HABER

İnfaz Bakanlık işi değildir

İnfaz Bakanlık işi değildir

ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, geçen hafta tahliye edilen gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin katili ve Papa 2. Jean Paul suikasti sanığı Mehmet Ali Ağca ile ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Ağca konusunda kamuoyunda yanlış bir kanaat oluştuğunu söyleyen Bakan Çiçek, "İnfaz işi yargı işidir, bakanlık işi değildir. Hiç kimsenin yargı kararlarının oluşmasında telkin ya da tavsiyede bulunması, hataların düzeltilmesi noktasında bakanlık bürokrasisinden onay beklemesi, onay alması asla söz konusu değildir" dedi.

Bakan Çiçek, ceza infaz kurumlarında imal edilen ürün ve el sanatları sergisinin açılış töreninde gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İnfaz işinin bir yargı işi olduğunu ve bakanlıkla ilgisi olmadığını vurgulayan Çiçek, "Hükümlü ve tutuklunun sağlık hizmetleri, cezaevinde kaldıkları süre içinde topluma kazandırılmasıyla ilgili eğitim programları, inşaatların yapılmasını bakanlık olarak biz yürütüyoruz. Bunlarla ilgili sorumluluk bakanlığa aittir. Ancak bir kişinin cezaevinde ne kadar kalacağı, ne zaman tahliye edileceği, şartlı tahliye edilecek mi edilmeyecek mi gibi konular hakkında bakanlık olarak herhangi bir yetkimiz yok, olmaması da gerekir. Çünkü bu, bir yargı faaliyetidir. Yargı faaliyetine bürokrasinin ve siyasetin karışması doğru değildir. Esas itibariyle içinden geçtiğimiz sürecin de tabiatına aykırıdır" diye konuştu.

Ağca konusunda kamuoyunda yanlış bir kanaat oluştuğunu söyleyen Çiçek, şunları kaydetti:
"Sanki bir kişi cezaevinden çıkarken Adalet bakanının onayı gerekiyor, şartlı tahliyesine karar verilirken Adalet Bakanlığı'nın onayı lazım gibi çok da doğru olmayan bir kanaat oluştu. Bu hiç de hukuki değildir. Kaldı ki, yargı süreci açısından da son derece tehlikeli birtakım beklentileri de bizden beklemişlerdir. Türkiye'de yargı bağımsızdır, daha da bağımsız olmalıdır. Dolayısıyla yargı bağımsızlığı söz konusu olduğunda, hiç kimsenin yargı kararlarının oluşmasında telkin ya da tavsiyede bulunması, önceden ikazda bulunması, hele hele sanki yargı makamlarının bir itiraz merci, bir temyiz merci gibi kararlarda varsa olabilecek hataların düzeltilmesi noktasında bakanlık bürokrasisinden onay beklemesi, onay alması asla söz konusu bile olamaz."

"TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR" Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Çiçek, "Eksiklikler vardır, onu da elbirliğiyle gidermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla Anayasa'nın 6. maddesinde ifade edildiği gibi, hiçbir organ, hiçbir merci, kaynağını Anayasa ve yasalardan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Bir yargı kararıyla ilişkilendirilecek ise bakanlığın yetkisinin, bakanın yetkisinin ne zaman, nerede, hangi şartlarda başladığının da çok iyi bilinmesi gerekir. Dolayısıyla bizim eskiden beri ve bugün de geldiğimiz noktada bakanlık olarak yargı kararlarıyla ilgili Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 309. maddesindeki şart var ise, ancak kanun yararına bozma yoluna gitme imkanımız vardır. Onun dışında hiçbir yargı kararıyla ilgili bakanlığın bir tasarrufunun olması düşünülemez, olmaması da gerekmektedir" şeklinde konuştu.

Önümüzdeki sürecin yargının daha çok öne çıkacağı bir süreç olduğunu vurgulayan Çiçek, "Çünkü önümüzdeki hafta AB tarama, gözden geçirme faaliyetleri çerçevesinde yargı hizmetleriyle ilgili olarak değerlendirme toplantıları yapılacak. Bu da yargı konusunu 2006'da daha çok öne çıkaracaktır. Dolayısıyla kim ne söylüyorsa, kim ne yazacaksa, kim ne değerlendirme yapacaksa lütfen Anayasa'ya, çıkarılan yasalara ve uygulamalara bakmalı ve ona göre bir değerlendirme yapmalıdır. Aksi halde değerlendirme yapıyoruz diye işin hukuki boyutuyla insani boyutu, başka boyutları birbirine karışır. Bundan da sağlıklı bir neticeye varmamız mümkün olmaz" diye konuştu.

İnsanların karar verebilmesi için, doğru bilgi sahibi olmaları gerektiğini belirten Çiçek, "Biz herkese doğru bilgiyi vermeye açığız. Biz bugüne kadar yasaları, eksiksiz olarak ayrım yapmadan uygulamaya çalıştık. Yetkilerimizi de yasalar çerçevesinde kullanmaya gayret ettik. Herkesin bilmesi gereken husus, infaz rejimiyle ilgili işlemler büyük ölçüde yargısal işlemlerdir. Kimsenin onayına, tasvibine, önceden müdahalesine ve ikazına gerek olmayacak işlemlerdir" dedi. Bir gazetecinin, "Yazılı emrinizde yerel mahkemenin yaptığı bir hataya dikkat çektiniz" hatırlatması üzerine Çiçek şunları söyledi:
"Yazılı emir tabiri eski bir kavramdır. Emir tabiri zaten işin tabiatına aykırıdır. Kimsenin yargıya emir verme yetkisi yoktur. Onu galatı meşhur olarak kabul edelim. Yeni CMK'da kanun yararına başvurur."

"Hakim ve savcılar hakkında idari bir işlem başlatıldı mı?" yönündeki soruya ise Çiçek, "Yarıgıtay daha ne karar verdi ki? Şimdi her işlemden dolayı da hakim ve savcı üzerinde inceleme baskısı, soruşturma baskısını kurarsanız o zaman bu ülkede hiçbir hakim ve savcı hiçbir konuda karar veremez. Yani herkesin yetkisini çok isabetli ve çok doğru kullanması lazım. Dolayısıyla konu yüksek Yargıtay'ın önündedir. O kararı hep beraber görmemiz yazım. Verilecek karara da saygılı olmamız gerekir" cevabını verdi.

"VERİLECEK TEKLİFE GÖRE BAKANLIK OLARAK GEREĞİ NEYSE YAPARIZ" Bir gazetecinin Haluk Kırcı olayını hatırlatması üzerine ise Bakan Çiçek şunları dile getirdi:
"Biriyle ilgili bir işlem yapılabilmesi için 'hukuki hata' olması başkadır, 'kusur' olması başkadır. Hukukun tabiatında farklı düşünme vardır. Bir daire böyle düşünür, böyle karar verir. Ceza Genel Kurulu ondan daha farklı bir karar verir. Aynı heyet içinde birisi böyle düşünür, ikisi farklı düşünür. Aynı daire geçmişte 10 sene önce farklı bir karar verir, bugün farklı. Bu, hukukun tabiatında vardır. Her farklılığı soruşturma konusu yapmak gibi bir uygulama, Türkiye'de uygulamayı ciddi sıkıntıya sokar. Yani kişilerin böyle bir kararı vermesinde kastının veya benzer bir durumun ortaya çıkması lazım. Değilse, benden farklı düşündü diye soruşturma başlatırsanız, o zaman bu

ülkede hakim ve savcı görev yapamaz."

Öte yandan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bir gazetecinin dün TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Erbakan'ın cezasıyla ilgili yasa değişikliği yapılması yönündeki sözlerini hatırlatması üzerine, "Kanun teklifi vermek her milletvekilinin hakkıdır. Onlar hiç şüphesiz bu imkanı kullanabilirler. Bu yoldan bir çözüm arayabilirler. Verilecek teklife göre de, biz bakanlık olarak gereği neyse onu yapmaya çalışırız. Şu an Sayın Erbakan ile ilgili olan, avukatının da açıkladığı gibi normal bir prosedürdür. Dolayısıyla daha evvel sağlık sebebiyle birkaç defa cezanın infazı ertelenmiştir. Tümüyle yine infaz hukukuyla ilgili bir durum. Şu an dosya Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı'ndadır. Başsavcı, orada görevli arkadaşımız gereğini yapacaktır. Onların, tıbbın, doktorların bileceği bir konudur" diye konuştu. "Bakanlığın bu konuda bir çalışması var mı?" yönündeki soruya ise Çiçek, "Hayır bizim bir çalışmamız yok" karşılığını verdi.

En Çok Aranan Haberler