HABER

İngiltere basınında bugün

LONDRA (İHA) - Daily Telegraph gazetesinin 'Irak'ın gözleri dönmüş haydutları' başlıklı başyazısında, Irak'ta son günlerde yeniden tırmanışa geçen saldırılar ele alındı.

Gazete Şubat ayının, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush'un Irak'ta savaşın bitişini ilan ettiği geçen Mayıstan bu yana en kanlı ay olduğunu, ülkede 11 günde 200'den fazla kişinin öldüğünü belirtti. Daily Telegraph'a göre müttefikler, Irak'ın diktatörünü devirmeyi başardı ama hala ülkedeki farklı grupları ortak bir amaç etrafında birleştiremedi. Gazete, "İngilizlerin 1. Dünya Savaşı sonrası fark ettiği gibi, Irak gerçekten yönetilmesi çok zor bir ülke. Kürtler Körfez Savaşı'ndan bu yana özerkliklerini korumaya çalışıyor, Şiiler sonunda çoğunluğu oluşturdukları ülkede güçlerini gösteriyor, Sünniler de bu güç gösterisine direniyor. Tüm bunlar Irak'ın toprak bütünlüğünü zayıflatmış olabilir. Bu durum karşısında Amerikalılar bu bütünlüğün korunması için kararlılıkla haraket etmeli. Ülkelerinin İran ve Türkiye'nin etki alanında kalmamasını isteyen Iraklılar da vatanseverliklerini ortaya koymalı. Ancak bu durumda, bombalı saldırılar, gözleri dönmüş haydutların son çabaları olarak görülecektir" dedi.

Times gazetesinin Dış Haberler editörü Bronwen Maddox'ın aynı konudaki yazısıysa 'Bombalar Irak seçimlerini hedef alıyor' başlığını taşıyor. Bronwen Maddox, Irak'ta bu şartlar altında seçim yapılmasının çok zor olduğu ve ülkede iç savaş çıkabileceği görüşünde. Yazıda, "Eğer Bağdat'in kuzeyindeki Sünni üçgende seçim yapılması inandırıcı değilse, ülkenin büyük kısmında seçimleri planlamanın da hiçbir anlamı yok demektir. Belki Amerikalıların iç savaştan bahsetmeleri için henüz vakit erken ancak bu kaygı önemli bir sorundan kaynaklanıyor. Zira Irak'ta egemenliğin devrine yönelik planlarla ilgili sorunlar henüz çözülmedi. Yıllarca Irak'ı yöneten Sünniler, çoğunluktaki Şiiler tarafından yönetilmeye razı mı? Eğer bu soruya yanıt hayırsa, o zaman başka bir soru gündeme geliyor. Muhalefet ülkede bir iç savaşı sürdürebilir mi? Irak'taki son bombalı saldırılar bunun mümkün olduğunu gösteriyor" denildi.

"ABD, GÖZLERİNİ YENİ BİR DÜŞMANA ÇEVİRDİ" Independent gazetesinin bugünkü manşetiyse 'Amerika gözlerini bir numaralı yeni düşmanına çevirdi' şeklinde. Haberi yazan kişiyse, gazetenin tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk. Fisk, Amerikan güçlerinin Irak'ta iç savaş çıkarmaya çalışmakla suçladıkları Musab Zarkavi'nin yakalanması için vaat ettikleri ödülü iki misli arttırarak 10 milyon dolara çıkardıklarını yazdı. Robert Fisk, ne Usame Bin Ladin'i, ne de Molla Ömer'i yakalayabilen Amerikalıların, yakalanması ve öldürülmesi daha kolay olduğu için Zarkavi'yi bir numaralı düşman olarak belirlemiş olabileceklerini söyledi. Fisk ayrıca Amerikalıların, Zarkavi'nin Fransa, Ürdün, İsrail ve Almanya'daki eylemlerle birlikte İstanbul'da iki sinagog, İngiliz Başkonsolosluğu ve HSBC Genel Müdürlüğü'ne düzenlenen saldırılara karıştığını söylediklerini, El Kaide kaynaklarınınsa bu listeyle alay ettiklerini yazdı. Fisk'e göre Amerikalılar, Zarkavi'yle ilgili olarak ciddi bir açmaz içinde. Fisk, "Zarkavi'nin durumuyla ilgili olarak yapılan herhangi bir analiz, başkan Bush'un seçim kampanyası çerçevesinde ele alınmalı. Irak'ta kitle imha silahı bulamayan ve askerlerinin kan döktüğünü gören George Bush, Saddam Hüseyin rejiminin El Kaide örgütü ve 11 Eylül 2001'de insanlığa karşı işlenen suçlarla bağlantısını bulma ihtiyacında. İşte Zarkavi'nin esas önemi de burada ortaya çıkıyor. Ancak George Bush için maalesef şunu belirtmek sorundayız: Zarkavi, 2001'de Irak'ta değil, Afganistan'daydı" dedi.

AFGANİSTAN'DA KADIN HAKLARI Guardian gazetesindeyse Afganistan Devrimci Kadınlar Cemiyeti'nden Meryem Ravi takma adlı bir kişinin yazdığı bir makale göze çarpıyor. Makelenin başlığı 'Tecavüzcülerin yönetimi'.

Ravi, Amerikalıların 7 Ekim 2001'de Afganistan'ı bombalamaya başlarken, Taliban rejiminin devrilmesini meşru kılmak için Afgan kadınlarının karşılaştıkları zulme dikkat çektiklerini hatırlatıyor. Ancak Ravi, insan hakları kuruluşlarından Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna atıfta bulunuyor ve Hamid Karzai yönetiminin Afgan kadınları, yüksek tecavüz riskinde koruyamadıklarını belirtiyor. Ravi, Afgan kadınların yaşam koşullarını 'dehşet verici' olarak nitelendiriyor. Ravi, "Ülkenin batısındaki Herat eyaletinde İsmail Han, Taliban dönemindekine benzer kararlar alıyor. Kadınların çoğu okula gidemiyor, yabancı sivil toplum kuruluşlarında ya da Birleşmiş Milletler'in bürolarında görev yapmaları yasaklanıyor. Devlet dairelerinde çalışan kadınların sayıları da çok az. Kadınlar taksiye binemiyor, yanlarında erkek bir yakınları olmadıkça sokaklarda yalnız yürüyemiyor. Kadınlar yakın akrabaları olmayan erkeklerle görüldüklerindeyse polis devreye giriyor ve cinsel ilişkiye girip girmediklerinin tespiti için zorla hastaneye götürülüyor. Devam eden bu baskı altında her ay intihar eden kadınların sayısı, Taliban dönemindekinden fazla. Bir sivil toplum kuruluşu görevlisi Uluslararası Af Örgütü'ne ülkenin mevcut durumunu şöyle özetliyor:'Taliban döneminde eğer bir kadın pazara gitseydi ve vücudunun bir kısmını etrafa gösterseydi, kamçılanırdı, şimdiyse tecavüze maruz kalıyor'" dedi.

GORBAÇOV'LA RÖPORTAJ Financial Times gazetesindeyse bugün Soyvetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorboçov'la yapılmış özel bir mülakat var. Haberin başlığı 'Özgürlük olmadan bu ülkenin geleceği yok.' Mülakatta Gorbaçov önce Rusya lideri Vladimir Putin'i, ülkede istikrarın teminine yönelik çabalarından ötürü övdü.

Gorbaçov, "Putin, dış politikası ve sosyal politikaları olmayan, parçalanmanın eşiğinde ve kaos halinde bir devlet devraldı. Geçmiş 4 yılda ülkede istikrarı sağladı. Rusya'ya sosyal bir düzen getirdi, vergi reformunda başarılı oldu" dedi. Eski lider, tüm bu övgülere karşın, Soyvetler Birliği'nin son lideri Putin'i, basın özgürlüğü konusunda uyarmaktan da geri kalmadı. Gorbaçov, "Bugünün Rusya'sında medya daha az özgür. Özgürlük olmazsa, Rusya'nın geleceği de olmaz. Bence Putin son parlamento seçimlerinin sonuçlarını çok iyi değerlendirmeli. Her istediğinizi yapan bir parlamentoya sahip olabilirsiniz. Ancak bu demokrasi için vahim sonuçlara yol açabilir" dedi.

En Çok Aranan Haberler