Demokratik Sol Parti İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, Türkiye'nin geçmiş yılların enkazını temizleyebilmek için herkese sert ilaç veren acı bir reçeteyi uygulamak zorunda kaldığını belirterek, "Sorumlusu olan siyaset tarafı, reçetenin Türkiye'nin siyasi ürünü olduğunu anlatamadı ve IMF programını suçladı. Oysa uygulanmakta olan program 3 koalisyon partisinin ortak kabul ettiği programdır. Bu programın tek eksiği, bu programdan sorumlu olan bir kişinin olmamasıydı. Benden önce yapılanların da hesabını vererek, bu programın siyasi sorumlusu olduğunu söylüyorum. Hükümet adına sahiplik haklarını siyasi bir bakan olarak ben kullanıyorum. Biz siyaseten her türlü eleştiriyi, riski göze aldık. Halının altına enkaz süpürmektense, halının altındaki enkazı süpürdük. Toplumun her kesimi bu konuda azim gösterdi" dedi.
Tarım sektörüne de gerekli desteğin verilmesinin şart olduğunu belirten Türker, "Tarım sektörüne her türlü katkıyı bekletmeksizin yapmak zorundayız. Bunları zamanında yaparsak ekonomik programın yerine gelmesi o kadar hızlı olur. Tarım sektörünün mağduriyeti önlenmiş olur. Ekonomik program dahilinde hiç bir tarım ürünün primi bekletilmemektedir ve ilgililere ödenmek üzere Ziraat Bankası'na gönderilmektedir. Esnaf ve sanatkara da krizden bu yana ayrılmış olan 420 trilyon liralık bir kredi limiti vardı ama maalesef ancak bunun 143 trilyonu kullandırılabildi. Bu geri kalan 277 trilyon liranın esnaf ve sanatkar aracılığı ile piyasada dolaştırılmaması demektir. Bu krediler esnaf ve sanatkara kullandırılacak" şeklinde konuştu.
Bir gün kendilerinin de emekli olacağını belirten Türker, "Emekli olan tüm çalışanlarımızın bankalara emekli maaşları yattığı zaman hiç faiz yürütülmemekteydi. Biz aldığımız kararla emeklilerin hesabına maaşı yattığı gün, derhal repo faizine yakın bir faiz yatacak. Parasını çekemeyen, kuyruğa giremeyen emeklilerimiz para bankada kaldığı müddetçe repo faizine yakın bir faizle parasını değerlendirme imkanı bulacak. Devlet memurlarıyla ilgili olan kısım tamamlandı. Bağkur ve SSK ile ilgili işlemler de devam ediyor ve bitmek üzere" dedi.
Anlattıklarının seçim yatırımı gibi anlaşılmamasını isteyen Bakan Türker, "Bunların hiçbirisi bu günlerde yaklaşmakta olan seçimle, bir değişim dolayısıyla birilerinin tahmin ettiği gibi kesenin ağzını açmakla ilgisi yoktur. Bu hakkı halka vermektir" diye konuştu.
Türker İzmir'de ilk kez açıkladığına dikkat çekerek uygulanan ekonomik program hakkında da, "Geçtiğimiz gün IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle görüştüm. Ben Türkiye'nin daha önce verilen taahhütlerin dışında yeni bir taahhüt verilebilmesinin söz konusu olmadığını açıkça söyledim. Bu bir farklılıktır, bakış açısıdır" şeklinde konuştu.
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin hiper enflasyon tehlikesine dikkat çektiğinin hatırlatılması üzerine ise, "Serdengeçti, akademik olarak konuşuyor; doğru da yapıyor ama partneri olan Masum Türker'in hiç bir zaman vatandaşların sıkıntı çekerek katlandığı programı rafa atmayacağını çok iyi biliyor. Bizim bütçe dışında bir harcamamız yok. Şu anda kim gelirse gelsin seçim için ya da seçimden sonra bütçenin dışına çıkamaz. 3.5 yıl içinde Türkiye bu kadar sıkıntıya katlanırken çok önemli reformlar gerçekleştirdik. Yasalarla geri dönüşümü engelledik. Merkez Bankası bağımsızdır, ben Merkez Bankası'na paraya ihtiyaç var, para basın diyemem" dedi.
IMF programlarına değinen Türker, "Mevcut program belli. Kasım ayında faaliyetleri tamamlarsak, 1.6 milyar dolar almamız gerekiyor. Kasım ayında iktidara kim gelirse gelsin bu parayı alabilmesi için programı bir ay erken bitireceğiz. Önümüzdeki yıl 1.1 milyar dolar almamız gerekiyor, sonraki yıl da yine 1.1 milyar dolar almamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Seçimden önce yapılan anketlerin güvenilir olmadığını söyleyen Türker, "Bir anketin güvenilir olması için en az 15 bin deneğin oy kullanması gerekir. Bir de her seferinde aynı kişilerin olması gerekir. Çok akılcı yapılırsa, en az 7 bin 800 kişinin olması gerekir ki Türkiye'nin demokratik yapısını ortaya koyabilsin. Bu tür anketlerin yapılmasının nedeni, Türkiye'de kaosun çıkmasını sağlayarak, faizlerin ve dövizlerin yükselmesinden para kazanmak isteyen bir çevrenin olmasıdır. Biz DSP olarak Arap atı gibiyiz. Önce yavaş yavaş başlarız sonra sandıktan birinci parti çıkarız. Bu anketleri yaptıranlar 2-3 ay sonra görecekler" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA