HABER

İngiltere'nin AB referandumu ve Türkiye tartışmaları

İngiltere, 23 Haziran'da AB'deki kaderini belirleyecek. AB'den ayrılmayı savunanlar göç başlığı altında Türkiye'yi de gündeme getirdi. Uzmanlar Türkiye etrafında dönen tartışmaları BBC Türkçe'ye yorumladı.

İngiltere'nin AB referandumu ve Türkiye tartışmaları

Çağıl Kasapoğlu

BBC Türkçe

İngiltere'nin 23 Haziran'da Avrupa Birliği'ndeki (AB) kaderini oylayacağı referandumda gündeme getirilen konulardan biri de 'göç' başlığı altında Türkiye ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri oldu.

AB'nin Türkiye'yle göçmen anlaşması kapsamında vize serbestisi taahhüt etmesi her ne kadar Schengen ülkesi olmayan İngiltere'yi kapsamasa da, Brexit (AB'den Ayrılma) kampı, ülkenin Türkiye'den göç akınına uğrayacağı argümanını öne sürdü.

Kimi uzmanlara göre ise bu argüman, 'temelsiz ve kamuoyunu kendi siyasi akımlarına yönlendirmek için' ortaya atılan gerçek dışı bir söylem. Zira, "Türkiye'nin AB üyeliği güçlü bir olasılık gibi görünmüyor."

Brexit'i savunanlar, Türkiye'yle beraber altı Balkan ülkesi Sırbistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Kosova ve Makedonya'nın, genişleme kapsamında dâhil olma ihtimalini İngiltere'de sosyal güvenlik yardımları ve hizmetlerine 'doğrudan bir tehdit' olarak yorumluyor.

Almanya: İngiltere çıkarsa AB dağılabilir'Türkiye'nin üyelik sürecini canlı tutmak AB'nin de çıkarına''Türkiye'ye vize serbestisi büyük risk olur'Dolayısıyla göçmen akınının kontrolünü de Brüksel'in eline bırakmak yerine Londra'da kalmasını savunuyor.

Brexit kampanyasının öncü isimlerinden İngiltere Adalet Bakanı Michael Gove da 8 Haziran'da'Türkiye'ye vize serbestisi büyük risk olur'ifade etmişti.

Güvenlik kaygısını da dile getiren Gove, "77 milyon Türk vatandaşına vizesiz seyahat imkânı tanıyıp Irak, İran ve Suriye'den Manş Denizi'ne kadar uzanan bir alanda sınır kontrollerini ortadan kaldırmanın güvenliğe olumsuz etki" yaratacağını savundu.

Muhafazakar tabloid gazeteler de "12 milyon Türk İngiltere'ye geleceğini söyledi" gibi başlıklarla tartışmalardaİngiltere'nin AB'den ayrılma kampanyasına Sun desteği

FakatBBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Avrupa Politikalar Merkezi kurucularından, 'Social Europe' yazarı John Palmer, AB'de kalmaktan yana olanların 'çok sorumsuzca' olarak tanımladığı Türkiye etrafında dönen tartışmalara ilişkin "Türkiye'nin AB üyeliği çok uzak bir ihtimal ve nüfusun kitlesel olarak göç etmesinden bahsetmek de gerçek dışı" dedi.

Göç meselesinin insanları korkutmak, kışkırtmak ve 'yabancı korkusu' yaratma amacıyla kullanılmasını ayrılma yanlısı kampanyanın tipik bir özelliği olarak tanımlayan Palmer, özellikle AB üyesi diğer ülkelerden yasal yollarla gelen işçilere gösterilen tepkiyi eleştirdi.

Palmer, "Son bir yılda AB'den yüzlerce binlerce işçi geldi. Ve bunun ekonomiye çok olumlu katkısı oldu. Bu, burada iş imkânlarının hala olduğunu ve yeni gelenlerin de ihtiyaç duyulan yeteneklere sahip olduğunu gösteriyor" dedi.

Cameron'un Türkiye'ye 'desteği'Son resmi veriler İngiltere'nin AB ülkelerinden her yıl aldığı net göçün 184 bin, AB üyesi olmayan ülkelerden aldığı net göçün 188 bin olduğunu gösteriyor.

Hükümetin hedefi ise bu rakamı 100 binin altına çekmek.

İngiltere Başbakanı David Cameron da iktidarının ilk yıllarında söylemleriyle AB yolunda Ankara'nın yanında olduğunu ifade etse de, desteklediği 'AB'de kalma' kampanyasını güçlendirme çabasında.

Başbakan son söylemlerinde Türkiye'nin kısa zamanda üye olma ihtimalinin zayıf olduğunu dile getirmeye başladı.

Altı yıl önce Ankara'daki konuşmasında Türkiye'nin AB üyeliğine "Türkiye ekonomimiz, güvenliğimiz, politikalarımız ve diplomasimiz içinhayati önemdedir" diyen Cameron, kimilerine göre 'Ayrılma' yanlılarının sesini kısmak için geçen ay "Mevcut hızıyla Türkiye'nin üyeliği 3000 yılını bulur"Cameron: Türkiye'nin AB üyeliği 3000'i bulur

Cameron ayrıca, AB ülkelerinin yeni üyeleri veto hakkını hatırlattı.

Türkiye gündemden düşmeye başlamışken, Brexit yanlıları Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson ve Adalet Başkanı Michael Gove 16 Haziran'da yeni bir hamle yapıp, Cameron'dan "Türkiye'nin hiçbir zaman AB'ye üye olmayacağına dair İngiltere'nin veto hakkını kullanacağının garantisini vermesi" çağrısında bulundu.

Belfast Queen's University'de görevli Profesör David Phinnemore, Muhafazakârların önde gelen iki isminin çağrısından önce referandumun AB'nin genişlemesine etki etmeyeceğini düşündüğünü şimdi ise Cameron'u ikna çabalarının Birlik'in genişlemesi önünde engel oluşturabileceği kanısında olduğunu söylüyor.

Phinnemore, "Türkiye'nin olası üyelik için yüksek bir profili vardı, bir momentum yakalamıştı ancak Cameron'a yapılan bu talep gerçekleşirse (genişlemenin önünde) engel olabilir" diyor.

Phinnemore'a göre her ne kadar İngiltere'nin AB üyeliğine desteği sabit somut bir destekten çok 'sözde kalsa' da, "İngiltere AB'den ayrılırsa Türkiye de, AB'nin genişleme sürecinde kilit öneme sahip savunucularından birini kaybetmiş olacak."

Düşünce kuruluşu EDAM'ın (Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi) Başkanı Sinan Ülgen de, İngiltere'nin AB'den ayrılması durumunda kısa vadede Türkiye-AB ilişkilerinin olumsuz etkilenebileceğini ancak orta ve uzun vadede ise Türkiye için avantajları olabileceği görüşünde.

'Türkiye'ye örnek bir anlaşma çıkabilir'Kısa vadede AB'nin İngiltere'nin olası bir ayrılık kararıyla enerjisini kriz yönetimine vereceğini belirten Ülgen dolayısıyla genişleme konusunun da geri planda kalacağını söylüyor. Fakat orta ve uzun vadedeki etkileri için ise EDAM Başkanı şu yorumu yapıyor:

"İngiltere, AB ile bugün var olan ilişki modellerinden daha farklı bir ilişki kurgulayabilirse ki Brexit kampanyasının savunucuları bunun mümkün olabileceğini söylüyorlar, o zaman İngiltere'nin AB ile kuracağı yeni ilişki modeli tam üyelik görüşmeleri tıkanmış olan Türkiye için de bir örnek teşkil edebilecektir. Bu da işin belki daha iyimser daha olumlu tarafı."

Ama John Palmer'a göre Birlik'in genişlemesi tartışmalarında referandum 'birçok sorundan yalnızca biri'.

Dolayısıyla Türkiye ve diğer altı Balkan ülkesinin Brüksel yolundaki tek soru işareti 23 Haziran'daki oylama değil.

John Palmer'a göre AB'nin bu tarihe kadar olan genişleme süreci, kendi üye ülkeleri arasındaki entegrasyonun sağlanması, hesap verilebilirliği ve ekonominin idare edilebilmesi için kapasitesinden çok daha hızlı gelişti ve bu da "Birlik içi sorunlara neden oldu".

Birlik içi yaşanan sorunlar da bugün, İngiltere'yi AB'den ayrılma kararını vermek üzere 23 Haziran'da sandığa götürecek kadar birikti.

En Çok Aranan Haberler