HABER

İngiliz gizli arşivlerinden 12 Mart

12 Mart 1971 Muhtırası'ndan bir gün önce, G.Kurmay'a gelen beli tabancalı albayla komutanlar arasında yaşandığı öne sürülen şok edici olayı ortaya çıktı.

Cuntacı albayı Tağmaç’ın tabancasıyla vurdular!

İngiliz arşivlerindeki şifreli bir mesaj, 12 Mart Muhtırası’ndan bir gün önce Genelkurmay’da yaşanan şoke edici bir olayı ortaya çıkardı. TSK içindeki cuntanın sözcüsü bir albayın G.Kurmay Başkanı Tağmaç’ın silahıyla vurulduğu iddia edildi

Türkiye Cumhuriyeti siyaset tarihine “12 Mart muhtırası” olarak geçen olay Türk siyasetinde yıllarca devam edecek yeni bir darbe sürecini başlatmış ve muhtıra ile Demirel hükümetinin istifa ettirilmesi sonrasında bir türlü dikiş tutmayan siyaset sadece 9 yıl sonra 1980’de gelen 12 Eylül darbesiyle bir kez daha depreme uğramıştı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın gizli arşivlerinde yer alan şifreli bir not işte bu zincirleme sallantıyı yaratan muhtıranın hemen 1 gün öncesinde Genelkurmay Karargâhı’nda yaşanan ve 39 yıldır perde arkasında kalan bir olayı gün yüzüne çıkardı. İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’nden İngiliz Savunma Bakanlığı’na “cypher” yani şifreli koduyla gönderildiği görülen belgede Ankara’daki Genelkurmay Karargâhı’nda 11 Mart’ta düzenlenen ve hükümete ne tür bir muhtıra verileceğinin tartışıldığı kuvvet komutanları toplantısında yaşanan şoke edici dakikalar bir istihbarat kaynağına dayanılarak anlatılıyordu. İşte yaşananlar:

11 Mart’ta Türk hükümetine ültimatom iletilmeden bir gün önce Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri Komutanları’yla birlikte Ankara’daki Genelkurmay Karargahı’nda toplandı. Amaç, hükümetin etkisizliğine ordunun ne şekilde bir müdahalede bulunması gerektiği konusunda görüş birliği sağlamaktı. Kritik toplantı bir albayın kapıyı açarak içeri girmesiyle bölündü. Belinde silahı vardı. Elinde ise bir bildiri. Albay hızlı adımlarla yaklaştı ve Tağmaç’ın masasının önüne bildiriyi bıraktı. Bu belgenin komutanları hükümeti devirmek için harekete geçmeye çağıran bir manifesto olduğunu söyledi. Bildirinin altında birçok general ve albayın da imzası vardı.

Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç bu “silahlı ültimatoma” aynı şekilde karşılık verdi. Çekmecesini açtı, silahını çıkarıp masanın üzerine koydu. Albayın geri adım atmaması sonrasında yaşanan gergin saniyeler şoke edici bir olayla sona erdi. Kuvvet komutanlarından biri, ani bir hamleyle Tağmaç’ın silahını masanın üzerinden kaptı ve albaya doğru çevirerek ateşledi. Vurulan albay yere yığıldı ve bu olay Genelkurmay Komuta kademesine karşı ayaklanan Silahlı Kuvvetler içindeki cuntanın da sonu oldu. Tağmaç ve ekibi ertesi gün muhtırayı verdi ve Demirel hükümetini devirdi. Ardından cuntacı ekibi temizlemek için düğmeye bastı. Cuntacı 5 General, 1 Amiral ve 35 Albay, 16 Mart’ta alınan bir kararla emekliye sevkedildi. Bu karar, dönemin gazetelerine manşet oldu. Emekliliklerin TSK içindeki bir cuntanın tasfiyesi olduğu yorumları yapıldı. Ancak Genelkurmay Karargâhı’nda yaşanan olay hiçbir zaman gün yüzüne çıkmadı. Muhtıradan 5 gün sonra silahlı kuvvetlerde “ordunun şahinleri” olarak bilinen Tümgeneral Celil Gürkan, Hava Tuğamiral Aydın Kirişoğlu ve Deniz Tuğamiral Vedii Bilget’in de bulunduğu bir grup subayın tasfiye edilmesi dikkat çekici bir gelişme olarak yorumlanmıştı.

İlk muhtıra yorumu: Demokrasi için yapıldı

13 Mart 1971

İngiltere Büyükelçiliği’nden Dışişleri’ne bilgi notu:

Ordu anayasaya aykırı hareket ettiyse de genel görüş bunu demokrasiyi korumak için yaptıkları yönünde. Ankara sakin, şiddet olayları ya da gösteriler duyulmuyor. Yeni başbakanı tahmin etmek zor. Ülkede ya da dış politikada dramatik bir değişim beklenmiyor.

Hükümeti düşüren sözler!

Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nin iktidara gelmesinden iki yıl sonra, ordu sol ve sağ gruplar arasındaki çatışmaları gerekçe göstererek, 12 Mart 1971 tarihinde hükümete muhtıra verdi. Muhtırada, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının imzası vardı. Demirel hükümeti istifa etmek zorunda kaldı. İşte o metin:

1 Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk’ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.

2 Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı
Kuvvetleri’nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.

3 Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır. Bilgilerinize.

Bu olay siyasetçilerin aklını başına getirecek

15 Mart 1971

İngiliz Büyükelçiliği’nden Dışişleri’ne bilgi notu:

Ordunun bu hamlesi olumlu etkiler yaratabilir ve ülke politikacılarının yeniden sorumluluk duygusu kazanmalarına yardımcı olabilir. Böyle umut etmek zorundayız. Ordu anayasaya müdahale istemiyor.(Vatan)

En Çok Aranan Haberler