İSTANBUL (İHA) - İmar Bankası'nın zarara uğratılmasına ilişkin, aralarında Kemal, Yavuz ve Hakan Uzan'ın da bulunduğu toplam 27 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmada Uzan ailesiyle akraba olduğu için yargılandığını iddia eden Yeşim Öztürk'ün eşine hitaben yazdığı ve davayla ilgili bazı delillerin yok edilmesini istediği mektup davanın seyrini değiştirdi.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanıklar Bahattin Uzan, Erol Hürbaş, Hilmi Başaran, Mustafa Akar, Tacettin Pak ve Yeşim Öztürk ile tutuksuz 14 sanık katıldı. Mahkemede, sanıkların ek savunmaları ve avukatları tarafından mahkemeye sunulan yeni deliller ışığında sanık avukatlarının talebi üzerine, mahkeme tarafından istenilen ek bilirkişi raporlarının gönderildiği belirtildi. Uzan grubuna ait Kıbrıs'ta bulunan İmar off-shore Limited Şirketi'nde hesabı olan ve Türkiye'de yaşayan mudilerin aldığı faizlerin vergi yasaları karşısındaki durumunun incelendiği bir raporun da mahkemeye ulaştığı ifade edildi. Mahkemeye sunulan son ek bilirkişi raporlarında, daha önceden mahkemeye sunulan asıl bilirkişi raporlarında oluşan kanaatleri değiştirecek ayrıca bir bilgiye ulaşılamadığı belirtildi. Raporda, ilk bilirkişi raporlarında sanıklar hakkında isnat edilen suçlara ilişkin sorumluluklar da tekrar sıralandı.
Mahkeme Başkanı Mustafa Akın, Yeşim Öztürk tarafından eşi Tahsin Öztürk'e hitaben yazılan bir mektubun, İmar Bankası avukatı tarafından mahkemeye sunulduğunu belirtti. Mektupta bazı delillerin yok edilmesi için eşine talimat verdiği belirtilen Yeşim Öztürk ifadesinde, olay sırasında gözaltında bulunduğunu, görev alanı içerisinde olmamasına rağmen birçok suçlamayla alakalı savunma yapmak zorunda kaldığı için psikolojisinin düzgün olmadığını ifade etti. Öztürk, bu psikolojiyle, soruşturma sırasında üzerine başka suçlar da yıkılacağını düşünerek mektupta bahsi geçen konuların yazılmış olabileceğini iddia etti. Mektupta belirtilen koli ve belgeler içinde neler olduğunu dahi bilmediğini belirten Öztürk belgelerin imha edilmediğini ve hala TMSF'nin elinde olduğunu kaydetti. Öztürk, "Korku ve endişeyle yazılan yazılardır. Mektupta belirttiğim 'ada' tabiriyle Adabank kastedilmiştir. Genel Müdürlük Sekreterliği'nden Sadık Karagöz'e bir dosya gelmişti. Sadık Karagöz yerinde olmadığından dosyayı bana verdi. Şu anda o dosya masamdadır. Daha sonra Sadık Bey'e bir koli geldi. Sadık beyin odası kapalı olduğundan kutu kapının önüne bırakılmıştı. Sadık Karagöz odasına ara sıra geliyordu. Sadık bey üzerinde 'Özgür' yazısı olan kolinin Adabank'a gönderilmesini istedi" dedi.
Mahkemeye ulaşan mektubun kendine ait özel sırlarını içerdiğini dile getiren Öztürk, bu özel mektubun mahkemeye sunulmasını ise yadırgadığını söyledi. İlk bölümünde eşine yönelik özel bilgiler yer alan mektupta Yeşim Öztürk'ün yazdığı ve mahkemenin seyrini değiştiren bilgiler şunlar:
"Dün akşam Ada'ya baskın yapılmış. Bazı bilgiler alınmış. Bizim de orada evraklarımız vardı. Kıymeti arayıp orada neler olduğunu sor. Alınmadığını araştır. Eğer alınmamış ise onlar imha edilsin. Bizden bir şey kalmasın. Kolilerin üzerinde 'Özgür' falan yazabilir. Ayrıca evde de bir şey kalmasın. Kütüphanede dolapta poşet içinde bir şeyler olabilir. Onları anneme gönder. Özellikle Ada'dakiler çok önemli."
Duruşma sonunda mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Erol Hürbaş'ın tahliyesine karar verdi. Gönderilen bilirkişi raporlarının incelemeleri için sanık avukatlarına süre verilmesi için duruşma ertelendi.