla hazırlanan sarımsak ürünlerinde kanserli hücrelerin gelişimini durduran “alil sülfür” bileşenleri azalır.
Dünyada son yıllarda önem kazanan sağlıklı besinlerin başında zeytinyağı gelir. Meme, yumurtalık, kalınbağırsak, yemek borusu, mide ve akciğer kanserine karşı koruyucu olduğuna yönelik çok sayıda çalışma var. Kalp ve damar dostu olan zeytinyağı aynı zamanda sonbaharda azalan su tüketimine karşı bağırsakları çalıştırmasıyla da katkı sağlar. Salatalarınıza ve pişirdiğiniz yemeklere sonradan ilave edeceğiniz saf zeytinyağı, vücut direncini de artırır.
Sayısız faydasıyla mucize besin olarak da adlandırılan zencefil, akciğerden kalın bağırsağa, karaciğerden lenfomaya kadar çeşitli kanser türleriyle savaşır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye de fayda sağlar. Ancak zencefil kullanırken dikkatli olmak gerekir. En sık görülen yan etkileri mide yanması ve egzamadır. Aşırı miktarda tüketilen zencefil, merkezi sinir sistemini baskılayabiliyir ve kalpte ritim bozukluğuna neden olabilir. Pıhtılaşmayı azaltan ilaçlarla birlikte de kullanılmaması önerilir. Çünkü kanamaya neden olabilir.
Özellikle enfeksiyonların kapımızı çalmaya başlayacağı ve sıcak içeceklerin daha revaçta olacağı sonbaharda yeşil çay önemli bir şifa deposu. Kararında tüketildiğinde önemli faydalar vadeden yeşil çay; karaciğer, prostat, akciğer, pankreas ve kalın bağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi ile dikkat çeker. Bir dilim limon ilave ederek tüketeceğiniz yeşil çay, yüksek anti-oksidan kapasitesiyle içeceklerin baştacıdır. Ancak aşırıya kaçılmaması önerilir. Günlük 3 fincan yeşilçay tüketimi yeterlidir.
Kalp-damar hastalıklarına karşı çok önemli bir besin olan brokoli kansere karşı da en önemli koruyucu bitkiler arasında yer alır. Kolestrol düşürücü etkisinin yanı sıra, B grubu vitaminleri içermesi kalp krizi, damar tıkanıklıkları ve felç gibi hastalıklardan koruyucu etki sağlar. Brokolinin içerisinde bulunan “sülforafan” yararlı bir kimyasal maddedir. Bu madde brokoli filizinde bol miktarda bulunur.
Doğal antibiyotik olarak nitelendirilen ve binlerce yıldır kullanılan bitkisel ürünlerin başında gelen narın faydası öyle çok ki... Kansere karşı koruyucu etkisiyle de dikkat çeken nar, özellikle baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserleriyle savaşır. Günde 50 mililitre nar suyu uzun süre kullanıldığı zaman yararı görülür. Ancak düşük tansiyonu olanlar tüketirken dikkat etmelidir. Çünkü narın tansiyon düşürücü etkisi vardır.
Tam bir magnezyum, demir ve kalsiyum deposu olan badem vücudun enerji üretiminde önemli rol oynar. İçeriğindeki riboflavin ile doku onarımına da yardımcı olur. Bazı kanserlerin gelişmesini ve kansızlığı önleyen bademin bir porsiyonunda (23 adet) 75 miligram kalsiyum bulunur. Yine bir porsiyon badem, günlük alınması tavsiye edilen E vitamini ihtiyacının yarısını karşılar. En iyi bitkisel protein kaynaklarından biri olan badem kalbin 'en iyi dostu'dur. Badem yağı, doymamış yağ olması nedeniyle kandaki kolesterol düzeyini düşürmeye yardımcı olur.
İçeriğindeki curcumin ile önemli bir kanser savaşçısı olduğu kanıtlanan zerdeçal, alzheimer'dan diyabete birçok hastalığa karşı da faydalı. Günde iki tatlı kaşığı zerdeçalı ister yemeklerinize serpebilir isterseniz çay olarak tüketebilirsiniz. Ancak aşırı kullanımdan kaçınmanız gerekir. Uzun süreli ve fazla kullanımı durumunda mide mukozası tahrişine neden olabilir. Hamileler ve emziren anneler ise doktor onayı almadan kullanmamalı. Aynı zamanda küçük safra taşları, karaciğer iltihabı, mide ve oniki parmak bağırsağı ülseri ile akut gastriti olanların da kullanmaması önerilir. Kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte de alınmamak gerekir.
Somon, balık sezonunun açılmasıyla tam bir sağlık deposu olarak dikkat çekiyor. İçeriğindeki Omega-3 yağı ile sayısız faydası bulunan somon, kalp krizini önlemekten bağışıklık sistemini güçlendirmeye dek mükemmel bir kaynak. Hergeçen gün yeni bir faydası ortaya çıkarılan Omega-3'ün, kan basıncını düşürmekten inme riskini azaltmaya dek pekçok yararı var. Somon aynı zamanda düşük kolesterol ve doymuş yağ içeren mükemmel bir protein kaynağı.
Sonbahara geçişte sağlık için yeterli ve dengeli beslenmek şarttır. Antioksidan etkiye sahip A, C ve E vitaminleri başta olmak üzere mineraller ve Omega-3, Omega-9 yağ asitlerinin doğal yollardan alınması gerekir. B vitaminleri, kalsiyum ve lif açısından zengin ve proteinleri ete eş değer olan kuru baklagillerin de mutlaka tüketilmesi gerekir. Olabildiğince güneşten faydalanmak ve spor da şart.