Dava konusu olayda Bafra’da yaşayan Fatma S. adlı kadın, Şakir D. ile dini nikâhla evlenerek, birlikte yaşamaya başladı. Fatma S., dini nikahlı eşi nin evlendikten bir süre sonra kendisinden tehditle zorla para aldığı ve hakarette bulunduğu iddiasıyla Şakir D. hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine yapılan incelemede Fatma S. ile Şakir D.’nin ‘resmi nikâh olmadan birlikte oldukları’ anlaşıldığından bu iki kişi hakkında kamu davası açıldı.
**İki ay hapis verilmişti**
Bafra Sulh Ceza Mahkemesi, Fatma S.’yi, Türk Ceza Kanunu’nun 230/5. maddesinde düzenlenen ‘resmi nikâh olmaksızın dini nikâh yapmak’ suçundan iki ay hapisle cezalandırdı. Mahkeme, sanığa verilen cezanın iki yıldan az olması nedeniyle CMK’nın 231. maddesi gereği ‘hükmün açıklanmasını’ geri bıraktı. Karara itiraz edilmeyince kesinleşti.
Bunun üzerine, Adalet Bakanlığı, ‘TCK’nın 230/5. maddesinin, Anayasa’daki Türk Medeni Kanunu’nun medeni nikâh ile ilgili hükmünü koruduğuna’ işaret ederek, bu maddenin, ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ dışında tutulduğunu belirtti. Bakanlık, sanık hakkında verilen yerel mahkeme kararının ‘kanun yararına bozulmasını’ talep etti.
Bakanlığın talebini görüşen Yargıtay 4. Ceza Dairesi de ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’ ilişkin kanun hükümlerinin, Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınmış ‘İnkilap Kanunları’na karşı yapılan suçlara ilişkin uygulanamayacağını vurguladı.
**‘Cezalandırılsın’**
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Bafra Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararını ‘aleyhe sonuç doğurmamak üzere’ kanun yarına bozulmasına karar verdi. Yargıtay Başsavcılığı, bu ifadeye itiraz ederek, ‘dini evliliklerin cezalandırılmasını’ istedi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Başsavcılığın itirazını kabul etti ve 4. Ceza Dairesi’nin kanun yararına bozma kararındaki ‘hükmün aleyhe sonuç doğurmaması’ yönündeki ifadesini karardan çıkarılmasına karar verdi. Bu durumda sanık yerel mahkemede yeniden yargılanarak hakkında hüküm kurulacak.
Radikal