İngiltere Manş Denizi'nde göçmenleri durdurmak için orduyu görevlendirmeye hazırlanıyor

İngiliz ordusu, Manş Denizi'ndeki göçmen geçişlerini sınırlamayı hedefleyen operasyonların sorumluluğunu üstlenmeye hazırlanıyor.

İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, Savunma Bakanlığı'nın Manş Denizi'ni "yasa dışı göçe karşı korumak için" görevlendirildiğini söyledi.

Fakat Savunma Bakanlığı'nın harcama, yönetim ve politikalarını denetlemekle yükümlü İngiltere Parlamentosu Savunma Komitesi Başkanı Tobias Ellwood, planların "aceleye geldiği" eleştirisini getirdi ve planları ordu için "büyük bir dikkat dağıtıcı" olarak nitelendirdi.

Bu adım haftalar içinde hayata geçirilebilir.

Birleşik Krallık Saldırı Gücü Komutanı Mike Utley, planları koordine etmek üzere görevlendirildi.

İçişleri Bakanlığı, geçen yıl sınırı geçen insan sayısının 2020'dekinin üç katı olduğunu açıkladı. İçişleri Bakanlığı, yalnızca Cumartesi günü Manş Denizi'ni geçmeye çalışırken 197 kişinin durdurulduğunu veya kurtarıldığını söyledi. Fransız yetkililer, beş gemide bulunan 95 kişinin yolculuk yapmasını engelledi.

Savunma Bakanlığı kaynakları BBC'ye, ordunun İçişleri Bakanlığı ve Birleşik Krallık Sınır Gücü ile birlikte çalışması hakkındaki görüşmelerin birkaç haftadır sürdüğünü söyledi.

Kaynaklar, Kraliyet Donanması'nın veya diğer kurumların nasıl dahil olacağı konusunda hiçbir karar verilmediğini ve göçmen teknelerinin Fransa'ya "geri itilmesini" gerektireceğine dair hiçbir belirti olmadığını söylediler.

İçişleri Bakanı Patel ise parlamentoda yaptığı bir konuşmada silahlı kuvvetlerin söz konusu tartışmalı politikaya dahil olabileceğini öne sürmüş ve bunun "kesinlikle bu hükümetin politikası olduğunu" söylemişti.

İngiltere Parlamentosu Savunma Komitesi Başkanı Tobias Ellwood, Sky televizyonuna yaptığı açıklamada planın, Rusya ve Çin'in artan askeri tehditlerine karşı "büyük bir dikkat dağıtıcı" olduğunu söyleyerek, "Donanmamızın uğraşıyor olması gereken şey bu değil" dedi.

Bir kaynak, ordunun operasyonları nasıl koordine edebileceğinin ayrıntılarının hâlâ çözülmediğini, bir başkası ise Savunma Bakanlığı içinde böyle karmaşık bir meseleye karışma konusunda "korku" olduğunu söyledi.

BBC'nin izlenimine göre, göç ve göçmen yönetimine ilişkin genel politika İçişleri Bakanlığı tarafından yönetilmeye devam edecek.

İlk olarak Times gazetesinde yer alan planlara göre, Başbakan Boris Johnson donanmaya Manş Denizi'ndeki hükümetin kontrolündeki gemiler üzerinde yetki verebilir.

BBC tarafından derlenen rakamlar, geçişleri önlemek için İngiltere'nin Fransa'ya yaptığı büyük yatırıma rağmen, 2021'de en az 28.431 göçmenin küçük teknelerde yolculuk yaptığını gösteriyor. Bu, bir önceki yıl 8.417 kişiydi.

24 Kasım'da tekneleri batan en az 27 kişi öldü, bu da 2014'ten bu yana Manş Denizi'ndeki en büyük can kaybıydı.

---

A**naliz**: Mark Easton, BBC

Brexit anlaşmasının İngiltere'nin sınırlarının kontrolünü geri alacağını vaat eden bir başbakan için, Kent kıyılarına küçük teknelerle gelen rekor sayıda sığınmacının durdurulamaması siyasi bir utanç kaynağı.

Bununla birlikte, Manş Denizi'ndeki operasyonlarda bir amirale sorumluluk verilmesi pek bir fark yaratmayacaktır.

Kraliyet Donanması, şişme botların ve sandalların nereye varmasının beklendiği konusunda daha iyi istihbarat sağlayabilir, ancak İngiltere'ye sığınmak için gelenlerin büyük çoğunluğunun yolu kıyıya ulaşmadan önce zaten kesiliyor.

Küçük tekneleri Fransız sularına geri itme planları çok tehlikeli olarak görülüyor ve göçmenlerin başka bir ülkeye yönlendirilmesi fikri şimdiye kadar gerçekleşmedi. Göçmenlerin ülkeye ulaştıklarında Kent'te tutuldukları merkezler büyütülüyor.

Manş Denizi'ndeki tehlikeli yolculuğu göze alan sığınmacıların artmasının nedeni, Covid ve Calais'deki artırılan güvenliğin geleneksel giriş noktalarını etkin bir şekilde kapatması.

Hükümet ve mülteci örgütleri, uzun vadeli çözümün, çatışma bölgelerinden kaçan göçmenler için resmi güvenli yolların oluşturulması olduğu konusunda hemfikir.

---

İngiltere'de göçmen ve sığınmacı hakları konusunda çalışan yardım kuruluşu Refugee Council'in başkanı Enver Solomon, planı "acımasız ve insanlık dışı" olarak nitelendirdi.

Solomon planı, "Düzenli, yönetilebilir ve adil bir sığınma sistemi sağlayacak çözümler bulamayan bir hükümetin umutsuz bir hareketi" olarak tanımladı.