İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da etkili olan ve hayatı felç eden kar üzerinden kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt verdi. FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programında konuşan İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın düzenlediği basın toplantısıyla ilgili olarak "Şimdi bu fotoğraf Allah aşkına bu ne, bu fotoğrafta başkan nerede. O sırada ben AKOM’dayım. Yani bu fotoğrafta İBB niye yok. Sayın Bakan dün kabul etti. TEM yolu üzerinde Mahmutbey gişelerinden sonra olan bölüm" dedi.
Ayrıca İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canlı yayındaki sözlerine yanıt vererek "Cumhurbaşkanı televizyon programında onu anlatıyor. Avam projeyle yatırım mı olur. ‘Avam’ proje ile 2001 yılında o zamanki İBB, ‘avam’ proje ile başka bir hükümetten onay aldı." diye konuştu.
'Balıkçıda yemek' tartışmalarıyla ilgili olarak ise İmamoğlu, "Burada bunu bir kusur yerine koymak oradan bir fotoğraf yayınlamak. Bu işin içerisinde bir kumpas var ama bu konuya hiç girmiyorum. Beni güçlendirir zayıflatmaz onun oradan çekilmesi, oradan nasıl yayıldığına kadar her detayı biliyorum isimlerine kadar" ifadelerini kullandı.
Yemek tartışmasıyla ilgili olarak Bakan Soylu'ya yüklenen İmamoğlu, şunları ifade etti:
"Sayın Bakan, sen MOBESE kamerası için mi İstanbul’a geldin. Bir kere İngiliz Büyükelçisi de var orada. Onun kamera görüntüsü bizim görüntümüz.. Sayın Vali bunların sorumlusu, İstanbul Emniyet Müdürü, altında kim sorumlu ise Emniyet Müdür Yardımcısı, kim sorumlu ise MOBESE’nin başında… Bulunacak kardeşim bulunacak. Namus borcudur. Bu bilgilerin sızdırılması meselesi bu devletin namus borcudur. Sana devletin sana verdiği görevi yap."
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasından satır başları:
İstanbullunun bilgilendirilmesi lazım ama başlığını şöyle kurulması lazım. Bir kere İstanbul’da şunu ispat ettik hiçbir cümlemizde biz ve siz demedik. Biz ve siz yok, biz varız. Siz derken kime hitap ediyorsunuz. Milletimizin yüzde 50’sine siz yüzde 50’sine biz mi diyorsunuz. Biz İstanbul’da yaşayan 16 milyon İstanbullu için biz diyoruz.
Elimize bir harita alıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak biz şunu yaptık. Şuralardan sorumluyuz ey siz bunu niye yapmadınız demedik. 20 Ocak Perşembe günü kar alarmı aldık ve biz oturduk kar sürecinde ne yapabiliriz diyerek bütün arkadaşlarımızla toplantı yaptık. Ben yöneticilerimizle müdüründen daire başkanına biz bir eğitim toplantısı yaptık 650 kişi olarak her birisi bu ülkenin yetişmiş iyi eğitim almış insanları. Bir tek adam değil yani ben liderlik yapıyorum tabi ama dozerin üstünde ben, kar küreyen ben, makası kesen ben değil 600 yöneticisi 86 bin emekçisi var. Bir de bize destek olan başka kurumlar var. 39 belediyesi, karayolları gibi…
20 Ocak günü bütün bunlara bakarak İstanbul’a nasıl bakmalıyız toplantısı yaptık biz AKOM’da. 21 Ocak’tan itibaren de tetikte bekledik. Biz bin 500’e yakın evsiz vatandaşımızı misafir ettik. Bir anda olan bir şey değil bu. 22,23,24,25,26 Ocak tüm bu tarihlere yönelik eylem planımızı hazırladık.
En yoğun günü yaşadığımız 24 Ocak günü İstanbul Valisi ile birlikte yardımcıları belirledik dedik ki Vali Yardımcısı ile bizim genel sekreter yardımcımızlar eşleşsinler. AKOM’da zaten emniyetten karayollarından herkesin temsilcisi orada vardır. Birlikte İstanbul’a hizmet ediyoruz. Tetikte müşterek çalışma siz biz kim yani burada aksama diye bir şey yok.
Bu karın bir özelliği var, 8 saatte bu kadar yoğun bir kar görmedi İstanbul son 20-25 yılda. Bir metrekareye 60 kilo suya bedel bir kar yağdı. Biz şimdi bütün bunları yaşamış birisi olarak özel hassasiyet gösteriyorum. Örneğin en kritik mesele o hatla ilgili İstanbul’un o hatla ilgili toplu taşımanın sürekli işlemesi lazım metrobüsü biz 2 gün 24 saat kesintisiz çalıştırdık. Ama bölgenin metrosu yok. Engellerseniz olmaz. Yapmazsanız olmaz. Şimdi de yatırım planına alınmadı. İmzalanmadı. Cumhurbaşkanı televizyon programında onu anlatıyor. Avam projeyle yatırım mı olur. ‘Avam’ proje ile 2001 yılında o zamanki İBB ‘avam’ proje ile başka bir hükümetten onay aldı.
Gece saat 3’te E5 akıyordu. Hiç kesintisiz metrobüsle vatandaşlarımızı gidecekleri yere taşıdık. İlçe belediye başkanlarımızı da aradık siz açık olan yollarınızdan vatandaşlarınızı evlerine götürdük. O belediyelerde orada harekete geçti. Özellikle Basın ekspres yolu ve TEM otoyolu tıkandı ve ertesi gün öğlene doğru ancak açılabildi. Ben bunu göstermeyecektim ama göstereceğim. Şimdi bu fotoğraf Allah aşkına bu ne, bu fotoğrafta başkan nerede. O sırada ben AKOM’dayım. Yani bu fotoğrafta İBB niye yok. Sayın Bakan dün kabul etti. TEM yolu üzerinde Mahmutbey gişelerinden sonra olan bölüm.
Kuzey Çevre yolu İstanbul’un ana arterlerini yüzde 20 arttırdı. Dolayısıyla o sorumlulukta anlaşma gereği karayollarının değil oradaki işleten firmanın Karayolları İBB ekipleri de oraya desteğe gitti. Bunun özeti şu biz birlikte çalıştık derdimiz ne? Efendim biz çok başarılıydık ama siz açmadınız demedik. Basın Ekspres yolu, TEM otoyolu Kuzey çevre yolu sıkışmalar oradaydı siz açmadınız demedik.
Bizim sorumluluğumuz altındaki yerlerde de ciddi sorunlar yaşandı. Büyük oranda İstanbullu evine erişmiştir. Daha önceki gibi büyük mağduriyetler yaşanmamıştır. Sorun nerede D100 karayolunda bizi ilgilendiren yerde. Burada vatandaş sorumluluğu da devreye girer kötü lastikle yola çıkmamalı uyarıları dikkate almalı.
Görüşmediğimiz dünya ülkesi kalmadı İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak şimdi böyle bir ortamda İngiltere Türkiye’nin en yoğun ticari ilişkileri olan ve farklı yatırımlar konusunda iş birliği olan ülkelerin başında geliyor. İngiltere Büyükelçisi bizi Aralık ayı başında makamımızda ziyarete geldi. Malum konuları konuştuk. Ve orada böyle hafif de bir iyi ilişki teması üzerinde böyle bir buluşmanın konusu o gün geçti. Şöyle geçti bir yemek yiyelim, bazı konuları sohbet edelim hatta bu eşli olsun. İstanbul’da hatta balıkçıyı bile belirleyerek o günden böyle bir yemek. Kendisi balıktan bahsetti Karadenizliler balıktan iyi anlar esprisi üzerinden yeri bile belirledik. 25 gün öncesinden restoranda rezervasyon yapıldı. Biz rezervasyon yaptığımız restoranda gidenler bilir. Camları böyle açıktır en açık yerinde oturduk. Bunun gizliliği yok ki yan masamızda karşı tarafında oturan bir aile var. Çirkin olan şey onun bir fotoğrafla orada çekilmesi. O çirkin! Beni o tarafı ilgilendirmiyor. Oradaki bir vatandaş çekmiş onun için de siyasi ilintileri ile ilgili başka tespitlerimiz var ama oraya girmeyeceğim.
Öyle bir detay değil çünkü. Bir gün önce o kara rağmen sayın büyükelçi o kara rağmen Ankara’dan İstanbul’a gelmiş ve böyle bir yemek. Biz de o saatlerde saat 4-5 gibi işlerimizi AKOM’da toparladıktan sonra böyle bir gidişi normal karşıladık ve gittim. Olağanüstü durum derken kar zaten bir olağanüstü bir durum. Ben AKOM Kağıthane’de Sarıyer’e gittik. Sarıyer’e giderken bile yol üzerinde çok yoğun bir yaşamadık. Yemeğimizi yerken Beylikdüzü tarafına kar yağışının çok yoğunlaştığı tıkanmaların başladığı haberi arada bana geliyordu. Zaten 8 gibi biz yemekten kalktık toplam 2 saat sürdü. Yola yoğunlaştık yolda karın daha da yoğunlaştığını gördük. Hatta eşimle beraber AKOM’a geçtik. Burada bunu bir kusur yerine koymak oradan bir fotoğraf yayınlamak. Bu işin içerisinde bir kumpas var ama bu konuya hiç girmiyorum. Beni güçlendirir zayıflatmaz onun oradan çekilmesi oradan nasıl yayıldığına kadar her detayı biliyorum isimlerine kadar.
Tam tersine ben orada iki aile ile resim çekildim o önemli değil ben korsanlığından bahsediyorum masanın altından gizlice çekmek. Ben zaten oradan AKOM’A geldim işimin başındaydım gece saat 3’e kadar çalıştım. Ben o kar yağışının arasında bununla mı ilgileneceğim dedim.
Bu yemeği iptal etmeyi de tabiki düşündüm ama insani olarak zaten arkadaşlarımız işin başındaydı. Ben de zaten AKOM’dan geçtim o yemeğe oradan da tekrar AKOM’a döndüm. Hatta bizden erken geldiği haberini aldık. Bu iki ülke arasındaki saygın bir görüşme. Beni ilk arayan gazeteciye Sayın Murat Ağırel aradı beni başka da kimse aramadı. Ekrem Bey böyle bir buluşma doğru mu? Tabiki doğru dedim.
Beni bu kamera çekiyor değil mi? Benim gözlerime baksın vatandaşlarım. O kadar önemli ki bu ben eşimle bir yemeğe gidiyorum. Bir temsiliyet yemeğine gidiyorum. Nereye gittiğimin de önemi yok. Bugün de başka bir yere gideceğim. Bir sürü işim var. İstanbul’u bazen doğundan batıya kuzeyden güneye güvencemiz ne bizim devletimiz değil mi? Ne diyorsun sen allah aşkına ya ‘dedikoduyu bırak iyiliğin zamanı’ bu nasıl bir tavır. Çok ciddi bir meseledir. Hayati bir meseledir. Birileri fotoğrafımızı masanın altından çekmiş oymuş buymuş ne dedim size az önce hiç birinin benim nazarımda bir kıymeti yok. Ama bu benim memleketimin şahsımın ailemin güvenliği meselesidir.
İçişleri Bakanı, ‘iyiliğin zamanı’ gırgır zamanı değil, gırgır yapacak zaman değil ve bu tarzı bu ülkede çok ağır şeylere mal oluyor. Bakın 55 gün önce 550 terörist dedin 20 gün önce ben valiliğe dilekçe verdim. Yollayın bana gereğini yapayım diyorum. 55 gün! Her dediğinin altı boş çıkıyor. İşin gücün başka siyaset yapmak. Ben bu olayı yaşadığım akşam İstanbul Valimizi aradım dedim ki sayın Valim ciddi bir meseledir bu. Bu kesinlikle MOBESE sistemi. MOBESE bir suçlunun ya da bir suçun tespiti için kullanılan kayıt cihazıdır.
Sayın Bakan sen MOBESE kamerası için mi İstanbul’a geldin. Bir kere İngiliz Büyükelçisi de var orada. Onun kamera görüntüsü bizim görüntümüz. Bu nasıl bir ayıp ya. Bu nasıl bir şaşkınlık. Bu nasıl bir İmamoğlu korkusu bu nasıl bir İstanbul sevdası soruyorum yani. Sayın Vali bunların sorumlusu, İstanbul Emniyet Müdürü, altında kim sorumlu ise Emniyet Müdür Yardımcısı, kim sorumlu ise MOBESE’nin başında… Bulunacak kardeşim bulunacak. Namus borcudur. Bu bilgilerin sızdırılması meselesi bu devletin namus borcudur. Sana devletin sana verdiği görevi yap. İtibarsız bir süreç yönetiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada, Ekrem İmamoğlu'nun Sarıyer'de balıkçıya gitme görüntülerinin, MOBESE'den sızdırıldığını belirterek şikayetçi olduğu kaydedildi.
Yapılan yazılı açıklamada, "Suç duyurusunda, görevi suçu önlemek, kişilerin güvenliğini sağlamak olan ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kontrolünde sınırlı kişilerin erişimine açık olan MOBESE’nin hukuksuz şekilde kullanıldığı, bu kullanımın mağduriyete sebep olduğu belirtildi. Şüpheli veya şüphelilerin tespit edilerek cezalandırılmaları talep edildi. Suç duyurusunda kayıtları sızdıran kişiler tespit edilmesi istendi. Tespit edilecek isimler için ayrıca dava açılacağı hatırlatıldı" denildi.