HABER

İmar Bankası ile ilgili soru önergesi

İmar Bankası ile ilgili soru önergesi

ANKARA (İHA) - CHP Antalya Milletvekili Atila Emek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından cevaplanması istemiyle, İmar Bankası'nın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmesiyle ilgili 6 sorudan oluşan bir soru önergesi verdi.

Emek'in soru önergesinde ilk olarak, "İmar Bankası'nın TMSF'ye devrinden önce, küçük tasarrufçunun korunması ilkesi çerçevesinde 50 milyar liraya kadar olan 'mevduat' devlet garantisi kapsamındayken, adı geçen bankaya el konulmasıyla birlikte hiçbir hukuki ve fiili mecburiyet mevcut değilken, limitsiz olarak tüm mevduatın garanti kapsamına alınarak Hazine riskinin arttırılmasıyla, devletin zarara uğratılmasının sebebi ve gerekçeleri nelerdir?" denildi. Garanti kapsamında mudilere ödenmek zorunda kalınan 50 milyar liraya kadar ki mevduatlar toplamıyla 50 milyar lirayı aşan mevduatlar toplamı hakkında ayrı ayrı tek rakam olarak bilgi verilmesini de isteyen Emek ayrıca, "16 Mayıs tarihinde Merkez Bankası tarafından düzenlenen bir konferansta konuşan Devlet Bakanı Ali Babacan, şu anda mevcut olan ve sadece Tasarruf Mevduatı'na sağlanan 50 milyar liralık devlet garantisinin fazla olduğunu, bu limitin zaman içerisinde düşürülmesi gerektiğini söylemektedir. Hal böyleyken, hükümetçe tasarruf-ticari ayrımı gözetilmeksizin limitsiz olarak ödeme kararı alınması, doğrudan doğruya Hazine kaynaklarından bazı kişilere para verilmesi anlamına gelmiyor mu? El koyma tarihinde 50 milyar liranın üzerinde mevduatı olup, kendilerine hiçbir sorun çıkarılmadan ödeme yapılan bu imtiyazlı kişiler kimlerdir? Kendilerine yapılan ödeme miktarları nedir? (isim ve rakam olarak)" dedi. Emek'in soru önergesindeki diğer sorular da şöyle:

"Bankaya el konulduğu tarihten önceki bir ay içinde off-shore hesaplarından mevduata dönüştürülen hesapların peşinen muvazaalı kabul edilerek, ödenmemesine ilişkin 5021 sayılı Kanunun ilgili hükümleri Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğine göre, bundan sonra yapılacak ödemelerde de 50 milyar liranın üstündekilere ayırım yapılmadan yine limitsiz olarak ödeme yapılması düşünülmekte midir? Yoksa devletin mevduat garanti limitleri kişilere göre değiştirilerek mi uygulanmaktadır? Anayasa Mahkemesi'nce verilen bu karar kapsamında kendilerine ödeme yapılması gerekenler ile, el konulan Banka aracılığıyla Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS- Hazine Bonosu) alan on binlerce vatandaş tarafından İdare Mahkemeleri'nde açılmış olan davaların devlet aleyhine sonuçlanmasıyla ödenmek zorunda kalınacak meblağların, vekalet ücreti, gecikme faizi ve sair mahkeme masraflarından ortaya çıkacak riskinin, devleti hukuka aykırı karar ve icraatlarıyla büyük zararlara uğratan sorumlularına rücu edilecek midir? Yoksa yine bütün bu riskler mazlum 70 milyonun sırtına mı yüklenecektir? Yine bankaya el koyma tarihinden geriye doğru bir ay içinde Hazine Bonosu'ndan mevduata dönüştürülen hesapların ödenmemesine ilişkin BKK'nda hukuka uygunluk bulunmadığından Danıştay tarafından iptal edilmiş olmasına ve idari yargı kararlarının en geç 30 gün içinde uygulanması zorunluluğuna rağmen, bu mudilere niçin ödeme yapılmamaktadır? Karara uymamış olanlar hakkında yasal işlem başlatılmış mıdır? Yargı kararlarını kanunda belirtilen süreler içinde yerine getirmeyen sorumlular hakkında yasal işlem yapılmamışsa, sebebi nedir? Anayasama ile teminat altına alınmasına rağmen, yargı kararlarına bizzat kamu kurumlarınca uyulmaması ve bunların gereklerinin yerine getirilmemesi hususunda niçin direnilmektedir? Bu çok önemli hususta, Sayın Başbakan ve ilgili Bakan dahil karar verme sürecine katılan tüm yetkililerin hukuki ve cezai sorumlulukları yok mudur?"

En Çok Aranan Haberler