The Independent gazetesinin haberine göre, İngiliz hükümeti, bugün Brüksel'de yapılan Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı'nda Türkiye'ye silah satışını durdurmaya yönelik girişime itiraz etti. İngiltere'nin bu tutumu, AB'nin bu konuda toplu karar almasına engel oldu.
İNGİLTERE'NİN KARARI DİĞER ÜLKELERİ ETKİLEYEBİLİR
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere bir dizi Avrupa ülkesi, Türkiye'ye silah ambargosu ilan ederken İngiliz hükümeti, bu konuda adım atmamıştı. İngiltere'nin bugünkü tutumunun, ülkenin, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki Barış Pınarı Harekatı'na yönelik tutumunda değişikliğin işareti olabileceği belirtiliyor.
İNGİLTERE ASKER ÇEKEBİLİR
İngiliz basınında bugün yer alan haberlere göre, İngiltere, Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ'la mücadele koalisyonu kapsamında bulundurduğu ancak sayısı açıklanmayan özel kuvvet askerlerini çekmeye hazırlanıyor.
İngiltere'nin bu kararında, ABD'nin bölgedeki 1000 kadar askerini geri çekme kararının etkili olduğu belirtiliyor.
Bununla birlikte, İngiliz Dışişleri Bakanlığı, AA muhabirinin bölgedeki İngiliz özel kuvvet askerlerinin mevcudiyetiyle ilgili sorusunu yanıtsız bıraktı.
HAREKATIN BAŞARISI HAVAYI DEĞİŞTİRDİ
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı 9 Ekim'de yayımladığı açıklamada, "tek yanlı" diye nitelendirdiği harekatla ilgili "ciddi kaygılarının" olduğunu dile getirmişti.
İngiliz Parlamentosunda yapılan oturumda farklı partilerden milletvekilleri, Türkiye'nin harekatını sert sözlerle eleştirerek hükümeti "eyleme geçmeye" çağırmıştı.
İngiliz basını da "istila" diye nitelendirdiği harekatı tek yanlı haber ve yorumlarla gündemde tutarken Türkiye'nin operasyonunun terör örgütü DEAŞ'ın yeniden canlanmasına yol açacağı propagandasını yoğun şekilde yürüttü.
Harekatın daha bir haftasını doldurmadan terör örgütü YPG/PKK'ya karşı kazanılan hızlı başarı, hem İngiliz siyasetindeki hem de basınındaki havayı değiştirmeye başladı.
DEAŞ MİLİTANLARI
İngiliz basınının da Suriye'de DEAŞ'lıların tutulduğu hapishanelerle ilgili tutumunun değiştiği gözleniyor.
Sky News televizyonunun bölgedeki muhabiri Deborah Haynes, dün kaleme aldığı yazıda DEAŞ militanlarının YPG kontrolündeki hapishanelerden kaçma ihtimaliyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Suriye'nin üst köşesinde her an boşanabilecek bu yeni terör dalgası konusunda Türkiye'yi suçlamak çok kolay." ifadesini kullanan Haynes, başta İngiltere ve ABD olmak üzere koalisyon ülkelerinin bu DEAŞ'lı militanlarla ilgili hayata geçirilebilir bir plan yapmamış olduklarına dikkati çekti.
Koalisyon güçlerinin DEAŞ'lı militanları, NATO müttefiki Türkiye'nin yeminli düşmanı YPG'ye emanet ettiğini belirten Haynes, bu uygulamanın, Ankara'nın sürekli uyarılarına karşın devam ettirildiğini vurguladı.
Haynes, İngiltere'nin kendi vatandaşı olan DEAŞ militanlarını geri almama politikasının sürdürülemez olduğuna dikkati çekerek, ülkesinin bu konuda diğer ülkelere de öncülük edecek şekilde siyasetini değiştirmesi gerektiğini yazdı.
Konuyu bugün de gündemde tutan İngiliz gazeteci, YPG'nin bazı DEAŞ'lı militanları ABD'ye teslim etmeyi reddettiğine dikkati çekti.
Haynes, YPG'nin, DEAŞ'lı militanları, ABD, İngiltere ve diğer koalisyon ülkelerine karşı koz olarak kullanmaya çalıştığını kaydetti.
Channel 4 televizyonu muhabiri Lindsey Hilsum da bulunduğu Kamışlı'dan yayımladığı Twitter mesajında bölgedeki yönetimin hatasının "PKK'ya bağlı kalması" olduğuna işaret etti.
YPG'YE KATILAN İNGİLİZLER
İngiltere'de terör örgütü YPG/PKK'ya katılan bazı İngiliz vatandaşları yargılanmış ancak hiçbiri ceza almamıştı.
İngiltere'nin eski savaş bakanlarından John Profumo'nun PKK/YPG saflarına katılan yeğeni de geçen yıl ülkede gözaltına alınmıştı.
PKK, 2001'den beri İngiltere'de terör örgütleri listesinde bulunsa da YPG listede yer almıyor.
"YPG TERÖR LİSTESİNE ALINSIN" TAVSİYESİ
Merkezi Londra'da bulunan düşünce kuruluşu Henry Jackson Society, önceki yıl "Unutulan Yabancı Savaşçılar: Suriye'de PKK" başlıklı rapor yayımlamıştı.
Raporda, PKK ile PYD/YPG arasındaki ilişkiler ortaya koyulurken Suriye'de terör örgütü safında çatışmalara katılan yabancılarla ilgili bilgi ve değerlendirmelere de yer verilmişti.
Terör örgütü saflarına katılan 12 ülkeden 60 yabancının profillerine yer verilen raporda, özellikle İngilizce konuşulan ülkelerden gelenlerin yüzde 80'e yakın bir oranı oluşturduğuna dikkati çekilmişti.
Raporda İngiliz makamları, terör örgütü safına yeni katılımları önleyecek tedbirler almaya, katılanları da yakından izlemeye ve gerekli hallerde hakkında kovuşturma yapmaya davet edilmişti.
Ayrıca, terör örgütüne katılan İngilizlerin, NATO müttefiki Türkiye ile diplomatik krize yol açabileceği uyarısında bulunulmuş ve İngiliz makamları örgütle arasına mesafe koymaya çağrılmıştı.
Raporda, İngiltere'de 2001'de terör örgütü listesine giren PKK'nın diğer adları arasına YPG'nin de eklenmesi ve böylelikle terör yasasının bu isim altındaki faaliyetlere de uygulanması tavsiye edilmişti.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, geçen yıl parlamentonun dışişleri komisyonunun Irak ve Suriye'deki Kürt hareketleriyle ilgili raporuna verdiği yanıtta ise "İngiliz hükümetinin PYD/YPG ile sınırlı bir teması var, PKK ile ise hiçbir teması yok." açıklamasında bulunmuştu.
NE OLMUŞTU?
Lüksemburg'da AB Dış İlişkiler Konseyinde bir aya gelen üye ülke bakanları, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla başlatılan Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili sonuç bildirgesi yayımlamıştı.
Bildirgede, "AB, Türkiye'nin tüm bölgede istikrar ve güvenliğe zarar veren askeri harekatını kınıyor." ifadesine yer verilirken, harekatın daha fazla sivile zarar vereceği savunuldu.
Harekatın, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yürütülen siyasi süreci zora soktuğu ifade edilen bildirgede, DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyonun kazanımlarını da tehlikeye attığı iddia edildi.
DEAŞ KARŞITI KOALİSYON TOPLANMALI
Bildirgede, terör örgütü DEAŞ'ın hem Avrupa hem de Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmeye devam ettiğinin altı çizilerek "DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon bakanlar düzeyinde toplanarak mevcut durumda DEAŞ ile mücadelenin nasıl sürdürüleceğini ele almalı." çağrısı yapıldı.
DOĞU AKDENİZ FAALİYETLERİ
Üye ülke dışişleri bakanlarının Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleriyle ilgili yayımladığı diğer bir bildirgede ise "AB Konseyi, Doğu Akdeniz'de yaşa dışı sondaj faaliyetlerinden sorumlu gerçek ve tüzel kişileri hedef alan kısıtlayıcı tedbirlerin devreye sokulması konusunda anlaştı. AB Konseyi, bu konu hakkında AB Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonunu hızlı biçimde bir teklif sunması için çağrıda bulunuyor." ifadelerine yer verildi. (AA)