LONDRA (İHA) - İngiliz basınında bugün, "İngiltere Merkez Bankası'nın uyarıları", "Brown'ı bekleyen sorular", "Göçmenlerin ekonomiye katkıları", "İngiltere hükümetinin gizli propagandası" ve "Diyabete çözümde ilerleme" başlıkları ön plana çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre İngiltere gazeteleri bu sabah, İngiltere Merkez Bankası'nın ülke ekonomisinin yakın gelecekteki durumuna ilişkin uyarısına geniş yer ayırıyor.
Geçen hafta İngiltere Maliye Bakanı, ülke ekonomisinin, İşçi Partisi'nin iktidara geldiği zamandan bu yana en ciddi yavaşlaması ve kamu borçlanmasında en büyük artışla karşı karşıya olduğunu açıklamıştı. Merkez Bankası'nın yeni başkan yardımcısı Charles Bean'ın son açıklamasına göre de ekonominin gelecek yıla kadar iyileşeceği yolunda fazla bir gösterge bulunmuyor.
Independent gazetesi habere manşetten "Ekonomi 70'li yıllardaki kadar kötü" başlığıyla yer veriyor.
"Charles Bean'in uyarısı, Başbakan Gordon Brown'a, baskı altındaki ailelerin ekonomik sıkıntılarına çözüm bulması yolundaki çağrıların arttığı bir döneme rastladı. Brown, sonbaharda başlatacağı siyasi mücadelenin merkezinde yer alan bu ekonomik planları için, bugün masa başına dönüyor. Bean ise ekonomik yavaşlamanın, hatırı sayılır bir süre daha devam edeceğini ve bu süre zarfında, hane içi gelirin zorlanması sonucu sosyal sorunlar yaşanabileceğini vurguladı."
Times gazetesi, manşetinde aynı konuya yer veriyor ancak Gordon Brown'ı bekleyen zorlukları öne çıkarıyor.
Hatırlanacağı gibi, ağustos ayı başlarında İngiltere hükümetinin enerji şirketlerine yönelik tek seferlik bir ek vergi uygulamak konusundaki tartışmaları gündeme gelmişti. Petrol fiyatlarındaki rekor artış karşısında böyle bir vergiden elde edilecek gelirin, yoksul ailelerin bu kış faturalarını ödemelerini kolaylaştırması umuluyor.
Times gazetesi de hükümetten bazı çevrelerin enerji şirketlerine ek bir gelir vergisi getirilmediği takdirde istifa edecekleri yolunda Brown'ı tehdit ettiklerine dikkat çekiyor.
"Enerji şirketlerini hedef alan verginin konması için imza koyan üçü hükümet çalışanı, 70 İşçi Partili milletvekili bulunuyor. Hükümette alt kademelerde yer alan beş yetkili de Times'a kampanyaya destek verdiklerini söyledi. Hatta Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Bakan Shaun Woodward, bu konu nedeniyle istifayı dahi düşünebileceğini belirtti."
Daily Telegraph, İngiliz düşünce kuruluşlarından, Kamu Politikaları Araştırma Enstitüsü IPPR'ın bir araştırmasını aktarıyor. Bu araştırmaya göre, "İngiltere'de göçün ekonomiye büyük bir katkısı var ve hükümet, bu katkıya hak ettiği önemi vermiyor.
Araştırma, göçmenlerin, kalifiye işçi açığını kapatarak İngilizlerin yapmak istemedikleri işleri üstlendiklerine dikkat çekiyor. Ama araştırmaya göre, yerel ekonomi ve işverenler, çoğu göçmenin İngiltere'ye yerleşmek yerine, kısa süreyle çalışması dolayısıyla bu katkıdan bütünüyle faydalanamıyor.
Araştırmada, göçmenlerin geldiği ülkeyle, çalıştığı yerel işletmeler arasında bağ kurarak da ekonomik katkı sağlayabilecekleri belirtiliyor.
"Araştırmaya göre İngiltere, 2004 yılı Mayıs ayında Avrupa Birliği'ne dahil olan sekiz ülkeden toplam 1 milyonu aşkın göç aldı. Ancak bu göçmenlerin yaklaşık yarısı, ülkelerine geri döndü. Araştırmada, işte bu göçmenlere İngiltere'yi cazip kılacak önlemler alınması tavsiye ediliyor."
Guardian gazetesi, "İngiltere'nin El Kaide örgütüne karşı savaşta gizli propagandası" manşetiyle, İçişleri Bakanlığı'ndan gizli bir belgeye dayandırdığı bir habere yer vermiş. Haberde, İngiltere hükümetine bağlı bir terörle mücadele biriminin, "El Kaide" ismini ya da haberdeki ifadeyle "markasını lekelemek" amacıyla tasarlanmış bir çalışma başlattığını duyuruyor.
Belgeye göre İçişleri Bakanlığı'na bağlı özel terörle mücadele birimi, yeni bir küresel propaganda kampanyası kapsamında, BBC ve diğer basın organlarını hedef alıyor. Belge, terörle mücadele uzmanlarının, yeni medya ve internet sitelerini de "internet forumlarında gönüllüler yoluyla mesaj iletmeleri" şeklinde öneriler getirerek kullanmayı planladıklarını gösteriyor.
Stratejiyi yürüten birim, geçen yıl eski İçişleri Bakanı John Reid tarafından El Kaide'nin İngiltere içi ve dışındaki propaganda faaliyetleriyle mücadele amacıyla kurulmuştu. Birimde, hükümetin farklı departmanlarından yetkililer bulunuyor."
Guardian gazetesinin yorum sayfalarında, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko'nun bir makalesi göze çarpıyor.
Yuşçenko, Güney Osetya'da yaşanan krizin, ülkesinin cesaretini kırdığını söylüyor ancak "güvenliklerini koruyabilmeleri için NATO'ya girmeleri gerektiği" vurgusunu yapıyor.
"Gürcistan'da yaşanan çatışmalar, buradaki sorunların bölgeyi aştığını ortaya koydu. Son olaylar, uluslararası toplumun, 'dondurulmuş çatışmaları görmezden gelmesinin' nasıl tehlikeli olabileceğini de açıkça gösterdi. Ukrayna'da hafta sonunda bağımsızlık yıldönümü nedeniyle kutlamalar vardı.
Bu son çatışma, Ukrayna ve diğer ülkelerin, güvenliklerini garantiye almaları için en iyi yolun, 'özgür demokratik ulusların, ortak güvenlik sistemine katılmalarından geçtiğini', bir kez daha ortaya koymuştur. Iraklılar, Amerikan askerlerinin çekiliş takvimi ile ilgili olarak ABD ile bir tür ön anlaşmaya vardıklarını söylüyor."
Son olarak Irak Başbakanı Nuri el Maliki, bu konuya ilişkin dün ayrıntılı bir açıklama yaptı. Financial Times gazetesi, başyazılarından birinde "Irak'tan çıkış" başlığıyla bu konuya yer veriyor:
"Bazı ayrıntıların hala netleşmesi gerekse de Bush yönetimi, çekilme takvimi belirlenmesi yolunda Iraklılardan gelen baskılara boyun eğdi. Iraklı yetkililer, Amerikan muharip birliklerinin, 2011 yılının sonuna kadar, tüm Irak kent ve kasabalarından çekilmiş olacaklarını iddia ediyor. Amerika, bunu 'güvenlik koşullarına bağlı yüksek arzu ve hedefler' olarak tanımlıyor.
Kaydedilen ilerlemeye ve Birleşmiş Milletler kurallarına göre, Irak'taki yabancı askeri gücün süresinin yıl sonuna kadar doluyor olmasına rağmen, yeni Amerikan başkanı göreve gelene dek bu yönde bir anlaşma imzalanmayabilir. Gerçi Amerikan başkanlık seçimleri, Washington'da zihinlerin Irak'tan çekilme konusuna yoğunlaşmasını sağladı, ama düzenli bir çıkış hala garanti altına alınmış değil."
Guardian gazetesi, bilim adamlarının, insan vücudunda doğal insülin üretimini durduran hücreleri yok eden bir yöntem bulduklarını duyuruyor.
"Amerikalı araştırmacılar, pankreasta insülin üretimini bozan ve diyabete yol açan hücreleri arıtan ve ortadan kaldıran bir yöntem bulunduğunu söylüyor. Yöntemin tip 1 diyabet hastalarına çözüm sağlayabileceğinden bahsediliyor. Farelerde başarı sağlanan yöntemin, insanlar üzerinde klinik denemeleri de sürüyor."