BİZE ULAŞIN
İSTANBUL (İHA) - İstanbul'da, kokain ticareti yaptıkları ve üniversiteli gençleri fuhuş yoluyla uyuşturucuya alıştırdıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 5'i kadın 19 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya aralarında emekli laborant Müşerref Atagün'ün de bulunduğu 19 sanık katıldı.
Uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla yargılanan İbrahim Alkal, uyuşturucu ticareti yaptığını kabul ederek oturduğu apartmanda sakladığı kokainleri göstermeye hazır olduğunu belirtti. Kendisinin uyuşturucu içicisi olduğunu ve uyuşturucu temin etmek için ticaretine başladığını ifade eden Alkal, "Oturduğum apartmanın kapı boşluğunda 20-21 paket kokain var.
Operasyon sırasında bana kötü davranıldığı için yerini söylemedim. Eğer bana bir yetkili verilirse yerini gösteririm. Pişmanım" dedi.
Duruşmada söz alan emekli laborant Müşerref Atagün de, uyuşturucu ticareti yaptığı yönünde iddiaların asılsız olduğunu belirterek "Sadece arada sırada kadın arkadaşlarla beraber kokain içerdik" diye konuştu.
Evinde ele geçirilen uyuşturucunun operasyonu düzenleyen jandarma tarafından konulduğunu iddia eden Atagün, şizofren ve Hepatit C hastası olduğunu, 5 aydır cezaevinde şizofren tedavisi gördüğünü belirtti. Müşerref Atagün, daha önce de tedavi olduğunu belirterek "Bunlar hep uyuşturucudan bulaşan hastalıklar. Şizofren olduğum için bir çok şeyi hatırlamıyorum" diyerek doktora sevkini istedi.
Atagün'ün avukatı Mustafa Özkan da müvekkilinin şizofren olmasından dolayı cezasının ertelenip ertelenemeyeceğinin tespiti için rapor alınmasını talep etti.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık Refika Naneci de, "Burcu" isminin kod ismi olmadığını, anne tarafının kendisine hitap ettiği isim olduğunu anlattı. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Refika Naneci, ileri derecede uyuşturucu alışkanlığı olmadığını söyledi. Hafta sonları 3 ya da 5 paket kokain aldığını belirten Naneci, arkadaşlarıyla beraber içtiği zamanlarda ise 5-10 paket aldığını ifade etti.
Duruşma Savcısı Ahmet Nuri Saraç da, "Haftada ortalama 500 YTL uyuşturucuya veriyorsun, aylık gelirin ne kadar?" diye sordu. Refika Neneci ise "Şu an her şeyimi annem ve ailesi karşılıyor. Ailemin durumu iyi. Ancak onlar bana bu parayı kokain parası olarak vermiyor. Tutuklandığım günden beri 5 aydır yüksek dozajlı sakinleştirici kullanıyorum. Anneannem de tutuklanmamdan dolayı vefat etti" diye cevap verdi.
İnşaat mühendisi Yılmaz Karatürk de, örgüt üyesi olduğu ve kokain ticareti yaptığı yönündeki iddiaları reddetti. Yılmaz Karatürk, cezaevine girmeden 8 ay önce bir arkadaş toplantısında uyuşturucu ile tanıştığını belirterek oğlunun sınıf arkadaşının ailesi Müşerref Atagün ve eşi Erol Özdemir ile uyuşturucu kullandığını ifade etti.
Duruşmada söz alan sanık Mehmet Açık da hakkındaki suçlamaların asılsız olduğunu belirtti. Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti, Müşerref Atagün'ün Adli Tıp Kurumu'na sevk edilerek 3 hafta süre ile gözetim altında tutulup şizofren olup olmadığının tespit edilmesine karar verdi, diğer sanıklar Refika Naneci, Seda Fıçıcı ve İsmail Gözütok da tahliye edildi. Duruşma ise ertelendi.Sanık Refika Naneci adliye çıkışında kendilerini görüntülemek isteyen basın mensuplarına engel olmaya çalıştı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Beşiktaş, Beyoğlu, Kadıköy ve Beykoz'da kokain ticareti yaptıkları iddia edilen ve "Tuzak" operasyonunda yakalanan çetenin lideri olduğu öne sürülen Abdurrahman Alkal ile Serdar Alkal'ın 13 yıldan 40 yıla kadar hapsi talep ediliyor. Üniversite öğrencisi gençlerle fuhuş yaparak uyuşturucu müşterisi temin ettikleri ve bu şekilde müşteri ağını genişletmeye çalıştıkları ileri sürülen emekli laborant Müşerref Atagün ile Seda Fıçıcı, Sebahat Nazlıcan, Semiha Hoş ve Refika Naneci'nin de aralarında bulunduğu 15 zanlının ise 12 yıldan 37 yıla kadar, "torbacılık" yaptıkları öne sürülen yaşları küçük iki zanlının ise 6 yıldan 18 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
