Cinsellik kavramı hayatın akışında olağan bir durum olmasına rağmen toplumumuzda gizemini koruyor. Kişilerin erken yaşta evlenmesi, birçok bölgede sadece anne baba olabilmek amacıyla eşlerin birlikte olması, ergenlik zamanlarında öğrenilen yanlış bilgiler, kadınların cinselliği ayıp ve korkutucu olarak görmesi gibi durumlar ilerleyen zamanlarda kişilerin hayatını olumsuz etkiliyor ve ilişkilerinde sorunlara sebep oluyor.
Evlilik birliğinin temel taşlarından biri de cinselliktir. Bunun sorun olarak görülmesi, çiftlerin kendi aralarındaki iletişim kopuklukları zaman içinde evliliklerinin hasar görmesine neden oluyor. Çiftler arasında yaşanan cinsel sorunların en büyük nedeni kadın ve erkeğin bilgi eksikliği yaşamasıdır. Kız ve erkek çocuklarının yetiştirilme tarzı, cinsellikle ilgili bilgi düzeylerinin eksikliği evlilik içerisinde problem oluşturuyor. Toplumumuzda hala cinselliği çocuk doğurmak için yaşayan kadınlar mevcut. Toplumda kadının bilinçlenmesi ve bedenini tanıması, erkeğin kadına destekleyici yaklaşımı birçok sorunu çözmek için ilk adım sayılabilir. Sorun yaşayan kişilerin kendi cinselliğini yaşayabilmek konusunda da ayrıca bir destek almaları gerekebilir.
Cinsellikle ilgili sorunlarda, erkekte erken boşalma, kadında vajinismus problemi ve ilerleyen dönemlerde cinselliğin sıklığı ve süresi ile ilgili yaşanan problemler kişilerin sağlıklı bir evlilik ilişkisi sürdürmesine engel olabiliyor. Çözülebilir konular, konuşmak yerine üzeri kapatıldıkça dönülmez bir hal alıyor.
Yaşanılan durumlarda öncelikle yapılması gereken en önemli şey; cinsel problem kişinin kendisinden kaynaklanıyor ise bunu kabullenmesi ve konuya çözümcül yaklaşılmasıdır. Sonra da cinsellik terapisi ile çözülebilecek konularda eşler birlikte hareket ederek bu sorunu çözebilirler.