Damar sertliğinin olumsuz sonuçlarından biri olan şah damarı kaynaklı inmeler günden güne artış gösteriyor. Prof. Kalko ise inmeden sonraki bir hafta on günlük süreçte ‘İnme Cerrahisi’nin uygun hastalarda yüz güldürücü sonuçlar verdiğinin altını çizdi.
Uzmanlar ülkemizde her yıl 150 bin kişinin inme geçirdiğini, bunlardan yaklaşık yüzde 70’ini şah damarı kaynaklı inmeleri oluşturduğunu belirtiyor. Şah damarı kaynaklı inmelerde ilk 6 saatlik kritik süreç hayati öneme sahip. Ancak geç kalındığı zannedilen vakalarda da durum tamamen çaresiz değil. Prof. Dr. Yusuf Kalko’nun geliştirdiği ‘İnme Cerrahisi’ yöntemi ile 1 hafta 10 güne kadarki uygun vakalarda açık ameliyatla felçler döndürülebiliyor. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko,’’Tıp literatüründe, şah damarı tıkanıklığı nedeniyle felç geçirmiş hastalara 6’ncı saatten sonra müdahale yapılmasının kayda değer yarar sağlamayacağına dair yerleşik kanı, artık değişti. Uyguladığımız inme cerrahisi yöntemiyle hastalarda 10’uncu güne kadar başarı sağlanabiliyor; değişik derecelerde inme geçirmiş hastaları yeniden yaşama bağlayabiliyoruz. Bu başarı; hastanın genel durumuna göre bazen konuşma yetisinin geri gelmesi bile söz konusu olabilirken, bazen hastalarımızın ayağa kalkmasını bile sağlayabiliyoruz. Sonuç ne olursa olsun, her halükarda hastalarımızın hayatına olumlu katkı sağlıyoruz’’ dedi.
'YÜZDE 100 TIKALI DAMAR DA AÇILABİLİYOR, 100 YAŞINDAKİ HASTA DA AMELİYAT OLABİLİYOR'
Damar tıkanıklığı ameliyatlarında yaşın öneminin olmadığını dile getiren Prof. Dr. Kalko, sadece lokal anestezi ile her türlü damar ameliyatını yapabildiklerini belirtti ve en yaşlı hastalarının 103 yaşında olduğunu söyledi. Lokal anestezi ve minimal invaziv damar cerrahisi tekniği ile gerçekleşen ‘İnme cerrahisi operasyonu’, ileri yaş ve ilave kronik rahatsızlığı olan hastalara da uygulanabiliyor. Yöntemle aynı zamanda yüzde 100 tıkalı damarlara da müdahale şansı doğuyor.
Lokal anestezi altında yapılan inme cerrahisi ameliyatları sırasında hastanın bilincinin açık tutulduğunu ve şah damarı kaynaklı felç ile kaybedilen hissiyatın geri gelişini bu şekilde kontrol edebildiklerini belirten Prof. Dr. Yusuf Kalko, “Hastanın maruz kalabileceği riskler lokal anestezi kullanımıyla minimuma indirgeniyor. Bu şekilde genel anestezinin komplikasyonlarından kaçınıyorsunuz. Ameliyat esnasında hastanın şuurunu gözlemliyoruz. Bu da özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu durumdaki hastalar sadece damar sorunları ile değil; aynı zamanda şekerden tansiyona, kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok rahatsızlıkla da mücadele ediyor. Şah damarı ameliyatında hastanın sadece boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyat sırasında onlarla sohbet ediyoruz. Bu sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor. Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30-50 dakika arasında tamamlanmış oluyor. Bu ameliyatlar stentin uygun olmadığı hastalarda da avantaj sağlıyor.” şeklinde konuştu.