“Şah damarı kaynaklı inmeleri biz genelde yaşlı hastalarda görüyorduk. Toplumda da genel olarak yerleşik kanı bu doğrultuda. Ancak son yıllarda yaptığımız vaka örneklerinde şah damarı kaynaklı inmeleri biz 30’lu yaşlarda da görmeye başladık. Bu yaşlarda genelde yüksek tansiyona bağlı gelişen diseksiyon dediğimiz şah damarı yırtılması sonucu meydana gelen inmeleri görüyorduk ancak şu anda damar sertliğine bağlı pıhtı ile tıkanan şah damarı kaynaklı inmeleri de sık görmeye başladık. Bu oldukça ciddi bir durum ve bu konuda halkımızı bilinçlendirmek adına daha fazla çalışmalar yapmalıyız. Özellikle koruyucu hekimliğin ön planda olması gereken çok önemli bir konu bu.
İNMEDE DAKİKALAR BİLE BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
İnme geçirmiş hastaların ne yapması ve nereye başvurması gerektiği konusunda biz bilinçlendirme kampanyalarını arttırmalıyız. Çünkü inmede dakikalar bile büyük önem taşıyor. Öncelikle inme gelmeden önce belirti verir. Baş dönmesi, el ve ayakta güçsüzlük, geçici konuşma kaybı, geçici görme kaybı, geçici şuur bozukluğu inmenin en önemli belirtileri. Bu belirtilerden bir tanesi bile hissedildiğinde ailede de inme hikayesi varsa ihmal edilmeden mutlaka bir uzmana başvurulup şah damarı ultrasonu çekilmeli. İnme gelişmesi durumunda acil olarak yapılması gereken en önemli şey bir inme merkezine başvurmak olmalı. İlk 6 saatlik sürede inme merkezlerinde pıhtı eritici ilaçlarla damarlar açılabiliyor. Bu süreçte geç kalan hastalar da tamamen umutsuz değiller.
Bir hafta, 10 güne kadarki süreçte uygun hastalara inme cerrahisi ile şah damarından lokal anestezi altında açık ameliyat uygulanabiliyor. Damarın tıkanıklık seviyesi yüzde 100 bile olsa uygun hastalarda bu damarlar açılabiliyor. Yine bazı uygun hastalarda Hibrit yöntemler dediğimiz uygulamalarla aynı anda hem açık hem de kapalı yöntemler uygulanabiliyor. Ancak belirtmiş olduğum gibi inme hastaları zamanla yarışan hastalar. Bundan dolayı hekime olabildiğince erken başvurmaları hayati önem taşıyor.”