Akif Beki'nin Karar'da "Afrin'i Esad'a niye biz teslim edelim Sayın Başbuğ" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
"Sınırımıza Şam rejimi gelmeli, sihirli sözcük Esad’la anlaşmaktır” diyor İlker Başbuğ. YPG’dense tamam Esad gelsin sınırımıza, gelsin gelmesine de kendi teslim alarak gelsin. Afrin’i YPG’den aldıktan sonra, elimizle Esad’a biz teslim edeceksek... Esad, Afrin harekatına göz yumarak toprak bütünlüğünü bize korutmuş olmayacak mı?
Madem sınırımıza Esad yerleşmeden kendimizi terör tehdidinden emin hissetmeyeceğimizi düşünüyor Genelkurmay eski Başkanı... Sınırımızın öte yanını hem kendisi hem de bizim adımıza PKK uzantılarından temizlemesi karşılığında kendisini tanıyacağımızı, Esad’lı bir çözüme razı olacağımızı, ÖSO’yu da buna ikna edeceğimizi bildirsek...
Suriye’nin başında kalmak karşılığında bu teklifimizi kabul etmez miydi? Üstelik... Bölge, Rus bölgesi. Afrin’deki YPG, Rusya destekli YPG. Reyhanlı’ya attıkları roketler bile Rus silahı. Esad’dan yana bir taviz verecekse Ankara... Rusya’nın, ellerindeki silahları toplayıp kontrolündeki YPG unsurlarını dağıtmasını sağlayacak bir teklifle halledemez miydi konuyu? Üstelik Rusya, operasyonun sorumluluğunu tek başına ABD’ye yıkarak fırsattan iki türlü de yararlanma peşinde.
ABD’nin provokasyonlarının Türkiye’yi kışkırttığını söyleyerek YPG’ye, ‘benden değil onlardan bilin, sizi ben satmadım’ mesajı yollayıp duruyor. Üstüne bir de Lavrov, dün açıkça ABD’yi, PYD’nin Esad’la anlaşmasını engellemekle suçlayarak niyetlerini belli etmedi mi? Esad’ın YPG ile anlaşmaya çalıştığı, Rusların arabuluculuğunda çokça pazarlığa oturduğu da biliniyor. Hatta Esad yönetimi, YPG’ye özerklik vermeyi bile konuşmaya açık olduklarını duyurmamış mıydı?
Kısacası; bu operasyon YPG’yi tümüyle ABD’den koparıp Rusya ve Esad’ın kucağına itse, birinden uzaklaştırıp ötekine yaklaştırsa, Rusya’ya ve Esad’a mecbur etse istediğimizi almış olur muyuz? YPG Şam’la anlaşmaya yanaştığı anda, hava sahasını kullanma iznimizin iptal edilmeyeceğinin, Esad’ın karşımıza dikilmeyeceğinin, şimdiden rahatsızlığını saklamayan İran’ın bizi daha da sıkıştırmayacağının, Rusya’nın bize kolaylık yerine artık zorluk çıkarmayacağının garantisi var mı?
Bir de Afrin’in Esad’a teslimini taahhüt etsek, Esad’ın elini daha çok rahatlatmış, İran’ın elini daha çok güçlendirmiş, Rusya’ya ABD karşısında daha büyük bir avantaj sağlamış olmaz mıyız? Oysa günün sonunda biz, askeri riski üstlenen taraf olarak Esad’la İran ve Rusya’ya kazandırdığından daha fazlasını kazanmalı değil miyiz?
Bizim desteğimiz olmadan Barzani’yi de çökertemezlerdi. Barzani çöktü ama İran ve Bağdat’taki kukla hükümet kazandı. Neçirvan Barzani daha dün Tahran’daydı, Cumhurbaşkanı Ruhani’den Irak Kürtleriyle ilişkileri geliştirme sözü alıyordu.
Ayrıca... ‘Zeytin dalı’ uzattığımız Türkiye’ye müzahir Kürtlerin sözcüsü Abdulbari Osman, operasyon başlamadan Anadolu Ajansı’na şöyle demişti: “Savaş çıkarsa PYD’nin o toprakları rejime teslim edeceğine inanıyoruz...” Bunun da ‘kırk katır mı, kırk satır mı’dan farksız olduğunu söylüyordu. Rejimi Afrin’e çağırmak, onları da hüsrana uğratmaz mı?