KADIN

İlişkinizde monotonluktan kurtulmanız mümkün mü?

  Heyecanla başlıyor, sonra ilişkiler yerini rahatlığa bırakıyor. İlk günün tutkusu bütün ilişki içerisinde yıllarca sürmüyor. Tutku, heyecan yerini güvene, sakinliğe bıraksa da insanlar bazen o ilk an ki duygularını özleyebiliyor ve o anları tekrardan yaşamak isteyebiliyo

İlişkinizde monotonluktan kurtulmanız mümkün mü?

Uzman Klinik Psikolog Melda Yakupoğlu, birçok çiftin yaşadığı sorunlardan biri olan ‘monotonluk’ konusuna değindi. Uzman Klinik Psikolog Yakupoğlu, ilişkisi olan olmayan herkes için yerinde açıklamalarda bulundu.

Birçok kişi aşkın ömrünü merak ediyor. Her başladıkları ilişkide tutkuyu kaybetmemek adına çabalıyor ve değişik oyunlara başvuruyor. Bazen ilişkilerle ilgili kabul edilmesi gereken gerçekler içerisinde olan şeyler de gözden kaçabiliyor. Aslında monotonluktan kurtulmanın birinci kuralı, daha farklı neyi beklediğini bilmektir.

HUZUR VE HEYECANI AYNI ANDA YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?

Çünkü ilişki başladığında tutku ve heyecan en doruk noktada olsa da bunun sürekli devam etmesi hali de bazen insanları rahatsız edebiliyor. Dolayısıyla ilişkilerin aşama atlayıp o güvene ve rahatlığa erişmesi huzur verici de olabiliyor. Acaba hem huzuru hem de heyecanı aynı anda yaşamak mümkün mü?

Fazla uyaranın söz konusu olduğu günümüzde insanlar hareketli yaşamak istiyorlar. Günlük yaşamın getirdikleri ile kafalarında kurdukları hayatlar daha farklı oluyor. Hep seçtikleri hayattan ziyade yaşayamadıklarının daha iyi olduğuna inanıyorlar. Gerçekte olan ile hayalindekini yaşama isteği kişilerde çatışma yaratıyor.

SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ

Özellikle sosyal medya bu konuda çok fazla hayal kurduruyor. Görsel olarak çok fazla yaşam stili uyaranına maruz bırakıyor. Bu sebeple heyecan arayan çiftler biraz sosyal medya detoksu yapmalı, birlikteyken telefonlarını bir kenara koymalılar.

Eskiden insanların yetişme tarzı, doğmak, büyümek, çalışmak yuva kurmak ve çocuk sahibi olmak iken insanlar artık ilişkilerini sıradan bir şekilde yaşamak istemiyorlar ve sürekli heyecanı ayakta tutmak istiyorlar. Bazen bu mümkün olmuyor.

Çünkü evlilik sonrası yılların geçmesi, insanların birbirini her hali ile tanımaları, birçok konuda görüş farklılıkları, birbirlerine olan öfkeleri ve hoşgörüsüzlükleri, çocuk sahibi olma ve sorumlulukların artması gibi sebeplerle monotonluk içerisinde bulabiliyorlar.

Bu düzen içerisinde özellikle kısıtlı bir vakte sahip olan kişiler, heyecanı ilişkilerinde elde edemedikleri zamanda en kısa yoldan heyecanı aldatma yolu ile elde etmeye çalışıyorlar. İşte son yıllarda ilişkilerde bu kadar fazla aldatma görülmesinin sebeplerinden bir tanesi de bu durumdur. Bu sebeple monotonlaşan ilişkileri canlandırabilmek bir gereklilik halini almıştır.

MONOTONLUĞU KIRMAK İÇİN NELER YAPILMALI?

Öncelikle insanlar ilişkilerinde monotonluktan, sıradanlıktan şikayet etmeden önce kendilerini anlamalılar. Kendisini anlamayan insan, ilişki içerisinde her şeyden çok çabuk sıkılacak ve tatminsiz hissedecektir.

Uzun süren bir ilişkide monotonluk hissinden kurtulmak için ilk olarak kişilerin kendi ihtiyaçlarını belirlemeleri gerekir. Bir insanın ilişkide neye ihtiyacı olduğunu bilmesi için bu soruları sorması avantaj olacaktır:

Ben nasıl biriyim? Nelerden hoşlanırım, neleri yapmaktan keyif duyarım? Neyi tek başına yapmaya ihtiyaç duyarım, neyi biriyle yapmak hoşuma gider? İşim dışında hayatımda oluşturduğum kendim için yaptığım şeyler var mı? Düşünün ki bir kişi işi dışında onu mutlu eden bir hobi oluşturmadıysa, hangi ilişki içerisinde olursa olsun bunalmış hissedecektir.

Buradaki bunalmışlık hissi ilişkiden değil, kişisel olacaktır. Ancak birçok kişi kendi duygusal karmaşalarının ilişkilerinden olduğu varsayımı ile psikolojik danışmaya gelir. Oysa seanslarda onları gözlemlerim ki ilişkilerinden değil, kendi duygu durumlarından ve sıkışmış hissetmelerinden kaynaklanır. Bu sebeple kendiniz için hobiler edinin.

Sizi mutlu eden şeyleri keşfedin ve bunların bazılarına partnerinizi de dahil edin. Bir erkek için yemek yapmak, kadın için futbol maçı seyretmek gibi farklı deneyimlerde ilişkinize tat katacaktır. Hoşlanmamak konusunda önyargılı olmayın. Birçok zaman deneyim gerçekleştikten sonra kişilerin çoğunun mutlu olduğu görülür.

İlişkide kendime ne kadar yaşam alanı ve zaman bırakmalıyım? Her şeyi birlikte yapmaya çalışan çiftlerin bazen kendi başlarına bir şeyler yapabilmek için yaşam alanlarının olması gerektiğini unutmayın.

Kendilerine göre arkadaş çevreleri, eski arkadaşlıkları, rutinleri olabilir. Bazen birbirinizi özlemek için bu alanları bırakmak gerekir. Birbirinizi özledikten sonra o heyecanı hissedebilirsiniz.

AMAÇLAR VE HEDEFLER

Hayat amaçlarım ve hedeflerim neler? Bu soru gerçekten bir ilişkide neye ihtiyacınız olduğunu belirlemenizde büyük önem taşır. Çünkü çiftlerden biri dünyayı dolaşmayı düşünürken diğeri evde oturmaktan keyif alıyorsa, birisi hareketli bir yaşamdan memnun oluyor ve diğeri sakinlik istiyorsa çatışmalar yaşamaları normaldir.

Bu yüzden bir ilişkiye başlamadan önce kendinizi anlamanız önemlidir. Yıllar sonra yaşam biçimi için kimseyi suçlayamazsınız. Hayal gücüm ne kadar güçlü? Bazı kişiler ilişkileri kurallar çerçevesinde yaşar. Bazıları da renk katabilmek için değişiklikler yenilikler arar.

Hayal kurabilmek ilişkiyi canlı tutar. Değişik hayaller, fanteziler kurmak, bunları partnerle paylaşmaktan korkmamak ve cesaret göstermekte heyecanı tetikler.

DUYGULARINIZI DİLE GETİRİN

İlk tanıştığınız zamanları hatırlayın. “Onun neyinden hoşlandım?” Partnerinize duygularınızı daha fazla göstermeye çalışın. Duygu göstermek zayıflık göstergesi değildir. Duygu gösterdikten sonra karşınızdaki kişinin gideceğine dair önyargılardan da kurtulun. Ona mektup yazın. Duygularınızı dile getirin.

İlk zamanlar hoşlandığınız yanlarını düşünün. Neleri sevdiğinizi bulmaya çalışın. İlişkiniz olmadığı zamanlarda neyi yapmayı özlediğinize bakın. Daha farklı ne olabilirdi? Burada ilişkiden bunalan özgür olmak isteyen kişiler çoğu zaman başka ilişkiler içerisinde olacakları cevaplarını verirler. Aslında benzeri duruma baştan başlama yanılgısı içerisinde olurlar. Bir zaman sonra heyecanla başlayacakları her ilişkinin aşama atlayıp yine aynı kademeye geleceğini unuturlar.

Bu sebeple mevcut ilişkiniz içerisinde zamanın size neler kattığını, çift olarak nasıl geliştirdiğine odaklanın. Ortak amaçlar, hedefler belirleyin. Her şeyi denemenize rağmen hala aşamadığınızı düşünüyorsanız, bir çift terapistinden ilişkinize dair psikolojik destek alın.

Melda YAKUPOĞLU
Uzman Klinik Psikolog

www.meldayakupoglu.com
Instagram: @uzm.psk.meldayakupoglu

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler