CHP Denizli Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi (PM) İlhan Cihaner, “Bir ülke hukukçularıyla insanlarıyla kurtuluşu dışarıda arıyorsa iyi değil. Ankara’daki hakimler yerine ‘AİHM’ye gider hakkımı alırım’ diye düşünmüşse bu gerçekten utanç verici. Bizim yeniden yargı devrimini hayata geçirmemiz gerekir” dedi.
Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti (ÇGD) Bursa Şubesi tarafından düzenlenen Perşembe toplantılarına konuşmacı olarak katılan Cihaner, burada yargının son durumu, CHP’nin siyasetteki rolü, Pınar Selek davası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde, “Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılanan ve bir sonraki duruşmaya mazeretsiz katılmaması halinde polis zoruyla getirilebileceğine ilişkin TBMM Başkanlığına uyarı yazısı yazılmasına karar verilmesini değerlendiren Cihaner, duruşmalarla ilgili nasıl bir karar alacağına henüz karar vermediğini anlattı. Cihaner “Benim duruşmalara katılmamam çok teknik bir konu. Medyaya yansıyan ‘gitmezse zorla getirilecek’ açıklamaları ise yasal uyarı vardır. Normal bir davet üzerine kişi gitmezse, o çağrı kağıdının üzerine zorla getirileceği yazılır. Bu böyle. Biraz karışık ve teknik bir iş. Çok detaya girmek istemiyorum. Hukuksuz bir süreç olarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından kabul edildi. Dolayısıyla işlemler başa döndü. Onun gerekçesi de ilk yapılan soruşturmada izin alınması gerekirken, izin alınmamıştı. Sonrasında ise yine izin alınmadan ben milletvekili seçilmiş oldum. Dolayısıyla orada bizim ve mahkeme arasında bir uyuşmazlık var. Dokunulmazlığa ilişkin yapılan soruşturmanın yetkisiz kişiler tarafından yapıldığı için derhal berat kararı verilmesi gerekir gibi teknik tartışmalar var. Bunu avukat arkadaşlarımızla müzakere ediyoruz. Henüz orada nasıl davranacağımıza ilişkin bir karar varmış değiliz. Orada olağanüstü bir şey yok. Ama yaşadığımız süreç olağanüstü bir hukuksuzluk sürecidir” dedi.
“CHP’DEKİ YERİMDEN MEMNUNUM”
Bir gazetecinin “CHP içinde umduğunuzu buldunuz mu?” sorusuna ise Cihaner, CHP’deki konumundan çok memnun olduğunu, daha iyi olacağını söyledi. Cihaner, CHP’nin siyasette kritik bir görev üstlendiğine dikkat çekerek, “Diğer siyasi akımlar kendileri dışındaki her şeyi dışlamış durumda. MHP keskin milliyetçi bir anlayışı var. AK Parti aynı şekilde. BDP de kimlik siyaseti ağırlıklı keskin bir politika izliyor. CHP ise Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu toplumsal sözleşmenin tüm unsurlarını içinde barındırıyor. Dolayısıyla dışarıda zafiyet olarak gözüken bazı şeyler aslında Türkiye’nin arayışının yansıması. Buradan da kısa sürede akli bir sonucun çıkacağını inanıyorum. Yerimden memnunum. Hiçbir zaman muhalefet yeterli değildir. Muhalefetin yeterli olduğu zaman iktidara gelmişsiniz anlamına gelir” şeklinde konuştu.
“AİHM’YE GİTMEK UTANÇ VERİCİ”
Yargıda bir devrimin mutlaka olması gerektiğine işaret eden Cihaner, şöyle devam etti:
“Eğer sizi yargılayan, millet adına kamu gücünü kullanan adalete inanmazsanız, orada sizi tutacak bir sınır yoktur. Türkiye AİHM’nin koruyucu şemsiyesinden koptu. Bir komisyon kuruldu. Uzun yargılanmalardan kaynaklı hak ihlallerinin AİHM değerlendirilmesi için idari makamların oluşturduğu bir kurum oluşturuldu. Bunu inceleyip, iç yargı yoluyla kabul edecek. Oradan geçmedikten sonra AİHM’ye gitmeyecek. Bu radikal bir kopuş. Hukukçuların birçoğu bile bunu göz ardı etti. AİHM’ye bireysel başvuru ise çok iyi bir şey gibi anlatıldı. Ama Anayasa Mahkemesi temyiz mahkemesi değildi. Yaptığı fonksiyon icabı hak ihlallerini düzeltici bir fonksiyonu olsaydı, zaten yerini getirirdi. İlgili yasaları iptal ederdi. Bunu yapmıyor ki insanlar oraya kadar gidiyor. Sen ‘tilkiye kümesi emanet etmiş’ gibi oluyorsun. Bu çok radikal bir kopuş. Biraz da utanç verici. Bir ülke, hukukçularıyla insanlarıyla kurtuluşu dışarıda arıyorsa iyi değil. Artık o noktaya geldik. Ankara’daki hakimler yerine ‘AİHM’ye gider hakkımı alırım’ diye düşünmüşse bu gerçekten utanç verici. Bizim yeniden yargı devrimini hayata geçirmemiz gerekir. Bu tarz tartışmaları gündemden çıkaralım. Kendi iç dinamikleri ile yargı bunu sağlayamaz. Yargı, nihayetinde iktidarın bir fonksiyonudur. Yargısal bir mekanizmalarla bu sağlanmaz. Yurttaşların bunu sağlaması lazım.”
“8 MİLLETVEKİLİNİN HAPİSTE OLDUĞU ÜLKEDE ANAYASA YAPILMAZ”
Parlamentosundan 8 milletvekilinin tutuklu olduğu bir ülkede anayasa yapılamayacağını ifade eden Cihaner, “Bu kabul edilebilir bir şey değil. İçinde yaşadığımız ağır hukuksuzluk var. Bu bize bir şey sağlamıyor. İnsanlar içeride ölüyor, hukuksuzluğa uğruyor. Onu da eleştirelim. Devlet 28 Şubata tüm gücüyle yükleniyor. Darbeleri Araştırma Komisyonu 28 Şubat ile ilgili yüzlerce insana soru sordu. 12 Eylül ile ilgili dinlediği insan sayısı 28 Şubat’a göre 4’te biri değil. 12 Mart ile ilgili bir şey yok. Böyle bir tutarsızlık var. Onu da eleştirelim. Şu anda parlamentonun 8 milletvekili tutuklu. Parlamentosundan 8 milletvekilinin tutuklu olduğu bir ülkede anayasa yapılamaz. Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir ülkede bu olamaz. Ama 28 Şubat dediğimiz zaman da net kesin bir tablo çıkmıyor. O bir süreç. 12 Eylül gibi değil. Karmaşık bir durum” ifadelerini kullandı.
“PINAR SELEK DAVASI HUKUK CİNAYETİNE DÖNDÜ”
Pınar Selek davası ile ilgili olarak ise Cihaner, “Bu son verilen karardan sonra bu dava inanılmaz bir hukuk cinayetine dönmüş durumda. Mahkemenin kendi verdiği karardan başkanın değişmesinden sonra dönmesi buradaki hiçbir sonucu adil hale getirmez. Burada ne olduğunu çözemediğim bir şekilde kan davasına dönmüş gibi bir durum var. Daha önceden tatsız olaylara dönüşmemesini umuyorum. Bu davanın bu kadar uzaması bile bu davaya artık adaletsiz hale getirmiştir. Garip bir durum var. Hukuksuz bir dava olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz