İlaç kullanırken doktorunuzu dinleyin

Prof. Dr. Rüstem Aşkın, herhangi bir hastalıkta ilaç kullanılmasının, o hastalığın ağır olduğu anlamına gelmeyeceğini, bazı hastalıkların da tümüyle yok edilemediğini belirterek, "Hastalıklar, zaman zaman özellikle stres dönemlerinde alevlenmeler, tekrarlamalar gösterebilir. Hastaların ilaç kullanımını, rahatlayınca veya doktor tarafından belirtilmedikçe kesmeleri doğru değildir. İlaçların özellikle ilk günlerde yapacakları bazı yan etkiler, hastaları huzursuz edecek olursa ilaca ara vermemeli, doktora danışmalıdır. İlaçların etkileri birkaç haftadan önce başlamayabilir ve genellikle aylarca kullanılması gerekir. Hastaların ilaçlarını kullanmalarının yanı sıra hekimlerinin tavsiyelerine uymaları ve hastalıkla başa çıkmak için çaba göstermeleri, ailenin hastaya destek vermesi, bunun bir hastalık olduğunu idrak etmesi önemli hususlardır" dedi.

Psikoterapinin, hekimin hastanın tüm sorunlarını dinleme çalışması olarak görülmemesi gerektiğini de da kaydeden Aşkın, "Psikoterapi, hastaya destek ve hastalığı hakkında bilgi verme, hastalığın idaresi için yol gösterme, hastayı yargılamaksızın anlamaya çalışma eylemi olup, hastayı bir sihirbaz edası ile değiştirme değil, sorunlarını yenmesi için hastayla birlikte çalışma ve tartışma ortamıdır. Tüm dünyada genelde ilaç tedavisi ile birlikte yürütülmektedir. Hipnoz, akupunktur, bioenerji ve bunun gibi yöntemler psikoterapi değildir. İlaçlar, hastalıkta etken olan beyin biyokimyasındaki bozukluğu düzeltmek yolu ile etki ederler. Hastalığınız düzelse bile ilaçlarınızı genellikle uzun süre (aylarca) kullanmanız gerektiği için doktorunuz söylemedikçe ilaçlarınızı kesmemelisiniz. Tam olarak hastalık geçmeden ilacın kesilmesi halinde, hastalığın tekrarlama ihtimali artmaktadır" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Aşkın, hastalığı, komşulara veya konunun uzmanı olmayan kişilere danışmamak gerektiğini de ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü böylesi insanlar sizi hem hastalık hem ilaçlar konusunda yanlış yönlendirebilir ve hatta daha da endişelenmenize sebep olabilirler. Büyücü, okuyucu, yatır, muskacı gibi inançlarınızı istismar eden kimseler size yanlış, sömürücü, hatta bazen kışkırtıcı telkinlerde bulunabilirler. Hasta yakınlarının yaptığı, 'aldırma, canını sıkma, kafana takma, kendinin doktoru ol, gez-dolaş-konuş-gül, at kafandan, kendini topla' telkinlerinin hastanın iyiliği için yapıldığı açıktır. Ancak bu tür telkinler, genellikle yaramayacağı ve hastanın kasten hasta olduğu izlenimi vereceği için zararlı olabilir. Psikiyatri alanında yüzlerce hastalık mevcuttur. Bunlardan sadece bir ikisi ağır akıl hastalığıdır. Dolayısı ile ne psikiyatri uzmanına başvurmanız ne de ilaç kullanmanız sizin akıl hastası olduğunuz anlamına gelmez. İyileşme demek, hiçbir sorunu ve belirtisi kalmamak anlamına gelmeyebilir. Bazı durumlarda iyileşme, hastalığın artık hastanın ve etrafının hayatını bozamayacağı düzeyine inmesidir. Hastalığınızı kendi kendinize bulma veya tedavi etme çabanıza saygı duyulur, ancak bu şahsi araştırmalar hiçbir zaman, uzmanın vereceği bilgilerin yerini tutamaz. Ruhsal hastalıkların tedavi edildiği yer, ruh sağlığı ve hastalıkları (psikiyatri) uzmanlarıdır. Asabiye, nöroloji, beyin cerrahisi, iç hastalıkları alanlarındaki uzmanlar ruh sağlığı uzmanı değildirler."

KONYA (İHA)