Pakistan Başbakanı İmran Han'ın geleceği tehlikede.
Yüksek Mahkeme'nin Salı günü alacağı kararla başbakana ne olacağı da netlik kazanacak.
Muhalefetin görevden alma girişimi sonrasında Han'ın durumu daha da belirsizleşti.
Muhalefet liderleri, Pazar günü Han'a karşı güvensizlik oylaması yapmayı planladı. Ancak oylama Han'ın partisi tarafından engellendi.
Muhalefet bu duruma tepki gösterdi; gensoru oylamasının engellenmesinin yasal olup olmadığına karar vermesi için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu.
Bu olay ülkede öfke yarattı ve birçok kişinin hükümetin bu noktaya nasıl geldiğini ve bundan sonra ne olacağını sorgulamasına yol açtı.
İmran Han, Temmuz 2018'de yolsuzlukla mücadele ve ekonomiyi düzeltme vaadiyle seçildi.
Nüfusun geniş kesimleri arasında popülerliğini sürdürürken, hızla yükselen enflasyon ve artan dış borç nedeniyle desteği yavaş yavaş azaldı.
Bazı gözlemcilere göre Han'ın pozisyonunun sarsılmasında, ordu ile ilişkisinin giderek daha gergin bir hal almasının rolü var. Bu gerginleşmede olası bir neden olarak Han'ın, Pakistan'ın güçlü istihbarat teşkilatlarından birinin yeni şefini Ekim ayında atanmasını imzalamayı reddetmesine işaret ediliyor.
Siyasi muhalifleri, onun bu zayıflığından yararlanıp koalisyon ortaklarından bazılarını kendilerine çekti. Böylece çoğunluk muhalefete geçti, Han ise daralan bir müttefik havuzuyla baş başa kaldı.
3 Nisan'da muhalefet milletvekilleri, oyların çoğunu alacakları umuduyla Başbakan Han'ı iktidardan uzaklaştırmak üzere Meclis'e gensoru önergesi sundular.
Ancak dramatik bir gelişme oldu ve Meclis Başkanı Kasım Suri, hükümet değişikliği için yabancı bir devletle "net bir bağlantı" olduğunu söyleyerek bu girişimi derhal engelledi.
Oylamadan önceki günlerde Han, muhalefeti yabancı güçlerle gizli anlaşma yapmakla suçlamış, Rusya ve Çin'e karşı hareket etmediği için kendisini görevden almak üzere ABD liderliğindeki bir komplonun hedefi olduğunu söylemişti. ABD ise bu iddiaları reddetti.
Ancak Suri gensoru önergesinin, anayasanın devlete ve anayasaya sadakat çağrısı yapan 5. maddesini ihlal ettiğine karar verdi.
Başbakan Han, daha sonra parlamentonun feshedildiğini ve 90 gün içinde erken seçime gidileceğini duyurdu.
Muhalefet, oylamayı engellediği için başbakanı "ihanet" ile suçladı ve hükümetin anayasal yetkisini aşıp aşmadığını belirlemek üzere Yüksek Mahkeme'ye başvuracağını söyleyerek karara tepki gösterdi.
Yüksek Mahkeme bu konuda iki türlü karar alabilir:
Gensoru oylamasının engellenmesini anayasaya aykırı bulursa, güvensizlik oylamasının devamı yönünde karar verebilir.
Bunun gerçekleşmesi, Han'ın başbakanlığına son verilmesi anlamına gelecektir.
Ancak mahkeme, Meclis başkanının kararını doğru bulur ve mahkemenin meclis meselelerine müdahale edemeyeceği yönünde karar alırsa, bu Han için kırılgan bir zafer olacak.
Han'ın daha sonra, önümüzdeki 90 gün içinde seçimlerin yapılmasını sağlayacak bir geçici hükümet kurması gerekecek. Bunun sonunda zaferle çıkacağının ise garantisi yok.