YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

İnsan Kaynaklarımız ve İstihdam Sorunlarımız

Genç nüfus oranı yüksek olan ülkemizde işgücü plânlaması ve yönetiminin önemi ve Ulupamir Köyü üzerine düşünceler.

İnsan üretimin en önemli elemanıdır. Eğitilmiş insan gücü sanayi toplumlarının sahip olduğu en kıymetli varlıklarından biridir.

İnsan bütün ekonomik ve politik sistemlerde mal ve hizmet üretiminin kararlaştırıcısı, planlayıcısı ve uygulayıcısı olarak üretim süreçlerinin içindedir.

İnsan kaynaklarını etkili ve verimli kullanabilen ülkeler kullanamayan ülkelere göre; insan kaynakları bol olan ülkeler de kıt olan ülkelere göre avantajlı durumdadırlar.

Teknolojinin ulaşmış olduğu son noktada kullanım anlamında makineler, çeşitli devreler, bütünleşmiş yapılar, bilgisayarlar ve ağlar çok büyük önem kazanmış olsa da içinde insan olmayan hiçbir sistem yoktur.

Gelişmek, kalkınmak ve zenginleşmek isteyen ülkeler insan kaynaklarını büyük bir özenle ve sonuna kadar en etkili şekilde kullanmanın yollarını arayıp bulmak durumundadırlar. Bunu sağlamak için de özel çaba göstermeleri olmazsa olmaz bir koşuldur.

*

Bugün bir taziye nedeniyle Erciş ilçemize bağlı Ulupamir köyüne gittim. Bu benim her yıl kültür festivali düzenlenen, Kırgız kökenli yurttaşlarımızın yaşadığı köye ilk gidişimdi.

Zor bir coğrafyada çok çalışarak çalışmayı bir yaşam tarzı olarak özümsemiş bu insanlar Afganistan savaşının başlaması ile göçe zorlanmış, memleketlerini terk etmek durumunda kalmış, ülkemizin kucak açması ve liderleri Rahman Kul Han’ın halkı ile istişare ederek aldığı kararla 1980 sonrası dönemde gelip Türkiye’ye yerleşmişlerdir.

Türkiye’ye geldikten sonra ilkin Van’ın Karagündüz köyüne oradan da şu anda yaşadıkları Erciş ilçemize bağlı Ulupamir köyüne iskân edilmişlerdir.

Taziye evini ararken dar sokaklarında dolaştığımız köyün oldukça büyük olduğunu gördüm. Sonradan da son nüfus sayımında köy nüfusunun 3.500 kişi olarak belirlendiğini öğrendim.

Bu yurttaşlarımız Erciş yöresinde de çalışkanlıkları ile bilinirler. Bir kısmı buralarda çalışma alanı bulamadığı için yurdun muhtelif yerlerine dağılmış durumdadır. Köy dışında eğitim olanakları bulanlar bunu en iyi şekilde değerlendirmiş, çok iyi okulları okumuş, bitirmişlerdir.

Halen çalışmakta olan kurumda çeşitli kadrolarda istihdam edilmiş olanlarının tamamının her türlü kadroda ve her yönleri ile takdir edilen insanlar olduklarının canlı tanığıyım. Akademik görevlerde de, her türlü hizmet işinde de canla başla çalışırlar. Güler yüzlüdürler ve sorun çıkarmazlar.

Erciş Belediyesinde temizlik işlerinde çalışanları kısa sürede halkın sevgisini kazanmışlardır.

Kısacası kendilerine her ne iş verilse en iyi bir şekilde yerine getirmek için ellerinden gelen hiçbir şeyi esirgemezler.

Sorun o insanların iş alanlarına yönlendirilmemiş olmalarıdır. Sorun o insanlara gerçekten yapıp başarabilecekleri katma değeri yüksek işlerin gösterilmemiş, öğretilmemiş olmasıdır.

Bugün o köyde dikkatimi çeken ve içimi sızlatan şey o önemli insan gücünün, işgücünün, o kıymetli potansiyelin bir köyün sınırları içinde hapsedilmiş olması oldu. Gözleri çakmak çakmaktı ve duruşlarıyla, bakışlarıyla adeta “biz üretkenlikte örnek olabilecek, büyük işler başarabilecek bir toplumuz” diyorlardı.

Ellerinden tutulması halinde, kolay kavranan kimi iş alanlarında az çok eğitilmiş olmaları ve kısık bütçeli de olsa tezgâhlara kavuşmaları halinde pek çok şeyi başarabilecekleri her hallerinden belliydi.

Bir an için güzel Türkiye’mizin her köşesinde, her bölgede, her kentte, ilçede ve köyde onlar kadar çalışkan ve verimli başka insanlarımız da olduğunu düşündüm. Başka şehirlere dağılıp çok başarılı işler yapan Kayserililerimiz, Karadenizlilerimiz, Sivaslılarımız ve başka şehirlerden gelmiş, önemli işler başarmış yurttaşlarımız da yok muydu? Çoğumuz onları tanımaz, bilmez miydik?

Köyden döndükten sonra birlikte çalıştığımız Kırgız kökenli o arkadaşlardan birine, Muhammed’e bu fikrimi söyledim. Köyde önemli miktarda işgücünün ziyan olduğunu, yoksul ailelerin yaşlı insanlarının duruşlarının beni etkilediğini anlattım. Oradaki atıl insan potansiyelinin doğru ve yerinde değerlendirilebilmesi halinde hem kendilerine, hem köylerine hem de ülkeye büyük şeyler katabileceklerini söyledim.

O arkadaş beni dinledi ve o zamana kadar bilmediğim ilginç bir şeyi dile getirdi.

Kendi köylülerinin bir kısmının İstanbul’da dericilik işinde çalıştıklarını, çok iyi işler yapıp başardıklarını, Van Depreminden önceki süreçte de bu konuda uygulanabilir, iyi bir proje hazırlayıp Erciş Kaymakamlığı ile işbirliği halinde onu hayata geçirme çabası içinde olduklarını söyledi.

Yapılan programa göre yetki belgeleri olmayan ama deri işinde çok iyi olan insanlar İstanbul’daki ailelerini alıp Erciş’e dönecekler, Erciş Halk Eğitim Merkezinde bir eğitip programı düzenlenecek, yetiştirilecek on kişiye yetki belgesi verilecek ve köylerinde dericilikle ilgili ilk işletme açılacakmış.

Bu proje için İstanbul’da yaşayan, mesleği bilen kimi köylüleri ailelerini alıp Erciş’e gelmişler.

Tam eğitimler başlayacakken Van Depremi olmuş.

Deprem telaşını atlattıktan sonrası projelerinin peşine düşen bu insanlarımıza, “depremden dolayı projenin iptal edildiği” söylenmiş.

Gelenlerin bir kısmı aileleriyle İstanbul’a geri dönmüş.

Yani anlayacağınız deprem sonrası, insanların işe ve projeye en çok ihtiyaç duyduğu zamanda ve üstelik sebep olarak da deprem gösterilerek bu doğru ve hayırlı proje rafa kaldırılmış.

Bugün benim taziye için gittiğim köyde gördüğüm enerji tam değerlendirilecekken ne yazık ki yeniden kendi haline bırakılmış.

Elbette proje ile ilgili yazdıklarım o arkadaşımın bana anlattıklarıydı. Burada bilmeden konuyu yanlış ifade etmişsem düzeltilmesini yürekten isterim.

*

Türkiye’miz mevcut haliyle bile dünyanın sayılı birkaç ülkesinden biri iken, insan, toprak, hammadde ve diğer kaynaklarımızı etkili ve verimli kullanarak çok daha büyük işler başarabiliriz. Aslında yaşadığımız çağ da diğer ülkeler gibi bizi de buna zorlamaktadır.

Bunu devletimizin yetkili kademelerinde bulunan büyüklerimizin de gördüğünden eminim çünkü bu anlamda insan kaynaklarının nitelikli kılınmasına yönelik pek çok projenin bulunduğunu, uygulandığını da hepimiz biliyoruz. İşkur, farklı iş projeleri ile istihdamı arttırıcı pek çok eğitim düzenlemektedir. Meslek liselerinin sayısı arttırılmakta, sanayide staj olanakları sağlanmaktadır.

Dileğimiz ve arzumuz bütün üretim kaynaklarımızın en iyi bir şekilde harekete geçirilebilmesidir. Daha fazla kol ve beyin gücünün diğer varlıklarla bütünleşmiş şekilde harekete geçirilmesi ülkemizi bir an önce aydınlık yeni ufuklara taşıyacaktır.

Her şey temel sorunlarını halletmiş, yüzü gülen, sağlık ve eğitim sorunu olmayan Büyük Türkiye için, çalışan, üreten, mutlu olan ve mutlu eden insanlar için.

07 Kasım 2012 Çarşamba

16:54

NOT: Rahman Kul Han'ın kardeşi Subhankul Seçilmis Bey'in vefatı dolayısıyla, kederli ailesine, dost ve akrabalarına başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler