AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için kullandığı "Verdiğiniz sözlerin ancak yüzde 87'sini yerine getirdiniz. 11 ilde deprem oldu. İstanbul 11 ile yardım etti. İstanbul Türkiye'ye yeter." sözleri polemik yaratmış, İmamoğlu Kurum'a bu açıklamasından dolayı teşekkür etmişti. İmamoğlu, Kurum'a göndermede bulunarak "Allah razı olsun. Bu vesileyle potansiyel rakibime, değerli adaya teşekkür ederim" ifadelerini kullanmıştı.
İstanbul yarışında gündem olan polemik sonrası Kurum'dan yine dikkat çeken açıklamalar geldi. 650 bin konut projesinin bir kez daha altını çizerken "Ekrem Bey şimdi 'aha bizi alkışladılar' diyecek." ifadelerini kullandı.
AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı'nın sunduğu Neler Oluyor Hayatta programında açıklamalarda bulundu.
Murat Kurum'un konuşmasından satır başları şöyle:
Sahaya çıkmadan önce aylardır İstanbul'un sorunları ne diye takip ediyorduk. Öne çıkan 3 sorun var, biri deprem endişesi. Depremlerde acı tecrübelerimiz oldu. İstanbul'da 1.5 milyon konutun riskli olduğu söyleniyor. Deprem en önemli gündem olmalı. Ardından da ulaşım geliyor. Ömrünüzden zaman alan bir sıkıntı. Otopark sorunu var, sokak hayvanları sorunu, taksi sorunu var. 5 yılda 250 bin araçlık otopark yapacağız. Okullarımızın bahçelerine otopark yapacağız. Okul öğrencilerinin, velilerinin, öğretmenlerin kullanacağı otoparkları yapacağız. Bir tarafta mahallenin meydanı o ilçenin meydanı olacak ama altı otopark olacak.
Projecilerimizle çalışıyoruz. 10 başlıkta projeleri hazırladık. Her anında hep yanında anlayışını yansıtan yardımlara kadar hazırlığımızı yapıp paylaştık. Evimizi bir an önce dönüştürün, deprem korkusu yaşamak istemiyoruz diyor vatandaş. İstanbul'da riskli yapı kalmasın istiyoruz. İş yerleri, sanayi üniteleri var. Depremin sizi nerede yakalayacağını bilmiyoruz. Bütün olarak, sanayi alanı, meydan ihyasına kadar, konutların dönüşümünü bütün olarak alan proje hazırladık. 650 bin konutun dönüşümü hedefledik.
Tuzla'da 5 bin konutun temelini attık. Bir taraftan bakanlığımız bir taraftan ibb olarak elimizi taşın altına koyacağız. Kimseyi evinden mahallesinden etmeden o dönüşümü gerçekleştireceğiz. Yarısı bizden kampanyasını devam ettirirken bir taraftan 100 bin de kiralık konut yapacağız. Bu projeye entegre olacak. Sürekli İstanbul'un dönüşümü için bu konutları kullanacağız. Keşke ibb 5-10 bin konut yapsaydı da kullansaydık.
365 bin sosyal konuta başladık bitirdik. Sadece İstanbul'da 39 millet bahçesi yaptık. Arıtma tesisleri için projeler yaptık. Sıfır atık anlayışı için 81 ilde çalıştık. Afetlerde hemen oralara gittik, millete verdiğimiz sözü tuttuk. 11 ilde seferberlik ruhuyla çalıştık; 180 bin konutun inşasını başlattık. 46 bin konut teslim oldu. Şimdi de vatandaşımızın mutluluğuna şahit oluyoruz. Köylere kadar bu projeleri tek tek tasarladık. Bunları söyleyince nasıl yapacaksınız, bütçeyi nereden bulacaksınız dediler.
O gün bize inanmayanlar acaba nereden ne söylesek çabasına giriyor. Bu konutların dönüşmesi gerekiyor diyoruz. Mevcut İBB yönetiminin danışman hocaları söylüyor bunu da. Alkışlıyoruz bunu da. Ekrem Bey şimdi "aha bizi alkışladılar" diyecek. Bilim insanları bunu söylerken İBB yönetimi 650 bin konut yapımını doğru bulmuyoruz diyor. İstanbul'da deprem riskini herkes söylüyor. Bilim insanları söylerken buna rağmen yönetim, Ekrem bey çıkıp diyor ki gülerek yapılmaması konusunda net duruş sergiliyor. Sen ne yapacaksın? Bu insanlar depremin olmasını mı beklesin?
Biz sahada olmaya alışkınız. Afetlerde hep sahada yan yanayız milletimizle. Projelerimizi açıkladık, insanlarımızın mutluluğu yüzüne yansıyor bizi görünce. Gittiğimiz yerlerde yanımıza gelen insanlarımız "Kastamonu'da seni gördüm diyor. Rize'de selde gördüm; geldin günlerce çalıştın diyor insanımız. Vatandaşlarımız bıkmış. Heyecanla umutla 31 Mart'ı bekliyor.
Milletin beklediği süslü laflar, kavga, ayrıştırma değil. Bir taraftan cemevi temeli atarken öbür taraftan esnafla buluştuk. Biz kimin dili, dini nedir diye bakmadık. Bizi biz yapan değerler budur. Bizim Alevi komşumuz da var, Kürt komşumuz da vardı, Laz komşumuz da vardı. Sevincimizi de hüznümüzü de beraber yaşadık. Birileri bu değerler üzerinden siyaset yapmayı meslek edinmiş."