İlk gün çok heyecanlı oldu tabii! Simit yok, keçi peyniri yok, çay yok! Fakat muhteşem bir kahvaltı geldi, avuç içime sığacak ölçüde kavunun üzerine ay çekirdeği ve tahin konmuştu, öğlende ise harika bir lahana sarma, ancak bildiğimiz sarmalardan değil, içi yeşil mercimek ile hazırlanmış. Hepsi çok lezzetliydi.
Programı hazırlayan sağlıklı yaşam&detoks uzmanı Gül Kaynak, yemeklerde himalaya tuzu ve kaliteli bir sızma zeytinyağı kullanıldığını söyledi. Yemek yapan ve mutfak bütçesini dengeleme hedefi olan biri olduğum için, önce pahalı malzemelerle mi zayıflanacak diye düşündüm. Ancak ilk hafta gördüm ki, ihtiyacımız olmayan şeyleri (özellikle pastane masrafları ) satın almayı kestiğimizde, tasarruf bile edebiliyoruz.
Bu detoks düzeninde, iki seçenek vardı, son günlerde moda olan sebze, meyve suları ile arınma veya hem sebze, meyve suları hem de normal kahvaltı, çorba ve öğle yemeğiyle hazırlanmış bir program. Biliyorsunuz, kilo kontrolünün en hassas noktası, psikolojik. Ben sadece sebze, meyve suyu ile yapamayacağımı biliyordum. O dönemdeki ruh halimize uymayan bir program başarısız oluyor, üstelik daha da fazla kilo alınıyor.
Detoks programının en can alıcı noktalarından biri, günde 2 litre civarında tükettiğim sebze suyu, limonata ve badem sütü! Prensip belli, vücudumuzda asit etkisi gösteren besinleri % 25 oranında tüketeceğiz, alkali dediğimiz, vücudumuzun sevdiği, hastalıklardan koruyan besinleri %75 oranında tüketeceğiz. Bu yiyeceklerin tablosunu aşağıda bulabilirsiniz. Bir örnek vereyim. Lokantada 100 gram ızgara et yiyorsanız, yanında 300 gram alkali sebze, salata olacak. Ancak günlük besinlere baktığımızda, o kadar sebzeyi tüketmek zor olduğundan, suyu sıkıp, taze taze içmek harika sonuçlar yaratıyor.
Gül Kaynak’ın verdiği tarif i de size ileteyim: http://gulkaynak.com/detoks/mucizevi-yesil-icecek/ Katı bir sebze, meyve sıkacağı ve pazardan, marketten alacağımız sebzelerle kolaylıkla yapabiliriz. Ben ilk haftada çok iyi sonuçlar aldım. Uzun zamandan beri ilk kez, kilomda bir oynama oldu, 2,5 kilo vermişim, üstelik bu miktarın yarısı yağdan gitmiş, inanın çok şaşırdım. Ne aç kaldım ne de depresif bir hal yaşadım, kolaylıkla verdim.
İlk 3 gün başım çok ağrıdı, çok halsizdim ve 40 dereceye varan sıcaklarda dondum. Tahmin edersiniz ki, bunların hepsi normal. Sonuçta, önemli bir değişiklik yaptım. Bedenim de zihnim de şaşırdı tabii. Kararlı olursanız, sonra hiçbir şey kalmıyor.
2,5 kiloluk zayıflama, metabolizma yaşımı bir yaş gençleştirmişti . Ölçümlerde her şey ortaya çıkıyordu, nereden ne kadar yağ verildiği, vücudun susuzluk oranı gibi. Günde 3 litre su içmeme rağmen, susuz görünüyordum. Susuzluk, bedeni yaşlandıran en önemli noktalardan biriymiş.
İlk hafta yapılan bir diğer inceleme ise bu beslenme düzeninin, kanımın yapısını nasıl etkilediği idi. Gül Kaynak, kanımı incelediğinde, proteinleri kolay sindiremediğimi, vücudumun şekerden ve karbonhidrattan pek hoşlanmadığını görmüştü. Bu yiyecekler kanın yapısını bozmuştu. Sebze, meyve, bakliyat, kuruyemiş ağırlıklı beslenme şekli sadece bir hafta içinde, kanımın yapısında önemli değişimler yapmıştı. Size fotoğraflarını da göstereyim.
24 Ağustos 2015
1 Eylül 2015
Aradaki farkı özellikle akışkanlık ve hareketliliği fark edeceksiniz. Bu yolculukta, bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim, sorularınızı bekliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun.
Ayşegül