ANKARA (İHA) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, İmar Bankası olayında aldıkları en önemli derslerden birinin, kurumlar arası koordinasyon eksikliği olduğunu belirterek, söz konusu düzenlemede bununla ilgili hükümlerin de yer aldığını söyledi.
Kredi Kuruluşları Kanunu Tasarısı Taslağı Sempozyumu'nda konuşan Bilgin, söz konusu taslak ile ombustmanlık denilebilecek "kredi kuruluşları müşteri idaresinin" kurulacağını ve Türkiye Bankalar Birliği nezdinde oluşturulacak yapının genel müdürlerde aranan şartlara haiz 7 kişiden oluşacağını kaydetti. İmar Bankası olayında alınan en önemli derslerden birinin kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği olduğunu söyleyen BDDK Başkanı, söz konusu düzenlemede bununla ilgili de hükümler getirildiğini belirtti Bilgin, bu kapsamda Fon ile BDDK arasında veri tabanlarının, bilgi işlemin, mütalaaların paylaşımına ilişkin özel bir madde olduğunu vurguladı.
Finansal Sektör Komisyonu isimli yeni bir komisyonun kurulmasını öngördüklerini de belirten Bilgin, bunun Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, SPK, TMSF, menkul kıymet borsaları ve kuruluş birlikleri temsilcilerinden oluşacağını kaydetti.
Bilgin, bu Komisyonun en az 3 ayda bir toplanmasının öngörüldüğünü ve bir araya gelip sistemdeki son gelişmeleri tartışacağını belirtti. Bilgin, Kredi Kuruluşları Kanun Tasarısı Taslağı ile getirilen düzenleme sonucunda, "Eğer mevduat bankalarının zararının sigortaya tabi mevduat tutarından fazla ise bu bankalarda yönetim ve denetiminin Fon'a devri opsiyonunun bulunmadığını, BDDK'nın direk faaliyet iznini kaldırmak zorunda olduğunu" bildirdi.
Bilgin, 2004 yılının, Türk bankacılığı için bir dönüm noktası olacağını, hiç bir şeyin eskisi olmayacağını belirterek, kanunu hazırlarken üzerinde durdukları en önemli noktanın, tüm dünya ile ortak, standart ve ortak dili getirmek olduğunu vurguladı.
"ÇARENİN BEDELİ SORUNUN BEDELİNDEN AĞIR OLAMAZ"
Şu anda sigorta şirketlerinin yüzde 80'nin bankaların iştiraki olduğunu hatırlatan Bilgin, BDDK'nun resmi net görebilmesi açısından sigorta şirketlerinin BDDK kontrolünde olması gerektiğini düşündüğünü, bunun tartışmaya açılabileceğini ifade etti. Faaliyet izni konusuna da değinen BDDK Başkanı, bir bankanın ilk defa faaliyet izni alacak olması durumunda, aksi belirtilmedikçe taslakta öngörülen tüm faaliyet konularında işlem yapmasını öngördüklerini kaydetti ve şöyle devam etti:
"Eğer ilerde biri bankayla ile ilgili sorunlar yaşayacaksa; bu faaliyetlerin bir kısmını geri alabiliriz ya da kaldırabiliriz. Bu da bankaların kontrollü bir biçimde küçültme ya da umut yoksa faaliyet izninin kaldırılmasına referans veriyor."
Kanun'un, hesap verilebilirlik ve şeffalığa çok önem verdiğini vurgulayan Bilgin, BDDK'nun Bakanlar Kurulu ve Meclise 6 ayda bir bilgi vermesini istediğini kaydetti.
Kanuna ileriye yönelik projeksiyon ve trendleri koyduklarını belirten Bilgin, bunun bir tepki kanunu olmadığına dikkati çekti. Bilgin, 2004 yılının, Türk Bankacılığı için bir dönüm noktası olacağını ve hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını vurguladı. BDDK'nın 4 yıldır, 'halının altına süpürülmüş sorunları çözmeye çalışmış önemli bir kuruluş' olduğunu kaydeden Bilgin, kurumun 2005 başından itibaren risk odaklı denetime geçeceğini belirtti. "Çarenin bedeli, sorunun bedelinden ağır olamaz" diyen Bilgin, iyi niyetli çare arayışlarında kendilerine destek olunmasını istedi.
"SEKTÖRE İLGİ AZALIR"
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de, giderek artan denetim ağırlıklı ve cezalandırıcı yaklaşımın, iyi niyetli yatırımcıların sektöre olan ilgilerini azaltacağını kaydetti. Ekonomide sık sık yaşanan istikrarsızlıkların doğrudan ve dolaylı olarak bankalara yansıdığını kaydeden Özince, "Bu yansımaların etkilerinin düşük düzeyde tutulması ve mümkün olan en düşük ekonomik maliyetle çözüme kavuşturulması amacıyla, şeffaflık ilkesi gözetilerek, düzenlemelerin ve uygulamanın makul bir esnekliğe sahip olması gerekmektedir. BDDK düzenleme yapan bir Kurumdan sadece denetim yapan bir Kurum haline gelmemelidir" diye konuştu.
Özince, sempozyum sonrası gazetecilerin tasarıya ilişkin sorularını cevaplandırdı. Tasarıda karşı çıktıkları herhangi bir maddenin olup olmadığı yönündeki bir soruya Özince, "BDDK ile hiç bir sürtüşmemiz, tartışmamız yok, Onlar 'AB ülkelerinde her ülkenin kendine göre düzenlemeleri var, karma olarak bunlardan aldığımız en iyi, en sıkı uygulamaları koyalım' diyorlar. Biz de o kadar fazla sıkarsak tekerlek dönmez diye korkuyoruz, daha liberal olsun istiyoruz. Hiç bir zaman da eskideki kötü şeyler tekrarlanacak kadar da başıboş bırakılsın istemiyoruz" şeklinde yanıt verdi.