İlköğretim Öğrencilerine, Toprağın Önemi Anlatıldı

5 Aralık Dünya Toprak Günü kapsamında düzenlenen ‘’Toprak Zirvesi’’ ile ilköğretim öğrencilerine toprağın önemi anlatıldı.İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ile Doğa Okulları işbirliğinde gerçekleştirilen ‘’Toprak Zirvesi’’ İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Yerleşkesi’nde yapıldı. Zirvede sağlıklı toprakların sadece gıda, yakıt ve tıbbi ürünlerin kaynağı olmakla kalmadığı, ekosistem için şart olmakla birlikte, suyun filtrelenmesi, karbon döngüsü ve karbon depolanması gibi konularda, sel ve kıtlık gibi felaket zamanlarında toprakların kritik bir rol oynadığı vurgulandı.İstanbul Aydın Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turhan Nejat Aral, Doğa Okulları Genel Müdür Yardımcısı Ayfer Erdem Batı, Doğa Okulları Onursal Meclis Başkanı Ata Kuğu ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Kafescioğlu’nun katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, yüzlerce ilköğretim öğrencisine toprak kaynağının sürdürülebilir kullanımı ve toprağın önemi anlatıldı.‘’TOPRAK HAYAT DEMEK, GELECEK DEMEK’’Zirvenin açılışında konuşan Doğa Okulları Genel Müdür Yardımcısı Ayfer Erdem Batı, “Bugün her kuşaktan insan toprak için bir araya geldi. İlkokul üçüncü sınıftan üniversite son sınıfa kadar öğrencilerimiz var. Bugün toprağı konuşuyoruz, çünkü toprak gelecek demek, toprak hayat demek, toprak huzurlu bir yaşam demek” dedi. İnsanlık tarihinin toprak sahibi olmak için yapılan savaşlarla dolu olduğunu ifade eden Ayfer Erdem Batı, ‘’Ama bugün bizler biliyoruz ki önemli olan toprağa sahip olmak değil, onu korumak, kollamak ve hayat verme özelliğini toprağın sürdürme özelliğini sağlamaktır. Biliyorsunuz toprağı biz yıllarca hunharca kullandık. Bilinçsiz kentleşme, erozyon, bilinçsizce yapılan tarım faaliyetleri verimli topraklarımızın her geçen gün azalmasına yol açtı. Biz Doğa Okulları olarak on üç yıldır bu farkındalığı oluşturmak için mücadele ediyoruz’’ diye konuştu.Doğa Okulları Onursal Meclis Başkanı Ata Kuğu, yaptığı konuşmada toprağın insanlık yaşamının en önemli parçalarından birinin olduğunun altını çizdi.‘’HER TÜRLÜ AFET SONRASI İLK BAŞVURULAN MALZEME TOPRAK’’İTÜ Mimarlık Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhi Kafescioğlu ise konuşmasında endüstrinin ortaya çıkardığı yeni ürünler toprağı arka plana itse de her türlü afet sonrası ilk başvurulan malzemenin toprak olduğunu vurguladı. Sanılanın aksine toprağın çağdaş bir malzeme olduğunun altını çizen Kafescioğlu, ‘’Bugün dünyanın birçok ülkesindeki araştırma enstitüleri toprağa dayalı yapı malzemesi üretim ve yapım tekniklerini geliştirmek amacıyla çalışmakta. Birçok deprem bölgesinde yaptığımız incelemelerde, teknik kurallara uygun üretilmiş kerpiçlerle ve yapı kurallarına uygun yapılmış kerpiç yapıların hasar görmediğini ve can kaybına sebep olmadıklarını saptadık. Buna örnek olarak 1939 Erzincan depreminden sonra Bayındırlık Bakanlığı tarafından yaptırılan kerpiç yerleşim birimini gösterebiliriz. O yapılar bölgede birçok yıkıcı deprem felaketi yaşandığı, betonarme yapıların birçoğunun önemli hasar gördüğü halde geçen seneye kadar sağlam kalmış, kullanılmış’’ dedi.ULUSLAR ARASI TOPRAK YILI KAPSAMINDA EŞ ZAMANLI ETKİNLİKLERBirleşmiş Milletler’in 2015 yılını “Uluslararası Toprak Yılı” ilan etmesinden dolayı toprağa yönelik farkındalığı arttırmak ve kritik öneme sahip bu kaynağın sürdürülebilir kullanımını teşvik için Roma, New York ve Santiago başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında çeşitli faaliyetler gerçekleştiriliyor. BM örgütünden yapılan açıklamada, sağlıklı toprakların sadece gıda, yakıt ve tıbbi ürünlerin kaynağı olmakla kalmadığı, ekosistem için şart olmakla birlikte, suyun filtrelenmesi, karbon döngüsü ve karbon depolanması gibi konularda, sel ve kıtlık gibi felaket zamanlarında toprakların kritik bir rol oynadığı vurgulandı. Dünyada açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalan 805 milyondan fazla insan bulunduğunun da belirtildiği açıklamada, “Nüfus artışı gıda üretiminde yaklaşık yüzde 60’lık bir büyümeyi de zorunlu kılacak. Küresel toprak kaynaklarının yüzde 33’ü verimsiz durumda. İnsanların toprak üzerindeki uygulamaları, toprağın temel işlevlerini azaltacak ya da tüketecek kadar kritik düzeylere gelmiş durumda” denildi.