İSTANBUL (İHA)- Müdür yardımcısı tarafından tartaklanıp, tehdit edildikleri ileri sürülen öğrenciler, haklarındaki şikayet nedeniyle savcılıkta ayrı ayrı ifade verdi.
İddiaya göre, Üsküdar'daki İbrahim Hakkı Konyalı İlköğretim Okulu'nda okuyan 8. sınıf öğrencileri B.D. (13), K.A. (13) ve F.İ. (13) adlı öğrenciler, okulun bahçesinde top oynarken kalenin arkasında park halinde bulunan öğretmenlerine ait iki otomobile zarar verdiler. Bunun üzerine okulun müdür yardımcısı Necip Fazıl Özben, öğrencileri odasına çağırarak önce küfür etti ve ardından tartaklayarak tehditler savurdu. Olaydan bir hafta sonra öğrencileri yeniden odasına çağıran Özben'in, öğrencilerden otomobillere verdikleri 2 bin TL'lik zararın karşılanmasını istedi. Paranın miktarını çok bulan öğrenciler, korktukları için başlarına gelen olayı ailelerine söyleyemedi.
Öğrencilerin istenen parayı zamanında getirmemeleri üzerine öğretmenler, öğrencileri hakkında şikayetçi oldular. Bir süre sonra okula gelen Üsküdar Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, adı geçen 3 öğrenciyi ders saatinde gözaltına aldı. Hastanede sağlık kontrolünden geçirilen öğrenciler, daha sonra çocuk şubesine götürüldü.
Olup bitenlerden habersiz aileler, çocuklarının eve gelmemesi üzerine paniğe kapıldı. Haberi okuldan ve sınıf arkadaşlarından öğrenen aileler şok oldukları gözaltılar üzerine soluğu polis merkezinde aldılar. Öğrenciler burada yapılan kimlik kontrollerinin ardından, daha sonra savcılığa gidip ifade vermeleri konusunda bilgilendirildikten sonra ailelerine teslim edildi. Ertesi gün aileleriyle birlikte Üsküdar Adliyesi'ne giden öğrenciler, savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Öğrenciler daha sonra anneleri ile birlikte adliyeden ayrıldı.
AİLELERDEN OKUL YÖNETİMİNE TEPKİ
Adliye çıkışında İhlas Haber Ajansı Muhabirinin sorularını yanıtlayan B.D'nin annesi Melek D., "Top oynarken kaza olmuş. Öğretmenlerinin arabasına gelmiş. Üzerinden bir ay geçmiş. Bizimde her hangi bir bilgimiz yok. Okul çıkışında çocuğum eve gelmeyince merakla arkadaşlarını aradım. 5. derste polislerin gelip çocuklarımızı gözaltına almışlar. Bunu öğrenince başımdan kaynar sular döküldü" dedi.
Daha sonra polis merkezine gittiğini anlatan Melek D., okul yönetiminin kendilerini haberdar etmediklerini ileri sürdü. Melek D., "Sonra çocuk şubeye gittik ve çocuğuma 3 saat sonra ulaşabildim. Çocuklarımızın götürüldüğünden ve bu olaylardan ne idare ne öğretmeler bizi hiçbir şekilde haberdar etmediler. Öğretmenler 13 yaşlarındaki çocuklardan şikayetçi olmuşlar. Biz ailelere hiçbir şey bildirmiyorlar. Okulda başka bir konu olduğunda davetiyeler geliyor. Fakat böyle önemli bir konu hakkında hiçbir bilgimiz olmuyor" diyerek tepki gösterdi.
'O kalenin arkası park alanı değil' diyen ilkokul öğrencisi K.A'nın annesi Cahide A., "Çocuk ve oyun; yani çocuklarımız bu iki kelimeden suçlu oldular. Okul bahçesinde teneffüs saatinde okulun topu ile okulun kalesinde top oynuyorlar. Ve o kalenin arkası park alanı değil. Öğretmenlerin aracına zarar verilmişse bir ay içerisinde davetiye veya başka bir şey için mektup yollayan okul yönetimi, bize bu konuda da haber verebilirdi." Diyerek okul yönetime sert tepki gösterdi.
Çocuğunun psikolojik açıdan çok etkilendiğini belirten Cahide A.,"Benim çocuğum gece uyumadı ve bütün gece ağladı. 13 yaşında bir çocuk 3-4 saat polis karakolunda tutuluyor. Çocuğumun uğradığı psikolojik rahatsızlıktan, ruhsal çöküntüden kim sorumlu? Ben çocuğumu eğitilsin diye okula yolladım. Oyun oynadığı için suçlu duruma düşsün diye değil. Ben araçta oluşan maddi hasarı gideririm, ancak benim çocuğumun uğradığı ruhsal bozukluğu o öğretmenler nasıl giderecek?" diye sordu.
"AİLELERİMİZE SÖYLEMEYE KORKTUK"
Olayın nasıl meydana geldiğini anlatan ilköğretim 8. sınıf öğrencisi B.D., "Top oynuyorduk. Topumuz kalenin arkasında bulunan otomobillere denk geldi. Araçta bir göçme oldu. Bir süre sonra müdür yardımcımız Necip Fazıl Özben bizi odasına çağırıp küfür etti. Bize burada şiddet uyguladı. Tahrik ve tehdit eden sözler sarf etti. Olaydan bir hafta sonra öğretmenlerimiz oluşan zarar için üçümüzden 2 bin lira talep etti. Bizde yüklü bir miktar olduğu için ailelerimize söylemeye korktuk" diye konuştu.
Gözaltına alındıklarında çok korktuklarını söyleyen B.D., "Son ders yeni başlamıştı. Bir anda Necip Fazıl hoca geldi. 'Bakalım bu kadar rahat olabilecek misiniz?' diyerek bizi sınıftan çıkardı. Dışarı çıktığımda sivil bir polis memuru vardı. Belindeki silahı gördüm ve çok korktum. Bizi polis otomobiliyle hastaneye götürdüler. Gece uyuyamadım. Rüyalarıma girdi. Öyle bir muameleye maruz kaldık ki sanki adam öldürmüşüz gibi. Bizim suçumuz top oynarken arabaya zara vermek" diye konuştu.
Öğrencilerden F.İ. ise, "Necip Fazıl hocamız polislere gözaltına alındığımızı ailelerimize haber verileceğini söylemişti. Ancak vermediğini öğrendik" şeklinde konuştu.