TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkeme kararı tartışıldı. Genel Kurul'da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılması kararı tartışıldı.
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta, "Yıllar önce okuduğu bir şiirle mahkum olan, o günün mağdurları, yıllar sonra bugün gücü eline geçirince mağrurlaşıyorsa 20 yıllık iktidarınızda bir arpa boyu yol alamamışsınız demektir. Sayın İmamoğlu için alınan kararın arkasında demokrasi ve millet iradesine karşı duyulan büyük bir korku vardır. Korku çoğaldıkça zulüm artar, ceza artar, haksızlık artar. Siz korkabilirsiniz ama biz korkmuyoruz. Siz muhalefet ve millet üzerinde korku iklimi yaratmaya çalıştıkça biz daha gür sesle 'Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet' diye haykırmaya devam ediyoruz" dedi.
İYİ Parti'li Usta'nın sözlerine cevap veren AK Parti Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç da "Sayın Usta, İstanbul 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla ilgili kabul edemeyeceğimiz ifadeler kullandı. İstanbul 7'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu'nun YSK üyelerine yönelik 'Seçimi iptal edenler ahmaktır' şeklindeki ifadeleri üzerine hakaret suçu gerekçesiyle verilen bir mahkumiyet kararı. Bu ilk derece mahkemesinin verdiği bir karar. Kesin olmayan bir karar. İstinaf süreci var. Temyiz yolu açık olan bir karar. Kesin olmayan bir karar üzerinden bir fırtına koparılması, buradan bir mağduriyet algısı oluşturmaya çalışmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Kararın, iktidarın talimatıyla verildiği iddiası bir kere kabul edilemez. Böyle bir durum kesinlikle söz konusu olamaz. Bu bir karalama siyasetidir" diye konuştu.
Yargı kararlarının eleştirilebileceğini, zaman zaman kendilerinin de eleştiride bulunduğunu kaydeden Tunç, "Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Bağımsız ve tarafsız yargıya müdahale kesinlikle söz konusu olamaz. Hele bu kararda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 1998 yılında Siirt’te okuduğu şiirle ve orada aldığı mahkumiyetle benzerlik kurmak son derece yanlıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Ziya Gökalp'ın ders kitaplarında, eğitim müfredatında olan bir şiirini okumuş ve o şiir nedeniyle ceza almış ve hapse girmiştir. Burada ise YSK hakimlerine 'ahmak' dediği için hakaretten dolayı ceza alınan bir durum söz konusudur. Biz Sayın Cumhurbaşkanı'mızı 1998'de Pınarhisar Cezaevi'ne gönderirken ağlayarak gönderdik. O kararı üzülerek karşıladık. Ancak dünkü manzarayı gördüğümüzde nasıl bu kararın sevinçle karşılandığını, nasıl bayram edildiğini de görüyoruz. Süreci hep birlikte bekleyelim. Yargı süreci devam ediyor. Bitmiş değil" dedi.
CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç ise "Savunmanız gerçekten bu mudur? Siz böyle mi savunuyorsunuz bu meseleyi? Aynı zamanda bir savunma yaparken de yakıştırmada bulunuyorsunuz. Bu kadar çirkin bir yakıştırma olabilir mi? Ne demek seviniyorlar? Ne demek bayram yapıyorlar? O sizin görüşünüz. Sizin oradan bakış açınız. Tepki gösteriyoruz. Türkiye'deki bütün örgütler tepki gösteriyor. İstanbul'daki bütün insanlar tepki gösteriyor. Bunun bir dava konusu dahi olamayacağını bildiğiniz halde gerçekten milletin gözlerinin içine baka baka söyleyebileceğiniz sözlerin tamamı bu mudur yani? Süleyman Soylu, 'Bu bir ahmaklıktır' demiş. O da 'Asıl ahmaklık budur' demiş. Bunun YSK ile ne alakası var? Buna verebilecek cevabınız bu kadar zayıf mı?" diye konuştu.
(DHA)